Buldan: Demirtaş, Yüksekdağ ve tutuklu siyasetçi arkadaşlarımız tahliye edilmelidir

'Hukuksuzca cezaevinde tutulan Demirtaş, Yüksekdağ ve tutuklu tüm milletvekili, belediye eşbaşkanı arkadaşlarımız ve yine hasta tutsaklar derhal tahliye edilmelidir.'

Buldan: Demirtaş, Yüksekdağ ve tutuklu siyasetçi arkadaşlarımız tahliye edilmelidir

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında konuştu.

Buldan, sözlerine Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP’nin önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın sağlık durumuna bilgi vererek başladı. Buldan, “Sevgili Selahattin Demirtaş’ın 26 Kasım’da nefes daralması ve göğüs sıkışması sonucu geçici bir süre bilinç kaybı yaşadığını üzülerek öğrendik. Kendisi yaşadığı sağlık probleminin kamuoyuna yansımasını istememiştir. Cezaevine giden arkadaşlarımız ve avukatlarla da bu durumu paylaşmamış, bilgi vermemiştir. Bunun özellikle bilinmesini isteriz” dedi.

‘DEMİRTAŞ’IN DURUMUNU YAKINEN TAKİP EDİYORUZ’

HDP’li milletvekillerin dün Demirtaş ile görüştüğünü söyleyen Buldan, Demirtaş’ın sağlık durumunun iyi olduğunu paylaştı. Buldan, “Partimizin girişimleri sonucu kendisi tam teşekküllü hastaneye sevk edildi. Gerekli kontrol ve tetkikleri yapıldı. Şuan için genel sağlık durumunun iyi olduğunu ve gelişmeleri yakinen takip ettiğimizi belirtmek isterim. 3 yıldır hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutulan Sevgili Demirtaş, Sevgili Figen Yüksekdağ ve tutuklu tüm milletvekili, belediye eşbaşkanı arkadaşlarımız ve yine hasta tutsaklar derhal tahliye edilmeli ve bu hukuksuzluğa, rehine politikasına bir an önce son verilmelidir. Demirtaş, Yüksekdağ ve tüm arkadaşlarımızın sağlığı dahil yaşayacağı her olumsuzluktan bu iktidar sorumlu olacaktır” diye konuştu.

‘ÖZGÜR BASINI YILDIRAMADILAR’

Konuşmasında Özgür Ülke Gazetesi’nin bombalanmasının 25’inci yıl dönümüne olması dolayısıyla saldırıda yaşamını yitirenleri anan Buldan, şunları söyledi: “O dönem özgür basını bombalarla, faili meçhul cinayetlerle, gözaltında kaybetmelerle susturmaya, gerçeklerin üzerini karartmaya çalıştılar. Ama özgür basını yıldıramadılar. Bugün de özgür basını susturmaya çalışan aynı anlayışın devam ettiğini görüyoruz. İktidarın emriyle gazeteciler gözaltına alınıp tutuklanıyor. Ancak biliyoruz ki gerçekler asla karartılamayacak, bu ülkede özgür basın hiçbir zaman susmayacaktır.”

‘ENGELLİLERİN YAŞAM STANDARDI ÜLKENİN VİCDANINI YANSITIR’

3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü’nü nedeniyle engelli yurttaşların sorunlarına da değinen Buldan, “Türkiye nüfusunun yüzde 13’ünü engelliler oluşturmaktadır. Engellilerin yaşam standardı bir ülkenin toplumsal vicdanını yansıtır. Eğitimden sağlığa, sosyal ve ekonomik her türlü alanın dışında bırakılmanın yanı sıra, toplumsal sürece katılımda demokratik haklar ve en temel insan haklarından dahi mahrum bırakılan engelliler, meselenin sosyal bir olgu olarak algılanamaması sebebiyle ancak vicdani duygularla üzerinde durulan hayırseverlik faaliyetlerinin konusu olmak durumunda bırakıldılar. Engelliliği kişisel bir trajedi olmaktan çıkarıp, bu konuda engellileri merkeze koyan bir bakışa acilen ihtiyaç vardır. HDP olarak engelli yurttaşlarımızın eşit yurttaşlık başta olmak üzere tüm taleplerinin sonuna kadar yanındayız ve bu talepler gerçekleşinceye kadar birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

‘KADIN CİNAYETLERİ İKTİDARIN SORUMLULUĞUNDA İŞLENİYOR’

Her gün yeni bir kadın cinayetinin yaşandığını belirten Buldan, “Sokaklar kadına karşı yeni bir şiddete sahne olmasın. Eskişehir’de Ayşe Tuba Arslan, altı ay önce ayrıldığı ve hakkında uzaklaştırma kararı bulunan kişinin satırlı saldırısı sonucu ne yazık ki hayatını kaybetmiştir.  Saldırgan hakkında 23 kez şikâyette bulunmasına rağmen kadının başvurusu takipsizlikle sonuçlanmıştır. Savcılığın gerekçesi bildik ve tanıdık: ‘Delil ve tanık yokluğu.’ Oysa delilde ortada, fail de ortada, tanık da ortada. Bunları dikkate alacak bir yargı yok. Ve yargının bu takipsizliği kadın cinayetlerini beraberinde getirmektedir Kadın cinayetleri devletin, iktidarın, yargının ve güvenlik kurumlarının sorumluluğunda işlenmektedir” ifadelerini kullandı.

