“Hepatit C ve Yağlı Karaciğer”

Değerli okurlarım, vücudumuzun önemli bir organı olan karaciğer iltihaplanmalarının tamamına hepatit denilmektedir. “Hepar” karaciğerin Latincede ki karşılığıdır. Tabii ki karaciğer iltihaplarının bir çok nedeni vardır. Eğer bu durum bir virüs nedeni ile oluşmuşsa buna “Viral Hepatit” denir. Viral Hepatit A, B, C, D, E, F, G, H ve SEN virüsü gibi birçok nedeni vardır. Eğer bu yangı aşırı alkol tüketimine bağlı ise buna “Alkolik Hepatit” denir. Yok, bu sorun kalple ilişkili bir anlık dolaşım bozukluğuna bağlı ise o zaman da “İskemik Hepatit” adını alır. Alınan ilaçlara veya mantar zehirlenmesi sonucu ortaya çıkmış ise de adı “Toxic Hepatit” olur. Bir diğer tanımlama daha vardır. Buna da “NASH” denir. Yani “Non-alkolik steatohepatit” (Alkol dışı karaciğer yağlanması). İşte sevgili okurlar bugün sizlerle NASH, Alkolik siroz ve Hepatit C’yi konuşacağız.

Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NASH), alkol kullanmayankişilerin karaciğerinde normalden fazla yağ birikmesidir. Belirli bir miktarın üzerinde alkol kullanan kişilerde de gözlenen yağlı karaciğer hastalığından ayırmak için başına ‘non-alkolik’ ifadesi eklenmiştir. Aslında her iki hastalıkta da karaciğer dokusu mikroskopla incelendiğinde benzer bulgulara rastlanır. Alkol dışında, bazı ilaç ve karaciğer hastalıkları da (Özellikle hepatit C ve Wilson hastalığı) karaciğerde yağlanmaya yol açabilir. NASH teşhisi koyabilmek için karaciğerde yağlanmaya yol açabilecek diğer hastalıkların olmadığının gösterilmesi gerekir.

NASH’ın kesin sebebi bilinmemektedir. Ancak bu hastalık fazla kilosu olanlarda, şeker hastalarında, kolesterol yüksekliği veya insülin direnci olanlarda çok daha sık görülmektedir. Örneğin NASH olanların çoğu şişman veya tombuldur. Şişmanlarda vücuttaki yağ dokusunun daha fazla olduğunu ve bu yağ dokusunun karaciğer yağlanması ile de ilişkili olduğunu biliyoruz. Ancak her şişmanda karaciğer yağlanması görülmezken bazı normal kilosu olanlarda yağlı karaciğer hastalığı olabilir. Bu nedenle salt kilo ile ilişkilendirmek çokta doğru değildir.

Toplumda oldukça sık görülür, şişmanlığın giderek artmasıyla daha da sık görülmesi beklenmektedir. Hastalığın ciddi formu olan NASH; siroza ilerleyebilir, karaciğer kanserine ve karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Üstelik yağlı karaciğer hastalığı (özellikle NASH) olanlarda olmayanlara göre kalp-damar hastalığı (kalp kirizi, beyin felci) riski daha yüksektir. Yağlı karaciğer hastalığı olanlarda en sık ölüm nedeni kalp kaynaklı hastalıklardır. İkinci en sık ölüm nedeni kanserlerdir. Kısa bir süre önce yağlı karaciğer hastalığının böbrek hastalığı riskini de arttırdığı gösterilmiştir. NASH’da siroz ve karaciğer yetmezliğine bağlı ölüm nedeni üçüncü sıradadır. Yağlı karaciğeri olan bireylerde mutlaka HCV yönünden test edilmesi elzemdir. Çünkü Hepatit C yağlı karaciğeri taklit eder. Bu sebeple teşhis edilen çok sayıda HCV vakası saptanmıştır.

NASH, genellikle başka bir nedenden dolayı yapılmış karaciğer kan testlerinde yükselme (AST ve ALT) veya ultrasonda karaciğer yağlanması saptanmasıyla karşımıza çıkar. Karaciğer testlerinde yüksekliği yol açabilecek diğer karaciğer hastalıklarının olmadığını göstermek için ek testler yapmak gerekebilir. Bu anlamda gereğinde karaciğer biyopsisi ile hasarın boyutu belirlenebilir. Bir diğer yöntemde “NASH” konusunda spesifik biyobelirteçlerin kullanıldığı non-invazif kan testleri ile karaciğer hasarının boyutunun belirlenmesidir.

Tedavi konusunda spesifik bir tedavi olmamakla birlikte, hasta bazlı olarak çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Kilo kontrolü ve beslenme alışkanlığında reel bir düzenleme ile uzun süreçte faydalı bir yaklaşım gerçekleşecektir.