ABD'NİN ÇAPSIZLIĞI!…

Ahmet öyle diyor.. Haksız da değil… FETÖ firarisi.. Bahçeli'nin sağlığıyla ilgili twitter paylaşımı yapmış.. Demiş ki; "Türkiye halkları, Bahçeli'siz siyaset dönemine hazır olmalı.." İşte bu paylaşımı ABD Türkiye Büyükelçisi "beğeni" koymuş.. Mevzuu bir anda, "diplomatik" krize döndü. Kızıl-kıyamet misali.. İki ülkenin liderleri meseleye dahil oldu.. Öyle ki, "nota" verir hale gelindi.. Büyükelçi, Dışişlerine çağrıldı.. "Özür" dileyin diye ultimatom verildi..

***

Beyaz saray dahil.. Büyükelçilik dahil.. Dışişleri dahil.. "Özür" beyanında bulundu, hata oldu.. "Yanlışlıkla" beğeni butonuna basıldı.. Gibi manevra üretici, açıklamalar geldi… Yani, ABD'nin icra ettiği kıvırma ustalığını burda da ikmale getirerek, "bizimkiler yaptı" manevrasıyla, yırtma çabasında bulundu.. Nitekim, o an itibariyle konuşulan ne oldu?.. Koskoca Amerika ne de "çapsız" hale düştü…

***

FIRAT'A HAREKAT AN MESELESİ

ABD askerlerimizi çekiyoruz.. Eee, çapsızlığı!… Güvensizliği… "Çıkarından" başka kimseyi düşünmediği.. Hele ki; kendine güvenenlere her daim "güvendiğimiz dağlara kar yağdı" dedirten bir kimliğe sahip olduğu unutulur mu?.. Unutulmamalı.. Yani enva-i fırıldaklığı icra eden manevra sahibi ABD'nin işte önceki günkü çıkışı… Ne oldu; Suriye'den çekiliyoruz.. Dün itibariyle… Bunca silah depolamaya, Suriye'de tesis üstüne tesis kurmaya çaba sarf ederken şimdi; "bir kenara" bırakıp kaçacağını söylüyor…  "Biz Suriye'den çekiliyoruz, Türkiye harekat yapacak. O esnada bizim askerimiz bulunmayacak. DEAŞ sorumluluğu Türkiye'de" diyor..

***

Nitekim!.. Bu beyandan hemen sonra, Türkiye sınırına yakın bölgelerden ABD ve Koalisyon güçleri çekilmeye başladı.. Peki, ABD'nin "çekilmedeki" gayesi!.. Özellikle YPG'ye "verdiği" silah ve lojistik destek, bölgedeki "kontrol alanları" ne olacak?.. Her yönüyle; "arap saçı" misali.. Türkiye'nin, Suriye'de bir "YPG/PKK" kontrollü bir devlet yapılanmasını istemiyor.. Ki ısrarla, Fırat'ın doğusuna dair "çekincelerde" bulunması, harekatın bu noktaya odaklı olduğunu bildirdiği resmi görerek; "operasyon" nasıl bir alev geliştirecek?…

***

İşin teferruatına girmeye gerek yok.. Herşey ulu orta cereyan ediyor.. ABD'nin de "karakteri" orta yerde… Bugün değil, asırlardır hep "tuzak" kurucu olmuştur.. Demokrasi adına, insan hakları adına, özgürlükler, eşitlik adına deyip; "böl, parçala ve yut" stratejisini ortaya koymuştur.. Düne kadar "kanka" gördüğü ABD'ye YPG ne diyor?.. "ABD sözünü tutmadı?…" İyi de " sözün güvenirliğinin" olmadığı tarih hep ortaya koymuştur… Yani, günaydın.. Ki hep Kürtler bu minvalde, Ortadoğu'da kullanıldığını da, görebilmeliyiz..

***

Umarım; biz Türkiye olarak ABD'nin Suriye üzerinde kurguladığı "çapsız-tuzak" kurgusunu, iyi okuruz… Özellikle de; "Operasyon'a neden destek" vermediğini?… Niye; bir kaçış var?..  Trump ne diyor; "saçma savaşlardan artık çıkmamız" gerekir.. Öyle mi?.. Hem, ABD, hem de koalisyon güçlerinin 'sıvışma" halleri… Bir tarafta YPG/PKK, diğer yandan DEAŞ… Ve olası karşınıza çıkması muhtemel rejim güçleri.. Yani, Suriye.. Görünen o ki Suriye çok daha farklı bir "ateş" çemberine ülke olarak "sokulmak" isteniliyoruz...

