Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir, bu kararın her fırsatta demokrasi ve düşünce özgürlüğünden dem vuran ABDnin gerçek yüzünü ortaya koyduğunu dile getirerek Rumeysa Oztürkun akıbetinden derin endişe duyduklarını söyledi.
Türk vatandaşı Rumeysa Oztürk, doktora eğitimini almak için gittiği ABDde Filistindeki İnsanlık dramı ve İsrailin uyguladığı soykırımı içeren doktora tezi nedeniyle önce Yahudi lobisince hedef gösterildi, ardında da polis tarafından ters kelepçeyle gözaltına alındı.
Rumeysa Oztürke yapılanlar büyük tepkilere neden olurken, genç kızın akıbeti bilinmiyor.
Söz Konusu Mazlumlar Olunca İnsanlıktan çıkıyorsunuz
ABDnin uyguladığı antidemokratik uygulamaya bir tepki de Diyarbakır Memur-Senden geldi.
ABDnin demokrasi, insan hakları ve düşünce özgürlüğü konusunda ikiyüzlü davrandığını belirten Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir, bu duruma sert tepki gösterdi.
Tekdemir,Rumeysa Öztürkün maruz kaldığı olay ABDde demokrasi ve ifade özgürlüğünün, özellikle Filistin konusundaki haklı ve insani tepkiler söz konusu olduğunda nasıl askıya alındığını açıkça gözler önüne sermektedir.
Memur-Sen ve en büyük eğitim sendikası Eğitim-Bir-Sen olarak, ABDde doktora öğrencisi #RumeysaOzturk e yönelik uygulanan, temel insan haklarını ihlal eden, keyfi ve hukuksuz müdahaleyi şiddetle kınıyoruz. diye konuştu.
Demokrasi Ve Özgürlük Düşmanısınız
Rumeysa Oztürkun akıbetinden derin endişe duyduklarını anlatan Tekdemir ,Rümeysa Öztürk, Tufts Üniversitesinde akademik çalışmalarını sürdürürken, İsrailin Gazzeye yönelik gerçekleştirdiği soykırımı eleştiren bir bildiride yer alması nedeniyle hedef gösterildi. Öğrencimizin, iftara giderken ICE ajanları tarafından elleri arkadan kelepçelenerek gözaltına alınması, geçerli F-1 öğrenci vizesine rağmen vizesinin keyfi olarak iptal edilmesi, akademik ve düşünsel özgürlüğün baltalanması, bu eğitim hakkının engellenmesi ve ifade özgürlüğünün aleni ihlalidir.
Bu uygulamanın, Canary Mission gib demokrasi ve özgürlük düşmanıi sitelerde yayımlanan isimlerin referans alınarak, akademik seslerin susturulmasına yönelik sistematik bir stratejinin parçası olduğu görülmektedir.
Akademik özgürlük ve düşünce hürriyeti, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve insan hakları ilkeleri çerçevesinde korunması gereken evrensel değerlerdir. Bu bağlamda, Rümeysa Öztürkün yaşadığı bu müdahale, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, tüm akademik çevreler ve düşünce özgürlüğüne bağlı olanlar için alarm ziline çalmaktadır.
Memur-Sen olarak; soykırıma uğrayan Gazzelilerle dayanışma içinde olan, özgür düşünce ve eleştiri hakkını kullanmaya cesaret eden öğrencilerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz.
Bu tür müdahalelerin, demokratik toplumların temel taşları olan özgürlük, adalet ve insan hakları ilkelerine aykırı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor; ulusal ve uluslararası düzeyde, bu tür uygulamalara karşı gerekli tüm diplomatik ve hukuki adımların atılmasını talep ediyoruz. sözleriyle tepkisini aktardı.