DİYARBAKIR’DA TAHT OYUNLARI

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın son Diyarbakır ziyareti sonrası bazı umut veren gelişmeler yaşanmıştı.

Neydi bunlar?

Bunca yatırım ve devlet desteğine rağmen neden oy alınamadı diye azarlanmıştı kıymetli zevat.

Daha önceki yazımızda "üç muymunu" oynuyorlar, demiştik…
"Herşeye yağmur yağdı" diyorlar diye…
Aynen de öyle oldu, ne üstüne alan var, ne de burnu yanan.
Ne de duyan!!!..

Tüm bu uyarılar sanki etkili zevata değil de halka yapılmış gibi oldu.

Daha doğrusu ona getirdiler.
Bu adamlara ne desek?

Tam pişmiş uzman gibiler, hemen tilki kurnazlığında sıvışmayı bildiler.

Nereden anlıyoruz bunu peki diye sorarsanız işte cevabı:

Herkes artık bunlar bitti, kimse bunları dinlemez demedi mi? Evet.

Cumhurbaşkanı bunların gerçek yüzünü ve gücünü fark etti demedik mi?

Eee dedik de ne oldu…

Adam 10 yıl bakanlık yapmış.

Kendi köyünde bile oy alamamış..

Yeğenini ilçe başkanı yapmış ama kendisine güvenen itibar eden yok.
İlçesin de  Partisinin oyları perişan durumda.

Milletvekilliği listesini katakulli işleri ile hazırlamış, seçimden sonra hezimet yaşamış.
Dedikodular almış başını gitmiş.
Bunu telafi etmek için akçeli çözümler bulmuş.

Başka diyarda olsa böylesine başarısız bir bakanlık dönemi geçirmiş, iline hiçbir hizmet yapmamış adama teneke bağlayıp yedi köy kovarlar.

Ancak bu zat çıkmış 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde tekrar rol alıp şehri dizayn etmeye kalkışıyor.

Don Kişot gibi Sanço Panço’sunu da yanına alıp kulis kulis turluyor.

Amacı belli.

Benim dışımda Diyarbakır’da öne çıkan bir isim olmasın.

Şimdilerde sesiz bir taht kavgası var.

Ekipler satranç hamleleri gibi bir birbirlerinin adımını kolluyor.

İl başkanı da Allah  selamet versin herkes inşallah maşallah deyip duruyor.

Yahu kardeşim insiyatif alsana, sana bu görev ne için verildi?

Bakanların vekillerin talimatlarını yerine getirmeye mi geldin?

Hangi bölgede kim güçlü bilmiyor musun?

Bakanın iki dudağına bakıp emre göre konuşma.

Vicdanlı ve cesur ol. Bu cevher sende var. Yoksa sonun diğerlerinden farksız olmaz.

Çık konuş!

Bu troyka müdahale etmesin de, vatandaşın bunlardan çektiği yeter.

Bunların yalanlarına dolanlarına Ankara itibar etmesin artık.

Sayın Bakanın haberi olsun deyip duruyorsun.

Ne duruyorsun bu çığ senin başında patlayacak haberin yok.

Şimdi Çınar, Hani, Ergani ilçelerinde doğru adaylar ile kazanılabilir.

Çermik, Çüngüş ilçelerinde Ak Parti önde.

Sur ve Yenişehir ise adaylara bağlı.

Eğil, Kocaköy, Dicle sıkıntılı.

Lice için bir şey söylemeye gerek yok.

Durum bu.

Büyükşehir zaten prestij ve ikbal yeri.

Burada amaç kazanmak değil sonrası için ben ne olurum hesabı içinde herkes.

Dananın kuyruğu da tam burada kopuyor.

Şimdiye kadar oda başkanları şanslarını denemiş sonrasında bahtları epeyce açılmıştı.

Bu örnekler ortada iken bu adaylığı istememek akıl karı değil.

Bu nedenle Büyükşehir de aday olan veya adamını aday yaptıran kişi Reise en yakın kişi demektir.

Bunun için tüm oyunlar ve taklalar emin olun.

İki tane etkisiz ve dilsiz vekilimiz var bakanı saymazsak.

Bu iki vekil saman altından ne sular götürdüklerini bilemeyiz.

Ancak saman üstündeki tüm marifetleri ortada.

Kayyumlar üzerinden maşallah güzel işler yapıyorlar. Yaptıkları bu güzel işlerin sonuçlarını seçimde görecekler bundan hiç şüphemiz yok.

Bir de şu hayırsever abimiz vardı hani cami işlerini pek severdi. Cami derken merkez camii inşaatı durmuş gibi, neden acep?

Eh aday adaylıkları sürecinde bayağı hayır sever çıkar diyoruz.

Nerde o eski davalık hayırseverler? Bu günlerde onlardan da kimse kalmadı.

Eski Bakan, Troyka üyeleri, Kayyumcular ve avaneleri umutlarını seçimi kazanmaya değil, Reisin sözüne bağlamış bekliyorlar.

Seçimden sonra ne de olsa tekrar kayyum atanır saltanatımız devam eder diye.

Seçim için doğru aday bulmak, gezmek oy istemek çalışmak bunların kitabında yazmaz.

Bunların kitabında tek şey yazar: Hak etmeden yemek…

Tıksırıncaya kadar yiyin…

Bu dünyadan götüreceğiniz 2 metre bezden başka bir şey değil.

Musalla taşında Reisin dediği gibi ‘’Er yada Hatun kişi diyecekler’’…

Gerisi yalan…