Fırıncılar, kadınları mutfağa sokmuyor

Yemek kültürüyle adından söz ettiren Şanlıurfa'da tepsi yemeklerinden dolmaya, lahmacundan sulu ev yemeklerine kadar birçok lezzet mahallelerdeki taş fırınlarda pişirilip sofralara ulaşıyor.

Fırıncılar, kadınları mutfağa sokmuyor

Türkiye'nin yemek kültürüyle öne çıkan kentlerinden Şanlıurfa'da, tepsi yemeklerinden dolmaya, lahmacundan sulu ev yemeklerine kadar birçok lezzet, mahallelerdeki taş fırınlarda ücretsiz pişirilip sofralara ulaşıyor.

Hazreti İbrahim'in yaşadığı yer olarak rivayet edilen ve "Halil İbrahim sofrası ve bereketi" ile özdeşleşen Şanlıurfa, damak tadını önemseyenlerin hem gözüne hem de midesine hitap ediyor.

Kentte etli, bol salçalı, acılı ve baharatlı yemekler mutfak kültürünün temelini oluştururken, birbirinden lezzetli yemekler neredeyse her sokakta bulunan taş fırınlarda pişiriliyor.

Yemekleri ve zengin mutfağıyla ramazan ayının dolu dolu yaşandığı kentte, iftar saatine doğru kebaptan lahmacuna, pilav, nohut, kuru fasulye gibi ev yemeklerinden kek, dolma ve güvece kadar birçok lezzet taş fırınlarda ücretsiz piştikten sonra sofralara ulaşıyor.

Sahurda dahi uzun kuyrukların oluştuğu taş fırınlarda pişen birbirinden lezzetli yemekler, "midelere bayram" yaptırırken, fırıncıların daha fazla mesai harcamasına neden oluyor.

Şanlıurfa Fırıncılar Odası Başkanı Mehmet Emin Karaatlı, kentte fırın kültürünün bir gelenek haline geldiğini ve burada pişen yemeklerin çok daha lezzetli olduğunu söyledi.

- Kadınlara büyük kolaylık

Birçok yemeğin söz konusu fırınlarda piştiğini ve bu durumun özellikle kadınların işini çok kolaylaştırdığını anlatan Karaatlı, şunları kaydetti:

"Son 30 yıldır mutfak kültürü fırınlardan sorulmaya başlandı. Fırınlarda yemek pişirmek gelenek haline geldi, birçok ev yemeği fırınlarda pişirilip evlere ulaşıyor. Normalde tırnaklı ve açık ekmek dediğimiz ekmeklerin üretildiği fırınlarda, lezzetinden dolayı sayamayacağımız kadar yemek burada pişiriliyor. Bu güzel bir gelenek, esnafımız açısından vatandaşa hizmettir. Tabii ramazan dolayısıyla fırınlarda işler yoğunlaşıyor, insanlarımız damak tadına düşkün, onun için değişik yemekler hazırlayıp fırına ulaştırıyor.

Odun ateşinde pişen yemekle, tüpte ya da elektrikte pişen yemek bir olur mu? İlla ki taş fırında pişen yemeğin ayrı bir lezzeti oluyor. Fırınlar sayesinde evde kadınlar mutfağa girmiyor, tepsiyi hazırlıyor fırından çırağı çağırıyor. Hatta artık sabah hanımlar kalkıyor, gezmeye gideceği zaman kasap ya da fırını arıyor 'bana bu yemeği yap' diyor. Akşam eve döndüğünde telefon açıp yemeği hazır bir şekilde alıyor. Bu anlamda fırıncılar halkın işini kolaylaştırıyor, fırıncıların kıymetini bilmek lazım."

Fırıncı Sinan Sayığ da kentte fırın kültürünün her geçen yıl daha da geliştiğini ifade ederek, yoğunluktan dolayı zaman zaman yemekleri pişirmede zorlandıklarını belirtti.

Kebapların yanı sıra sulu yemeklerin de fırına geldiğini dile getiren Sayığ, "Kazan kebabı da geliyor, kuru fasulye de geliyor, pirinç pilavı, dolma, ismini bilmediğimiz, aklınıza gelen tüm yemekler burada pişiyor, yok yok yani. Hem kadınlar pişirme zahmetine girmek istemiyorlar hem de taş fırının lezzeti başka olduğundan iş yükümüz ağır oluyor. Ramazan dolayısıyla işlerimiz daha bir yoğun oluyor çünkü insanlar aynı saatte yemeklerinin hazır olmasını istiyor. Çok zor oluyor saat 3'ten itibaren pişirmeye başlıyoruz. İftar saatine kadar 100'ün üzerinde tepsi pişiriyoruz." dedi.

- Kasaplara yeni iş kapısı

Kasap Nihat Sürmeli ise önceden sadece et ürünleri sattığını, 10 yıldır da talepten dolayı yemek sektörüne yöneldiğini söyledi.

İşini en iyi şekilde yapmaya çalıştığını vurgulayan Sürmeli, şöyle konuştu:

"Urfa'ya özgü fırında pişen yemekler yapıyorum, çekirdekten yetişme 35 yıllık bir kasabım. Babam, dedem, atalarım hepsi bu işi yapıyordu. Son 10 yıldır yemek sektörüne yöneldim. Kendime has geliştirdiğim yemekler var. Tepsi, soğan kebabı, çömlek, Siverek tavası, biber dolması ve buna benzer birçok yemeği evlere ve iş yerlerine sipariş üzerine yapıyorum. Müşterilerimin birçoğu çalışan kadınlar, ramazan da tek öğüne sıkıştığı için iftara doğru aşırı yoğunluk oluyor ama diğer zamanlarda da yoğunluk yaşıyorum. Ben en iyi şekilde işimi yapmaya çalışıyorum bunun üzerine taş fırının lezzeti de eklenince ortaya muazzam bir lezzet çıkıyor çünkü yemeğin hazırlanması kadar pişirilmesi de önemli."

Şanlıurfa'da memur olarak görev yapan Balıkesirli Merve Demirli ise fırınlarda pişen yemeklerin hem lezzetli hem de daha pratik olduğunu, bu nedenle de fırsat buldukça hazırladığı yemeği pişirmek için fırına gönderdiğini dile getirdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz