Sakık ve Baykal şahitliğine red!

DİYARBAKIR'IN Lice İlçesi'nde 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin yaşamını yitirdiği olaylarla ilgili açılan davaya, güvenlik gerekçesiyle alındığı İzmir'de devam edildi.

Mağdur avukatları Şemdin Sakık'ın tanık olarak dinlenmesini istedi. Mahkeme Başkanı ise Sakık'ın tanık sıfatı ile dinleme talebinin yargılamaya katkı sağlamayacağı gerekçesiyle talebi reddetti.

İzmir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 15'inci duruşması görülen Lice Davası'na, 'taammüden öldürme', 'halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik', 'cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan dönemin Jandarma Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu katılmadı. Avukatı Mahmat Eren Turan, müştekliler Metin Bekiroğlu, Şeref Can Can, İlhami Bayar, Muhammet Kaya, Baki Atman, Ethem Üzer, Cahit Şarlı, Şiyar Kaymaz ile avukatları Sidar Avşar ve Halil Dönmez katıldı.

KASAYI KIRIP YAKTILAR

Olayların yaşandığı dönemde Lice'de esnaflık yapan mağdurlardan Şeref Can Can ifadesinde, "Yargılamaya konu olan olay sabah erken saatlerde başladı ve akşama kadar devam etti, ancak ateşler tek taraflıydı. Ben esker ve özel harekattan başka ateş eden görmedim. 1993-1994 yılları arasında Lice'de cezaevi komutanlığı yapan, önce uzman çavuş olan daha sonra astsubay olan ismini Nedim olduğunu bildiğim şahıs bana, tankın 3 kez geldiğini ve 3 kez de evime top attığını söyledi. Nedim astsubay bana 'hakim huzuruna çıkarsam da bunu bu şeklide anlatırım' diye söyledi. Bu şahıs tespit edilirse tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum. Ayrıca o dönem benim dükkanımdaki çelik kasa kırıldı. Ben bunu gözümle gördüm. Asker elbisesi olan kişiler kasayı kırdıktan sonra benim dükkanımı da yaktılar" dedi.

YOĞUN ATEŞ VARDI

Olayın yaşandığı gün ilkokul 3'üncü sınıfta olan ve tanık olarak dinlenen Mehmet Hüseyin Baygeldi ise "Olay tarihinde ben 10 yaşındaydım. Sabah saatlerinde okulda bulunduğumuz sırada dışarıdan yoğun şeklide silah sesleri gelmeye başlayınca öğretmenler tüm öğrencileri bodrum kata indirdiler. Yaklaşık bir iki saaat bodrum katında bekledikten sonra silah sesleri azalınca öğretmenler bizi evlerimize götürmek için okulun kapısınn önüne çıkardı. Kapıya çıktığımızda 2 tane helikopterin sağ sola ateş ettiklerini gördüm. Evimiz okula 100-150 metre uzaklıktaydı ben ateş altında eve gittim. Bizim ev yakılmamıştı ama komşularımızın evlerinin yakıldığını gördüm. Silah sesleri 3 gün devam etti. Benim ailemden ölen ya da yaralanan olmadı" dedi.

"SAKIK TANIK OLARAK DİNLENSİN"

Mağdurların Avukatı Sidar Avşar da, "Keşif talebemiz, Deniz Baykal'ın, Tayfun Talipoğlu ve Mithat Bereket'in tanık olarak dinlenmesi talebimiz reddedilmiştir. Süleymen Demirel olaydan sonra komutanın kaza kurşunu ile öldüğünü ifade etmiştir. Sanık Eşref Hatipoğlu mahkeme huzurunda savunma yapmamıştır. Mahkeme huzurunda sadece sorulara çevap vermiştir. Mahkeme huzurunda savunma yapmak ayrı, sorulara cevap vermek ayrıdır. Bu sebeple Eşref Hatipoğlu'nun savunması mahkemece yeniden alınması gerekmektedir, Bir de görgüye dayalı bilgisi olduğunu düşündüğümüz Şemdin Sakık'ın tanık olarak dunlenmesini taliep ediyoruz. Keşif talebimizi de yeniliyoruz" dedi.

Mahkeme Başkanı Hakim Alparslan Demir, Şemdin Sakık'ın tanık sıfatı ile dinleme talebinin yargılamaya katkı sağlamayacağını söyleyip talebi reddetti. Ayrıca, keşif talebi ve Deniz Baykal, Tayfun Talipoğlu ve Mithat Bereket'in tanık olarak dinlenmesi talepleri bir önceki duruşmada ret edildiği için yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verip, duruşmayı Mayıs ayına erteledi.

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA

Avukat Sidar Avşar, duruşma sonrası yaptığı konuşmada, mahkemenin delil olmadığından şikayetçi olduğunu ancak toplamak için herhangi bir girişimde bulunmadığını, mağdur ailelerle görüştükten sonra reddi hakim talebinde bulunmayı düşündüklerini söyledi. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise açıklamasında, bir davanın olayın gerçekleştiği yerden başka bir yerde görülmesinin adil yargılama ilkelerine aykırı olduğunu, davayla ilgili hiçbir delilin toplanmadığını ve adaletin gerçekleşmesi için mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Kaynak: Diyarbakır Söz