Görüþ Bildir

GÜNÜN YORUMU

HUKUKUN ÜSTÜNLÜÐÜ MÜ, AVUKATIN RANTI MI? (II)

Evet sevgili okurlar!

“Hukukun Üstünlüðü mü, Avukatýn Rantý mý?” baþlýklý yazý serimize devam edeceðiz.

Konunun önemine binaen okurlarýmýz tarafýndan takdirle beðenilen bu yazý serimiz inþallah birkaç gün daha devam edecek.

Velev ki zülfüyâra dokunsa bile…

Gerçekten çaðdaþ bir Türkiye, birçok yönüyle çaðdýþý, insan temel hak ve özgürlüðüne aykýrý olarak devletin önem taþýyan bazý kurum ve kuruluþlarýnda hukuk dýþý, antidemokratik keyfiliðe dayalý uygulamalar yaþanmaktadýr.

Bu vurdumduymazlýða dayalý bir dizi araþtýrma ve tespitlerimiz oldu.. Çok önemli bazý hadiselerin “sýr perdelerini” aralayan, tabiri caizse can damarýndan yakalayýp, kamuoyuna imkanlar ölçüsünde yansýttýk, yansýtmaya da devam ediyoruz..

Nitekim medya grubu olarak da yapmamýz gereken “görevde” gerçeklere vatandaþýmýzýn vakýf olmasýdýr..

Pek tabi ki ilgili ve yetkili birimlerin de; “olup-biten” olumsuzluklarý görüp; müdahalesini saðlayabilmektir...

Dünkü sohbet yazýmýzda deðindiðimiz daha doðrusu ifade etmeye çalýþtýðýmýz hukuksal bazý konularý Adalet Bakaný sayýn Abdülhamit Gül Bey’e ithafen  kaleme almýþtýk..

Bugün yine ayný konularý daha kapsamlý, daha detaylý, daha köklü bir þekilde kaleme alarak,  bir kez daha sayýn Adalet Bakanýmýza ithafen, “bu sesi duyun” diye sesleniyoruz..

Ve diyoruz ki;

“Sayýn Bakan gerçekten çaðdaþ bir Türkiye’de var olan Türk yargýsýna baðlý bazý önemli mahkemelerin uyguladýklarý uygulamalar gerçekten insan temel hak ve özgürlüðüne aykýrý olup, maddeden ve manen hukuk dýþý, çaðdýþý, antidemokratik bir keyfiyet söz konusudur...

Her nedense sizin gibi deðerli hukuk bilimi adamlarý bu tür yanlýþlarý ya görmüyor ya da görmezlikten mi geliniyor?.. Tabi onu bilemiyoruz.

Tek kelimeyle diyebiliriz ki Türk yargýmýzýn bazý mahkemelerindeki uygulamalar, özellikle iþ mahkemelerinde bizim gözlemlediðimiz kadarýyla kendini yanlý, tarafgir olmaktan kurtaramýyor.

Zira yargýnýn üçüncü saç ayaðý durumunda olan savunma erkinde bulunan bazý avukatlar, yargýya etki edercesine yanlýþ yamalak savunmalar yapýyor ve ne hazindir ki, yargýçlar da o savunmalar paralelinde karar veriyor.

Hem de, hasým durumundaki tanýklarý kullanarak, kanýtlý, resmi, ýslak imzalý belgeleri de hiçe sayarak, karar alýnýyor..

Oysa ki Baro bünyesinde bulunan bu tür avukatlar adalet cübbesini giyip, adalet kisvesi altýnda o ter-u taze kutsal mesleði rant sektörüne çevirip batýl ve yanlýþ yöntemlerle sadece cebini doldurmak için çalýþtýklarýný görüyoruz.

Özellikle Doðu ve Güneydoðu Anadolu’da, hele ki Diyarbakýr Barosu’na mensup olan bazý PKK veya HDP patentli avukat bürolarý “savunma erki” kisvesi altýnda, kendilerine dair oluþturduklarý rant sektörüyle, vatandaþýn cebine acýmasýzca ellerini atarak, söðüþlüyorlar..

Ýþverenle iþçi arasýna ektikleri nifak tohumlarýnýn haddi hesabý yok...

Adalet cübbesi altýnda kendi mesleklerini icra etmeye çalýþan sözde bu avukatlar ne yazýk ki kaþla göz arasýnda ayrýca, gayri meþru kazanç elde edip kayýt dýþý vergi kaçakçýlýðýný yapmaktan da geri kalmýyorlar..

