AH HASANIM AH!…

Seni, izlerken!.. O ağzından dökülen "inci taneli" sözcüklerin var ya!.. Kelimelerdeki "seçiciliğin".. Elif bir ruha sahip oluşun.. Ve tabi ki, içten, samimi, saf ve pak bir "kalp ruhuyla", yaşadıklarını, meramını anlatma halin.. Ve o son sözcüğün; "Allah'a şükürler olsun" deyişin var ya; Ah Hasanım ah dedirttin bana… Hele ki,  "Bir gün mutlaka" deyip; "umutlu" halin…

***

İnanıyorum ki, benim gibi "seni izleyen" binler değil, milyonlarca insan o an için; "yutkunmuştur?".. Utanmıştır… İç çekmiştir.. "Duyarsızlık" komasına girip benlik travmasıyla; "çürümüş" bir beden haliyle; "düçar" olmuştur… Ölüm döşeğinde, "sekerat" çekme hali.. Ağızdan çıkan sözcük; "Biz de insan mıyız?" sorgusu!...

***

Aslında, Hasan'ın "bir gün mutlaka umuduyla" kahredici yaşamdan kurtulacağı hissi ve inanç noktasında buna da "şükürler olsun" deyişi; bizleri, sizleri, millet ve ülke olarak 81 milyonu, denir ya gaflet, delalet ve "insani" bedbaht halimizden uyandıran bir "sille" olarak, yüzümüze indi!.. Ve fena bir şekilde; "yüzümüzü" kızarttı…

***

Evet, Hasan başkentin sokaklarında!.. 27 yaşlarında, genç dinamik bir insan.. sokakta yatıp-kalkıyor… Kağıt mendil satıyor… Kendi ifadesiyle.. Ancak bir "çorba" parası kazanabiliyorum… Haftada bir kez de olsa, paramı biriktirip "otelde" kalıyorum.. Temizliğimi yapıyorum.. Sıcak bir yatakta, uyuyabiliyorum..

***

Peki diğer günler… "İşte o günleri sokakta geçiriyorum.. Kepenkler kapandığında, "metroda", havalandırmanın sıcak üflediği yerin dibinde, karton serip yatıyorum.."

***

Yüzü de, ruhu da, ağzından dökülen kelimeler de; "umut ve gülümseme" hakim.. Öyle kaşı çatık, umutsuz, boş vermişlik, "hayatta bu mu" deyip, "isyankar" hali yok!. Bir inanç, bir iman ve "hayatın bir imtihan" olduğuna dair; gönlü zengin tavrı… Hem de nasıl zengin?..

***

Ne diyor;

"Allan insanları sınar.. Allah şuan beni sınıyor.. Allah bana taşıyamayacağım yükü vermiyor…"

***

Dikkat ettiniz mi!… Hiç bir cümlesinde, zerre-i miskal bir istek ve talebi yok!.. "Bana yardım et, elini uzat, iş, aş, ekmek ver" demiyor.. Nasipse!.. Çünkü "Allah sınıyor ve Allah mutlaka bir gün verecek" diyor..

***

Ah Hasanım Ah… Biliyoruz ki; sen "münferit" değilsin.. Ki niceleri var senin gibi!.. Yarı aç, yarı tok, yamalı, yırtık bir giysiyle haline "gönlü zengin" bir şekilde "şükür" eden!.. Gönlünde, vicdanında, ruhunda, inanç kudretinde; "eyyy insanoğlu, kendini bil" diye, haykırıyor…

***

Ve yine biliyoruz ki!.. Senin de, benim de, ahalinin de "sırtına" çöreklenmiş, sülük gibi emen "kan emici" vampirlerin var olduğunu.. "Devletin malı deniz" mantığıyla, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, vurgun, haksız kazançla "milyonlara" sahip olanı..

***

Biliyoruz ki!.. Hak, hukuk, adalet, eşitlik, demokrasi, insan hakları, özgürlük, sosyal devlet gibi "yaldızlı" cümleler kurup, ülke yönetiminde söz sahibi olan, ama "Hasanlarını" görmezden gelen, idarecilerin var olduğu..

***

Hele ki, "Komşusu açken, tok yatan bizden" değil libası giyip, "aç, yoksul, fakir, garip gurabayı" hatırlamayan zenginlerimizi, idarecilerimizi, siyasilerimizi, devlet erkanlarımızı biliyoruz!…

***

Ah Hasanım Ah!.. Sen var ya sen!.. Sen hiç fakir değilsin, aç değilsin, yoksul hiç değilsin.. Sen yardım eli uzatılacak, ona ihtiyaç duyan biri değilsin.. Çünkü sen, "Allah beni sınıyor" diyerek; mucize bir el ve gönül, yürek, iman nokta-i nazarında; İnsansın!…

***

Aslında, gırtlağına kadar mal, mülk sahibi olmuş, makam ve mevki elde etmiş!.. Ama gönlünde, vicdanında, ruhunda, inancında, imanında, "insanoğlu" olabilme vasfında, aciz, per perişan, bedbaht, aç, sefil olanların "senin o mucizevi" eline, ruhuna, benliğine "ihtiyacı" var… Ve sen "bir imtihan" abidesisin… "Şifasın, şifa Hasanım!…"

***

NEDEN KÜRTÇE YOK!…

Evet.. Neden İstanbul Havalimanı'nda, "Kürtçe" çeviri, anons, ya da çağrı yapılmıyor… Lafa gelince "mangalda" kül bırakılmaz.. 36 dil, 80 lehçede çeviri olacak.. Ama, bu ülkenin asli unsurları olan.. Nüfusu, 25 milyonu aşan.. Ve birinci derecede vatandaşlık kimliğini taşıyan, Kürtler'in ana dili olan Kürtçe; "bu hizmetlerin" içerisinde yer almaz.. Bunun izahını kim yapabilir?…

***

GÜNÜN SÖZÜ?…

Ne insanlar gördüm üstünde libas yok, ne libaslar gördüm içinde insan yok...