KAPİTALİZM, KOMÜNİZM, LİBERALİZM VE FAŞİZME ARALANAN KAPI!!

Evet sevgili okurlar!

Bilindiği üzere bu köşede her zaman olduğu gibi bugün de aynı o minval üzerine dünyada ve özellikle ülkemizde olup bitenleri irdeleyerek, kaleme alıyoruz!...

Hiç kuşkusuz ki, son aylarda dünyayı ve ülkemizi de yakından ilgilendiren, milletleri, devletleri titreten, insanlarda “ölüm korkusu” yaratan “Korona Virüsü” en büyük hadise olarak karşımızda duruyor...

Çünkü, “virüsün” önlenemez olduğu, “tedavisinin henüz mümkün” olmadığı yönündeki beyanlar, bilim adamlarının peş peşe “tedbirlere” dair kararlar aldırması, insanlarda apayrı korkutucu bir hal yaşatıyor..

Büyük bir panik, endişe ve kaygı hakim!...

Oysa ki Cenab-ı Allah, kainat nizamını yaratırken tüm eşyayı zıtlarıyla beraber yaratmıştır...

Hangi zıt galip gelirse güç ondadır, yaşam da ondadır.

Elbette ki bir ana ilke var..

O da şu..

“Li külli dain devaün..”

Yani, “her bir hastalığın mutlaka bir ilaç vardır...”

Eğer ki oluşmuş veya oluşturulmuş bir virüs varsa, bugün insanlığın başına bir bela olarak görünüyorsa, elbette ki onun karşıtı da vardır, o virüsü yok edebilen ilaç da vardır, devası da vardır...

Yani mutlaka, “panzehiri” vardır...

Yeryüzündeki hükümetlerin, devletlerin bugün insanları bize göre, panikleştirmesine gerek yok..

Tedbiri al, ama paniğe gerek yok..

Giden de geri gelmiyor kaidesiyle yola çıkarsak zararın neresinden dönersek kardır örneğine inanıyorsak beşeriyet, tüm insanlık bu yola başvurmalıdır.

Ama bundan daha önemlisi de bize göre bu virüs vebası insanlığın bünyesinde oluşup gelişiyorsa demek ki virüsü yaratan, oluşturan bir etken vardır..

Ki o da; kirlenmedir.

Pisliktir, ricstir, iğrençliktir ve bakteriyel yani gözle görülmeyen elle tutulmayan sıvıların içinde canlı mikropların havada uçuşmasıdır..

Bu da genellikle haram ve pis, İslamın yasakladığı yiyecek ve içeceklerden oluşmaktadır...

İslam’ın temel ilkesi, temizliktir...

Bir halk deyimi vardır; “temizlik imandan gelir” diye!..

En basiti, İslamda taharet var..

Temizlik temel unsurdur.

Bu temizlik de suyla, sabunla yıkanmaktan geçer.

Ama her şeyden evvel su ve sabun temizlik için her şeyin başındadır.

Bakıyoruz ki rastgele nerden gelmiş olduğu belli olmayan eldivenler insanlara veriliyor, o eldivenler ne kadar sağlıklı, ne kadar sıhhatli belli değil...

Kolonya zaten başlı başına bir sorun.. Çünkü, içine alkol konulmadan kolonya olmaz.

Alkol bizatihi zaten necistir, bakteriyeldir..

Bilindiği üzere alkol kullananlar hiçbir zaman sağlıklı olmamıştır ve olamaz da.

Şu halde kolonyanın içine alkol konuluyorsa, katılıyorsa, hangi akıl, hangi tıp kolonyayı alın elinizi temizleyin ve üzerinize kolonya serpin ve kolonyayla diğer maddeleri karıştırarak dezenfekte yapın diyebilir?...

İslam ülkeleri ve Müslümanlar açısından büyük ve yaman bir çelişki içermektedir?

Yani virüsle mücadele böyle bilgiyle bilgisizlik arasında kıvranıp duran insanlık dünyası nereye gidiyor acaba?

Buna kargalar güler..

Bu gerçekten önemle cevap arayan bir soru…

Ama hiçbir tıp merkezi buna da cevap veremez.

Kolonyanın madem ki içine alkol konuyorsa, alkolü kullanan da genellikle olmasa da çoğunlukla alkol komasına girip ölenleri de görüyoruz.

İşte İstanbul’da son bir ay içerisinde 30 kişi öldü?..

Bunu da kimse inkar edemez.

Eğer dezenfekte ilaçlarında alkol kullanılıyorsa, alkol de bizatihi mikrop taşıyorsa bünyesinde virüsle nasıl bir mücadele olabilir ki?

Doğrusu şaşırtıcı bir olay..

Hiçbir zaman haram unsurunu taşıyan bir ilaç, şifa getirmez.

Nasıl ki su ile ancak temizlik gerçekleşiyorsa, idrar da sudur, ama necistir.

Suyun yerini tutmaz.

Haram da haramdır, hiçbir zaman helal olamaz düşüncesiyle yola çıkarsak, doğrusu bugünkü korona virüsü ile mücadele eden dünya, bize göre bir netice alamaz ve oldukça korkutucu ölümlerin varlığı mukadderdir...

Amma velakin olayın kurtuluş çaresine bakılırsa, yüce İslam dini beşeriyetin geleceğini temin edecek yegane temel bir kanundur, esastır ve ilkedir.

Buna sarılmayan beşeriyet, özellikle İslam dünyası, bunu unutup da arka plana atarsa veya atmışsa kendine bundan başka nerede kurtuluş çaresi bulabilir ki…

Bize göre bu da abesle iştigaldir.

Yine her şey sohbetimizin başına koymuş olduğumuz dört kavramın ana ilkesine dönüyor.

Bu yapılan mücadeleler, oluşturulan bu virüs, yani korona virüsü yine kapitalizmin, liberalizmin işine yarıyor ve bu her iki unsurdan tevellüt eden komünizm ve faşizm de bunların olmazsa olmazıdır.

Kapitalizm ve liberalizmin sonucu hem komünizmdir, hem de faşizan oluşumlardır.

Eğer bir yerde kapitalizm veyahut liberalizmin varlığı söz konusu ise ve bu kelimelerin adına bir de demokrasi kelimesi de konulursa, yani demokratik libelarizm veyahut demokratik kapitalizm denildiği zaman mutlak surette kelime itibariyle komünizme, faşizme, ırkçılığa bir çağrışımdır.

Yani tek kelimeyle özetlemek gerekirse bize göre yapılan bu mücadele yanlıştır ve bu şekilde bu korona virüsüyle mücadele edilemez..

Korkutan budur ki önümüzdeki günlerde ve aylarda yerküremiz böylesine popülist bir anlayışla, daha beter bir hale gelmesidir?...

 Bunun mücadelesi ve gerçek ilacı 1445 yıldan beri insanlara haykıran yüce Kur’an gerçeğidir..

Onun koymuş olduğu mücadele projesidir.

Kur’an’dan başka, küfür dünyasının üretip taşıdığı virüslerle, yapay ilaçlarla mücadele edilemez.

En derin sevgi ve saygılarımla…