Birçok yönüyle edilen müþahedeler, duyulan ve görülen bu tür bazý bürolarýn kurucularý, müvekkillerden aldýklarý para normal avukatlýk ücretinin üstünde olmakla beraber karþýlýðýnda herhangi bir fatura veya resmi bir makbuz kesmemekte olduklarý da açýk ve nettir.

Bazý davalarda görüyoruz ki, adalet kurumunu kirli emelleri doðrultusunda kullanan ve bazý yargýçlarý dahi etkileyerek  uydurma yollarla tedarik ettikleri tanýklarýn var olmasý ve bu tanýklara itibar edilmesi de, ayrý bir vahim durumdur..

Ama ne yapacaksýn?

Zira Ýþ Mahkemeleri’nde uygulanmakta olan yasalar, taa 1965 – 70’li yýllarýn yani Ecevit’in Baþbakanlýðý dönemlerine rastlýyor.. Ki, o dönemde Kemal Kýlýçdaroðlu da SSK kurumunun baþýnda Genel Müdür olarak görev yapmaktaydý...

O dönemde sözde “emekçilerin” yanýndayýz deyip fazla oy alma uðruna Ýþçi Sendikalarý ile iþbirliði yaparak bu yasalarý çýkarýp uygulamaya koyduklarýný, saðýr sultan biliyor..

Nitekim, o günden bugüne kadar ne yazýk ki hala da o ideolojik ve siyasi yasalar yürürlükte, can yakmaya devam ediyor.

Bazý yargýçlarýn itirafýyla “Ne yapalým, Ýþ Kanunu yanlý bir kanundur, tarafsýzlýðý yoktur ve hep iþçi lehine uygulamak zorundayýz” demesi de ayrý bir, derinlik arz ediyor..

O zaman diyoruz ki, 17 yýldan beri iktidarda bulunan AK Parti’nin artýk zorbalarýn, rantiyecilerin, cepçilerin, yasadýþý para kazananlarýn yaptýklarý iðrençliklerine göz yummamasý gerekir..

Bu çaðdýþý Ýþ Kanunlarýný tez elden; revize etmelidir...

Ama kime dersin...

Ki Ak Partinin bu suskunluðu ve seyirci kalýþý da; hayli ilginç olsa gerek..

Çünkü, Cumhurbaþkanýmýz her platformda, hukuk devleti olarak hakkýn ve hukukun güçsüzün yanýnda olup, güçlünün, zorbanýn ve rantiyecinin varlýðýna pabuç býrakmayacaðýný söylemektedir...

Kamuoyuna daima bunlarý aktarmaktadýr..

Evet!

Sözün kýsasý mevcut iþ kanunu baþta söylediðim gibi yanlýdýr, tek taraflý iþçiden yanadýr.. Ýþte bu yanlý “kanun ve uygulama” böylesi rantiyeci hukuk bürolarý bölgede mantar gibi çoðalmakta, sözde savunma erki cübbesini giyen avukatlar da, mahkemelerde, adliyelerde rahatça, dolaþýp cirit atmaktadýr...

Adalet mekanizmasýný kendine “rant” sektörü haline getirip yüklü miktarda, para kazanýp, siyasi ve ideolojik emellerine rahatlýkla kavuþmaktadýr...

Bunca akan bu para seli acaba kimin cebine giriyor, nereye gidiyor bilinmemekle beraber biz burada devletimizi de, hükümetimizi de adalet mekanizmasýný da uyarýyor ve zaman geçirmeden  tez elden gerekenin yapýlmasýný kamuoyu adýna haykýrýyoruz...

Bölgemizde, özellikle Diyarbakýr’ýmýzda nerdeyse istihdama yönelik çalýþan bir çok iþ çevreleri çok zor durumda kalmaktadýr...

Sermayeyi yavaþ yavaþ söndürmeye ve sindirmeye çalýþan bu tür keyfiliklere artýk dur denilmesi gerekir.

Bu babda, Adalet Bakaný sayýn Gül’ün Bakanlýk olarak özellikle Ýþ Mahkemelerinde ki diðer bazý mahkemelerde mesleðini rant kaynaðý olarak kullanan avukatlarýn üstesinden gelinmesi lazým...

Ýlk adýmýn da, vergi dairelerine talimat verilmesi ve önemli bazý iþ mahkemelerinin dosyalarýnýn da denetim altýna alýnmasý lazým..

Ki bunlar kamuoyu adýna, Diyarbakýr’ýn iþ çevrelerinin adýna istek ve arzularýmýz olarak, sayýn bakan Gül’e ithafen seslerini duyuruyoruz.

Vesselam…

En derin saygý ve saygýlarýmla…