***

Ülkemiz açısından şu hassasiyet hiçbir şekilde gözardı edilmemeli… "Terör koridoru, terör devleti ya da farklı isimlendirilecek" Suriye'deki harekat değişikliği.. Hepsi; önem arz edici.. Ama içteki, dengeyi de iyi kollamalıyız.. Güneydoğu'daki siyasi hamleler.. Olası bir durum; iç ve dış etkileriyle "birbirini" tetikleyeceği kaçınılmaz bir gerçektir… Onun için; At gözlüğüyle değil, atın gözüyle olaylara bakmalıyız!…

***

Lakin hadise tabiri caizse "bıçak sırtı" gibi; keskin… Kobani üzerinden; neler yaşadık, yaşatıldı, yapılmak istenildi; gördük.. Ki hala izleri silinmeye çalışılıyor.. Oluşan kutuplaşma; "şiştikçe şişiyor?…"  İşi iyi irdeleyip, ABD'nin bu hamlesini; "eniştem beni niye öptü" noktasında akıl eleğine almamız lazım.. Yanıbaşımızda Irak'taki "iç huzursuzluğun" sokağa taştığı bir evrede; fena bir hal-i durum görünmüyor!!!… Türk, Kürt, Arap, Türkmen.. İş, "mezhepsel" hizipleşmeye kadar gideceğini görmeliyiz!…

***

Bakalım, bugün ne olacak? Çünkü, gözler; AK Parti'nin bugünkü "grup" toplantısında olacak.. Gerek; Suriye politikası, Fırat'ın doğusuna dair harekat ve uzun bir dönemdir, yerel seçim sonrasında Güneydoğu bölgesinde oluşan; "siyasi gaz şişkinliğine" söyleyecekleri olacak.. Kızılcahamam'daki beyanında "Barış pınarlarını açacağız" ifadesi, yeni bir sayfa olarak algılandı.. Bakalım; o sayfaya neler yazılacak?.. Onu da bugünkü; "grup toplantısındaki" konuşmada göreceğiz.. Bu toplantı, hükümetteki revizyonu da, netleştirecek?…

***

AÇAR'LAR MEVZUSU!….

Vallahi; mevzu derin… Öyle böyle değil.. Dalmaya da gerek yok.. Nokta koyalım… Çünkü; mülahazası, yarar getirmez!… Söylenecek bir söz, olacaksa da; o da şu olur?… Kendileri için de.. Diyarbakır ahalisi için de.. Tabi ki görev yaptıkları kurumlar için de; "en hayırlısı" olsun.. Gittikleri yer için de; kolay gelsin diyelim!…

***

BUNA DA ŞÜKÜR..

Uçak biletlerine "tavan fiyat" belirlendi.. Artık; "bayram, özel günler" ayırımı yapılmadan.. Ki "son dakika" dahil.. İç hatlarda "ekonomik" sınıf uçuş bilet fiyatı, en fazla 450 lira olacak.. Diyarbakır'ın özeline dair ne diyelim; "buna da şükür?".. Öyle ya; "son dakika" bileti, bin lirayı buluyordu.. Şu uçak sayısına da bir çözüm getirilse!..

***

HAMİDİYE SUYU!..

İstanbul merkezli!… Hamidiye suyu.. Günlerdir konuşuluyor, tartışılıyor, yazılıyor.. Yani; müdahil olmayan kalmadı.. Hani bir söz var; "reklamın iyisi, kötüsü olmaz"… Vallahi ne diyeyim; Hamidiye suyuyla alakalı yazılan-çizilenlere baktığımda; "o biçim" reklam yapılıyor.. Milyonlar değil, trilyonlar bile "harcansaydı" bu kadar; reklam olmazdı.. Çünkü iş "siyasallaştıkça siyasallaştı?"… Öyle ki; işin boykotçuları dahi; şaştı kaldı?.. Biz ne yapıyoruz diye…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Eğer ki, "başarı ve zafer" elde etmek istiyorsan; bunun iki yolu vardır.. Ya "öz benliğinle" hareket edeceksin, ya da "rakibinin akılsızlığından" faydalanacaksın…