‘AMED SPOR AKP’YE GOL ATMAYA DEVAM EDECEKTİR’

Buldan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Kadını, yurttaşı korumayan iktidar, 7 gün 24 saat HDP’yle, toplumsal muhalefetle, demokrasi mücadelesi verenlerle uğraşmaktadır. Yetmiyor. Amed Spor’la uğraşıyorlar, hedef gösteriyorlar. Futbol topundan korkan bir iktidar var. Amed Spor’un büyümesi, gelişmesi bunları rahatsız ediyor. Amed Spor başta olmak üzere bölgedeki futbol takımları halkımızın gözbebeğidir. Amed Spor sadece bir takım değildir, bir kimliktir, iddiadır, hedeftir ve halk arkasındadır. Amed Spor, tüm engellemelere ve baskıya rağmen AKP’nin kalesine gol atmaya devam edecektir.

HDP’NİN NEREDEYSE YARISI İÇERİDEDİR

Evet siyasi ligden düşeceğini anlayan AKP iktidarı, ayakta kalabilmek için gece gündüz HDP’ye gözaltı operasyonları yaptırmaktadır. Geçen hafta HDP, DTK, yöneticileri, insan hakları savunucuları, sendikacılar, gazeteciler dahil 150’ye yakın kişi hukuksuzca gözaltına alındı.  Son bir ayda partimize yönelik Van, Ankara, Antalya, Antep, Mardin, Urfa, Batman, Kocaeli ve İstanbul’da gerçekleştirilen operasyonlarda aralarında belediye eş başkanlarımız ve parti yöneticilerimizin de bulunduğu 350’ye yakın siyasetçi gözaltına alındı, büyük çoğunluğu tutuklandı. HDP’nin neredeyse yarısı içeridedir. AKP polisi, AKP savcısı resmen HDP’li avına çıkmıştır.

GERÇEK SUÇLULAR DIŞARIDA, HDP İÇERİDE

Biz bir ayda 350 IŞİD’linin yakalandığını duymadık. 350 suç örgütünün çökertildiğini görmedik. Hırsızlık, yolsuzluk yapan 350 suçlunun gözaltına alındığına tanık olmadık. Gerçek suçlular dışarıda, HDP içeride. 10 Ekim katliamında da ortaya çıktı IŞİD’liler elini kolunu sallaya sallaya dolaşır ama HDP’liler tutuklanır. Kadınlar sokak ortasında göz göre göre öldürülür, faile dokunulmaz, ama basın açıklaması yaptı diye HDP’liler, demokratik kurum temsilcileri gözaltına alınır. Yolsuzluk yapan kayyımlar görev başında tutulur, ancak hırsızlığı ortaya çıkardığı için Diyarbakır Belediye Eşbaşkanımız Selçuk Mızraklı tutuklanır. Bu nasıl bir adalet anlayışıdır. Bu nasıl bir rezil anlayıştır. Ülkeyi getirdikleri yer tam bir çürümedir.

DEMOKRATİK SİYASETİ SUÇMUŞ GİBİ GÖSTERİYORLAR

AKP-MHP ittifakı, yasal demokratik faaliyetleri, demokratik etkinlikleri, siyasi parti faaliyetlerini suç haline getirmek için uğraşmaktadır. Vekillerimizin her konuşması ve katıldığı etkinlik fezleke konusu yapılıyor. Neredeyse nefes alıp vermemize dahi dava açacak düzeye gelmişler. Demokratik siyaseti suçmuş gibi göstermek isteyen AKP, cemaatle birlikte bir dönem işlediği suçlara önce bir baksın. Suç arıyorlarsa, teröre destek arıyorlarsa cemaat geçmişlerine baksınlar. Orada her şeyi görürler. Cemaati 15 Temmuz’da darbe yapacak düzeye getiren, kamunun her kademesine darbecileri yerleştiren, onların her istediğini yapan, darbenin siyasi ayağını kendi içinde sır gibi saklayan kendileridir. Suç arıyorlarsa beraber yürüdükleri yollara baksınlar.

AKP YENİ BİR PARALEL REJİM İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYOR

Anayasayı, yasaları çiğneyerek halkın seçtiği belediye başkanlarını tek tek görevden alıp, yerine kayyım atayan bu zihniyet, paralel devlet zihniyetinin devamıdır. AKP, kayyım atamalarıyla tüm ülkeyi kuşatacak yeni bir paralel rejim inşa etmeye çalışıyor. Anayasanın, yasanın, hukukun, adaletin, halk iradesinin, demokrasinin yok sayıldığı bir rejimdir bu.

HDP’ye bu denli yüklenmelerinin sebebini çok iyi biliyoruz. Hedefleri, demokratik siyaset alanını kapatmak, toplumsal muhalefeti tasfiye etmek, Saray iktidarını ve faşizm politikalarını kalıcı hale getirmektir. AKP-MHP iktidarının önündeki tek engel HDP’dir. 31 Mart’ta ve 23 Haziran’da HDP’nin gücü görüldü. Şimdi bu gücü bitirmenin gayreti içerisindeler. HDP’yi bitirdikleri gün demokratik taleplerin, toplumsal muhalefetin de biteceğini, herkesin susacağını ve iktidarlarının sağlamlaşacağını düşünüyorlar. Bu nedenle bize yöneliyorlar. Ama yanılıyorlar. HDP bitmez, bu mücadele bitmez. Evet, biz bedel ödüyoruz. Ama büyük kaybeden kendileri olacaktır.

Kaynak: Diyarbakır Söz