EMPERYALİZMİN HİÇBİR SİYASİ YAPTIRIMI TÜRKİYE’Yİ HAKLI DAVASINDAN ALIKOYAMAZ!

Evet sevgili okurlar

Öncelikle, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı "Lozan Barış Antlaşması’nın" yıldönümü dolayısıyla yapmış olduğu açıklamasından dolayı tebrik ediyoruz, kutluyoruz ve kendisine yüce Allah’tan uzun ömür diliyoruz.

Gerçekten Cumhurbaşkanı kendi inandığı davanın savunmasında, hiç bir şekilde taviz vermiyor.. Ki verdiği de görülmüş değil…

Hep dobra konuşur ve gerçekleri söylemekten kaçınmaz!...

Bundan dolayıdır ki, "halk" onu benimsiyor ve sahipleniyor….

Ki, halk onun varlığından dolayı mutlu…

Her ne kadar AK Parti’nin bünyesine yerleştirilmiş, partinin ruhunu ve misyonunu taşımayan AKP’lilerin görüntüleri vaki ise de…

AK Parti’ye gölge düşürüyorlarsa da…

Cumhurbaşkanının varlığı ve yaptığı net açıklamalar, dobra konuşmalar halka teselli oluyor…

Umut veriyor…

Halkı kendine bağlıyor, parti içerisindeki çürükleri de bir ölçüde minimize edebiliyor...

***

Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan Lozan Barış Antlaşmasına ilişkin dün mesajını verirken şöyle dedi;

“Doğu Akdeniz’de ve Suriye’nin kuzeyinde attığımız adımlar milletimizin ve Kıbrıs Türklerinin hak hukuk ve menfaatlerini koruma hususundaki hassasiyetlerimizi açıkça ortaya koymuştur.

Örtülü veya açık hiçbir yaptırım tehdidi Türkiye’yi haklı davasından vazgeçiremeyecektir.”

Erdoğan'ın bu ifadeleri, gerek Türkiye de olsun ve gerekse de diğer İslam ülkelerinde olsun büyük bir ümit vermiştir, yüksek derecede bir makbuliyet kazandırmıştır.

İşte Cumhurbaşkanımızın bu açıklamaları küfrün, emperyalizmin ve çıkarcı emperyalist ülkelerin adeta kalbine saplanan birer kurşun gibidir…

Tebrik ediyoruz ve minnettarlığımızı sunuyoruz.

Keşke bugüne kadar gelen giden Cumhurbaşkanlarımız da böyle cevaplar verip, tarihe dair yüreklilik göstermiş olsaydı…

Ama heyhat!

Ne yazık ki kimse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerini dolduramaz!...

Bundan sonra da dolduracak yiğitler var mı bilemiyoruz…

***

Bakınız Cumhurbaşkanı bu açıklamayı yaparken devamla şöyle diyor:

“Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senedi olan Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasının 96’ncı yıldönümüne ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Bu yıl aynı zamanda İstiklal Mücadelemizin başlangıcının 100’üncü yıl dönümüdür. Dünyanın en güçlü ordularına karşı verdiğimiz Milli Mücadele, ülkemizin bağımsızlık belgesi olan Lozan Antlaşmasıyla taçlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti, bir asır önce olduğu gibi bugün de bağımsızlığına, bekasına, vatandaşlarının huzur ve güvenliğine yönelik her türlü tehdidi bertaraf edecek güce ve kararlılığa sahiptir.

Son dönemde Doğu Akdeniz’de ve Suriye’nin kuzeyinde attığımız adımlar milletimizin ve Kıbrıs Türklerinin hak, hukuk ve menfaatlerini koruma hususundaki hassasiyetimizi açıkça ortaya koymuştur.

Örtülü veya açık hiçbir yaptırım tehdidi Türkiye’yi haklı davasından vazgeçiremeyecektir.

Bu düşüncelerle Lozan Barış Antlaşması’nın 96’ncı yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’i  ve aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, gazilerimizi saygı ve minnetle yâd ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadelerinden çıkardığım meram aslında şudur…

“Bize herhangi yaptırımların tehdidiyle kimse bizi bu davamızdan alıkoyamaz, caydırıcılık da yapamaz.

Bugünkü şartları bize dayatmalarının sebebi Lozan Barış Antlaşması’nın 96’ncı yıldönümünün bir nevi tehdidir.

Bize bu kurnazlığı Lozan Antlaşması imzalanırken göstermişlerdi.

Ve bunu da zafer olarak yutturmaya çalışmışlardı.

Zira o günkü Lozan Antlaşması her zaman söylediğimiz gibi açık ve net olarak zafer değil bir ihanetti.

Çünkü, İngilizlerin dayatmasıydı…

3 milyon kilometrekarelik bir coğrafyayı elimizden çıkarıp piyon devletçiklerin arasında böldürmeyi başardılar…

İşte açık yürekli iman gücünü kullanan bir devlet adamı bölge insanlarına sahip çıkabiliyor, yüz yıl önceki davaları savunabiliyor ve tebrikler alıyor…

Allah razı olsun diyoruz...

Allah seni tüm kötülüklerden muhafaza eylesin.

Ey Cumhurbaşkanı!

Sen bu iman ve inançla yaşadığın müddetçe Allah’ın izniyle sana zeval olmaz.

Ama bu da bir gerçektir ki AK Parti’nin bünyesinde yanlış, gizli zırhlı çelikler var onlar da AK Partili değil, AKP’li insanlardır.

En derin sevgi ve saygılarımla…