24 Haziran 2018 yýlýnda yapýlacak Cumhurbaþkanlýðý ve milletvekili seçimleri, Türkiye siyasal hayatýnýn en önemli seçimi olarak görülmektedir. Bunun baþlýca sebepleri ise, ilk kez uygulanacak olan partili cumhurbaþkanlýðý sistemi, cumhur ittifaký, kayyum, çok sayýda mensubu mahpus bulunan HDP, Seçmen Çözülmesi, 15 Temmuz sonrasý geliþen FETO, OHAL, Suriye operasyonlarý, Ekonomi, karizmatik bir lider olan Cumhurbaþkaný Erdoðan ve Çankaya’dan Külliye’ye geçen Yeni Türkiye’nin iç-dýþ algý ve imajý konusunda tarihi bir test niteliðinde olacaktýr.

Son yirmi günde Kýrklareli’nden Hakkâri’ye, Bartýn ve Çankýrý’dan Þýrnak’a, Yalova’dan Diyarbakýr’a kadar, Ýstanbul ve Ankara hariç en az beþ ili daha gezme fýrsatý buldum. Kýrklareli’nde, “hocam buralarda Atatürk konusunda çok ciddi bir hassasiyet var. Ýnsanlardan maddi manevi her þeyi isteyebilirsiniz ancak söz konusu oy olunca iþin rengi kesinlikle deðiþmektedir. Oy namustan da öte bir þeydir” derken;  Çankýrý ve Hakkâri’de AK Parti-MHP ittifaký karþýsýnda, “Kürtlerin oylarýný istemekte yeni bir söyleme ihtiyaç duyurmaktadýr. Bizim bilgilerimiz yetersiz kalmaktadýr.” diyen AK Partili yetkili kiþiler, bizleri seçim konusunda düþündürmektedir.

Türkiye’nin kuruluþundan itibaren Kürt ve Ýslam konularý, yapýsal iki sorun olarak bilinçli oluþturulmuþtur. Týpký Arap ülkeleri arasýndaki yapay sýnýrlar, tarafsýz bölgeler ya da Keþmir gibi… Kanaatime göre özellikle son 15 yýldaki normalleþme sürecinde, kamusal alanda dini konularda, ciddi bir sýkýntý kalmamýþtýr. Ancak Kürtler konusunda hem geçmiþle hesaplaþma hem de bazý gri alanlar, ýrkçý And ve klavyelere özgürlükler verilmesine raðmen, anayasal düzenlemeler toplumda konuþulmaktadýr.

Sahada yaptýðým gözlemler sonucu, Kürt seçmenlerin oylarý ve Abdullah Gül’ün muhalefetin ortak adayý olmasý halinde, cumhur ittifakýnýn konuyu ciddiye almasý gerektiði görülüyor. Çünkü 5.5 milyon (tüm seçmenlerin %18) Seçmen’in yüzde 6’sý, Erdoðan ve AK Parti derken, kalan yüzde 12’lik kesimi HDP saflarýnda veya a’rafta beklemektedir.

Doðu ve Güneydoðu’da son iki yýlda yaþanan siyasi sürecin baþlýca olaylarý þunlardýr: Yüzden 90’dan fazla hala umutsuzca istenen ancak biten çözüm süreci, 15 Temmuz darbesi, çukur savaþý sonucu yýkýlan mahalleler, sosyal yardýmlarla ayakta duran bölgesel ekonomi, Kayyum, Barzani’yle yaþanan tatbikatlý tehdit süreci, HDP’de yaþanan seçmen çözülmesi ve a’rafta duran oylar, bir ay önceki Diyarbakýr nevrozunda yaþanan yoðun katýlým, Ticaret odasý seçimleri, Hüda- Par, oldukça politize olmuþ olan bölge halkýna yönelik olarak Cumhur Ýttifakýnýn çok iyi bir seçim çalýþmasý, bölgeyi ve ülkeyi bilen aday odaklý bir sistemi sahaya sürmesini, hayati derecede zorunlu kýlmaktadýr.

Muhalefetin adayý Abdullah Gül olursa bu, Cumhur ittifakýný ve Recep Tayyip Erdoðan’ý etkileyecektir. Þayet Abdullah Gül’ün seçilmesi ve ittifakýn yenilmesi halinde bunun sonucu, en baþta þu ana kadar ki sistemin yýkýlmasý ve baþta FETO olmak üzere uyuyan iç ve dýþ hücrelerin uyanmasý anlamýna gelecektir. Bu nedenle Cumhur ittifaký çok iyi bir seçim kampanyasý, topluma, bölgeye ve davaya inanan aday profili, Hüda-Par, kanaat önderleri ve etkili medya kullanýcýlarý sahaya sürmelidir. Çünkü HDP, Türkiye çapýnda hem tutuklamalardan dolayý mazlumlara oynamakta hem de çok iyi organize olmuþ bir seçim stratejisi yürütme kapasitesine sahip bulunmaktadýr. Örneðin, Doðu ve Güneydoðu’da yapýlan ticaret odasý seçimlerinin büyük kýsmýný yine HDP’ye yakýn adaylar kazanmýþtýr.

Kýsaca, Doðu ve Güneydoðu oylarý asla cepte ya da aþiret çuvalýnda deðildir. Oyunu, yerine kullandýðý için babasýný mahkemeye veren genç nesle uygun, bir strateji belirlemek gerekmektedir. Ayný þekilde, Abdullah Gül’e kardeþlik hediyesi olarak verilen cumhurbaþkanlýðý ve Erbakan Hoca’dan devralýnan kutsal dava misyonu hatýrlatýlmalýdýr ki; Ebu Cehillerin tuzaðýna düþülmesin. Yoksa bir yüzyýl daha heba olacak. Kanaatime göre Abdullah Gül de bu tuzaða düþmez ve Büyük Türkiye idealine bir adým daha yaklaþýrýz.