Olay, gece geç saatlerde Sivereke 45 kilometre mesafedeki İleri Mahallesinde meydana geldi. Evde oturan Nuri Arak, duvarda asılı olan babasına ait av tüfeğini alarak oynamaya başladı. Bir süre sonra tetiğe dokunmasıyla ateş alan tüfekten çıkan saçmalar Nuri Arakın vücuduna isabet etti. Silah sesini duyan yakınlarının çağırdığı ambulansla Siverek Devlet Hastanesine götürülen Nuri Arak, doktorların müdahalesine karşın kurtarılamadı.
Nuri Arakın cesedi otopsi için morga konulurken, jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.
Urfa tarihinin Paleolotik çağa kadar (M.Ö. 500.000 - 8.000) uzandığı tespit olunmuştur. Kazılarda neolitik çağ (M.Ö. 7250 - 5500), kalkolitik çağ (M.Ö. 5500 3200) ve ilk tunç çağına ait (M.Ö. 3200 - 1800) çok sayıda değerli eserler ele geçirilmiştir.
Belgelere dayanmayan bazı iddialara göre Urfa, ilk defa şehirler kuran İdris Peygamber veya Tufandan sonra Nuh Peygamber zamanında kurulmuştur. Ebul Faraç bu görüştedir.
Urfa bölgesi; Sümer - Akat - Hitit, Babil - Kalde, Hurri - Mitanni, Aram - Asur, Med ve Pers hakimiyetlerini görmüştür. M.Ö. II. bin Hitit vesikalarında geçen Ursunun ve Asur vesikalarında geçen Ruhua veya Ruuanın, bugünkü Urfa olduğu söylenmektedir. Şehir; Ur, Kalde Uru, Harran Uru, Orhei, Orhay, Vurhai, Edessa, Diyar Mudar, (Bölge ile beraber) Ruha, Reha ve Urfa adlarını almış, en son Şanlıurfa olmuştur.
Makedonya Kralı Büyük lskender doğu seferi sırasında Urfa ya hakim olmuştur. (M.Ö. 332).
Bu devir, M. Ö. 132de ASRAANE krallığı ile son bulmuştur. M. S. 250 yıllarına kadar devam eden Osroane Krallığı dönemi Hıristiyanlık açısından büyük önem taşımaktadır. O çağın Osroane Kralı Abgar Ukomonun (Kara Abgar) dünyada Hristiyanlığı resmi din olarak kabul eden ilk krallardan olduğu, Hz. lsa ile mektuplaştığı ve Hz. lsayı dinini yaymak üzere Urfaya davet ettiği bilinmektedir. Bu davet üzerine Hz. lsa yüzünü sildiği mendile çıkan mucizevi resmini ve Urfayı kutsadığına dair bir mektubunu Abgar Ukomoya göndermiştir. Bu nedenle Urfaya Hıristiyanlarca bugün bile Kutsal Şehir denilmektedir. Hıristiyanlık aleminde kutsal sayılan bu mendilin uzun süre Urfayı düşmanlardan koruduğuna inanılmış. M.S. 944 yılında Bizans İmparatorunun doğudaki kuvvetlerinin komutanı Ioannes Kurkuas Urfa üzerine yürüyerek Hz. İsanın bu mucizevi resmini almayı başarmış ve onu büyük bir törenle İstanbula götürmüştür.
Hristiyanlığı ilk yıllarında kabul eden Urfa, Müslümanlığı da ilk yıllarında kabul etmiştir. (M.S. 639). Selçuklu Sultanı Alpaslanın 1071 yılında şehri kuşatmasına kadar birçok siyasi ve dini hareketlerin olduğu Urfa da bağımsız bir Haçlı Kontluğu (M.S. 10981144) kurulmuştur. 1144 yılında İmadeddin Zengi, 1 182de Selahaddin Eyyübi Urfaya hakim olmuştur.
1240 ve 1250 yıllarındaki iki Moğol yağmasından sonra 1260 yılında Hülagü Han bölgeyi yakıp yıkmıştır.
Urfa 1404 tarihinde Akkoyunluların, 1514 yılında Safevilerin eline geçmiş ve 1517 yılında Osmanlı İmparatorluğuna dahil olmuştur.
24 Mart 1919da İngiliz, 30 Ekim 1919da Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Fransızlara karşı başlatılan direniş ve savaş 11 Nisan 1920de şehir halkının zaferiyle sonuçlanmıştır.