YENİ GÜNDEM AK PARTİ’NİN İSTANBUL SEÇİMİNİ KAYBETMESİ!!

Evet sevgili okurlar..!

İstanbul seçimleri sonuçlandı. Kazanan; Ekrem İmamoğlu..

Kaybeden ise, Ak Parti ve adayı Binali Yıldırım..

Gerçekten Türkiye, yalnız İstanbul değil, yalnız Türkiye de değil, tüm dünyayı ilgilendiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin AK Parti’den Cumhuriyet Halk Parti’sine geçmesi AK Parti’ye çok şeyleri kaybettirmiştir.

Özellikle 15 Temmuz gibi başarısız darbe girişimi sırasında halkın sokaklara dökülüp AK Parti’den ve “iktidardan” yana tavır takınması, bunca masum vatandaşların ölmesi, bir o kadar da yaralanmaları...

Sanki AK Parti’nin gökten inmiş ilahi bir faziletmiş gibi algılamaları ve ondan sonra şımardıkça şımarması...

Keza sivil hayatlarında bir baltaya sap olmayan insanların AK Parti’nin adeta temel taşı durumuna girmesi ve rastgele herkesin cahil cuhela, hiçbir şeyden haberi olmayan, tahsili, ilmi, edebi, marifeti olmayan insanlara danışması...

İkide bir kanaat önderi olarak birilerinin öne sürülmesi..

Tüm bunlar seçmenlerin zihninde ruhi derinliklerinde birikmiş birer negatiftir ve olumsuzluklar zinciridir.

Dahası AK Parti iktidara gelmeden önce sıradan iş adamı bile olmayan insanların bugün çok büyük sermaye birikimine sahip olan ve devletin büyük ihalelerinin sadece belirli kesimlere verilmesi tabiri caizse “kambur üstüne kambur” oldu.

Hele hele “Beka” kavramının MHP lideri Bahçeli tarafından ileri sürülmesi...

Sanki ülke elden gidiyor gibi gösterilmesi...

Siyasi arenada Türkiye’yi yeni bir milli mücadeleye sokulması gerektiği tehlikesini yaratmak...

AK Parti’nin hatta Cumhurbaşkanı’nın ona güvenerek, inanarak yanlış strateji belirlemesi bu da bize göre apayrı bir yanlışlıktı.

Elbette ki bu tür olumsuzluklar halkın dikkatinden kaçmamıştır.

Cumhurbaşkanımızın 31 Mart seçimlerinden önceki mitinglerde yapmış olduğu konuşmalarda “Kürdistan” diye bir kavramın olmadığını, ifade etmesi...

Bunu da devlet politikası haline getirmesi...

Kürtlerin bu memleketten vazgeçilmez birer asli unsur olduğu gerçeğine rağmen..

Ki Kürdistan coğrafyasında yaşayıp da aynı bayrak altında yaşayan, aynı ülke bütünlüğü içerisinde vatandaş olarak bilindiği halde, Osmanlı arşivlerinde mevcut Kürdistan kelimesinin kullanılması, tarihi gerçeklere rağmen “Kürdistan” diye bir ye yoktur denilmesi, bu da halkın dikkatinden kaçmayan yanlış bir strateji olduğu gerçeğinin bilinmesi gerekirdi..

Daha doğrusu, adeta sanki Cumhurbaşkanına ve AK Parti’ye karşı gizliden gizliye yapılan bir komplo idi

Hele ki, ikide bir masum insanların üzerine operasyon yapılıp nerdeyse FETÖ lakabını takması o da halkın zihninde oturan bize göre yanlış bir düşünce.

Hele hele Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki çok değişik yüzlü kişilerden medet umulması..

Adam, akşam bir maske yüzüne takıyor dindar oluyor, gece yarısı başka bir maske takıyor, müslüman oluyor.

Gündüz apayrı bir maske takıyor PKK’lı oluyor…

Seçim meydanlarında daha değişik bir maske takıp, AK Parti lehine çalışan seçmen oluyor?

Çok yüzlü çok maskeli insanların AK Parti’yi kuşatanların varlığı, yanlış tehlikeli unsurların var olması da dikkatten kaçmamaktadır...

Yoksa 25 yıldan beri İstanbulluların, hatta tüm Türkiye’nin Cumhuriyet Halk Parti iktidarına sıcak bakmayan, ve geçit vermeyen bu halk nasıl olur da 31 Mart olayından sonra Cumhuriyet Halk Parti’ye yeni bir teveccüh gösterdi?

Ankara, İzmir ve İstanbul başta olmak üzere Büyükşehirler Cumhuriyet Halk Parti’ye geçmesi, gerçekten düşündürücüdür.

17 seneden beri iktidarda bulunan AK Parti zannetmesin ki bu mağlubiyet yalnız yerel seçimlere aittir.

Bundan sonra bu halk AK Parti’nin stratejisini, hedefini, niyetini ve siyasetini anlamıştır.

Artık kalıplaştırılmış seçimlerin parlak nutuklarına ve basmakalıp söylemlerine halk kanmıyor ve itibar da etmiyor.

Bugün genel seçim olsa bize göre AK Parti tümüyle çöker…

Çünkü İstanbul seçimlerini Cumhuriyet Halk Parti’ye yüzde 9 – 10 oy farkıyla kaybetmesi bunun alameti farikasıdır.

Nerde kaldı ki AK Parti’nin iktidarda olduğu halde çok büyük bir çalışma aktifliği göstermelerine rağmen; ki Türkiye’nin hemen hemen her ilinden ve ilçesinden büyük çapta insanların İstanbul’a seçim propagandası için taşınması...

Eski, deneyimli, siyasetin duayenlerinden eski partilileri İstanbul’a taşıyıp bir ay boyunca orda sahaya sürmelerine rağmen, alınan sonuç, demek ki halkı ikna edememişlerdir...

İstanbul’a gidip partiye çalıştığını sözde gösteren ve gece gündüz Binali Yıldırım’ın etrafını saran nice vurguncu, ihaleci, yüzde 10 komisyoncuların orada bulunmaları da, ayrı bir menfi ve negatif etkendir.

Zira Doğu ve Güneydoğu halkı o insanlara hiç itibar etmemiştir.

Yine de etmez…

Keşke onca yıl iktidarda kalan AK Parti normal vatandaşlara danışmış olsaydı da bu vurguncu dinazor kesimleri etrafına toplamamış olsaydı...

Ne güzel olurdu.

Ama heyhat!

Yapılmadı, sonuçta ağır bir fatura ödendi ve daha da ödenecek gibi...

En derin saygı ve sevgilerimle…