Diyarbakır Baro Başkanı Av. Tahir Elçi, baro odasında düzenlediği basın toplantısında bölgede yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Yaşanan sürecin kabul edilemez olduğunu belirten Elçi, bu sürecin hiç kimseye fayda sağlamadığını belirnterek şöyyle konuştu:
Ne yazık ki silahlar devreye girip, silahlı çatışma başladı. Biz de hukukçular olarak, toplumun kanaatlerine paralel olarak, bu sürecin toplumun hiçbir kesimine bir yarar getirmeyeceğini, Türkiye toplumunun sosyal barışına, birlikte yaşama iradesine zarar vereceğini, başta Türk ve Kürt halkı olmak üzere halkların birlikte ve aynı çatı altında yaşama zeminin dinamitliyor. Toplumumuzun birlikte yaşama iradesi vardır. Bu sürece nasıl geldiğimizi, kamuoyu yakından bilmektedir. Toplum bu süreci anlaşılmaz buluyor. Aslında Kürt meselesinin barışçıl, demokratik yöntemlerle çözümü için bir dizi pozitif gelişmenin yaşandığı bir dönemde, toplumun hayli umutlandığı bir anda, hızla işlerin tersine dönüşünü toplumumuz büyük bir şaşkınlıkla izliyor ve bu süreci kabul edilemez görüyor.
SAVAŞ HUKUKU İLKELERİNE UYULMALI Son dönemlerdeki öldürme eylemlerine son verilmesi gerektiğini vurgulayan Tahir Elçi sözlerini şöyle sürdürdü: Ne olursa olsun savaşa karşıyız. Bu meselenin barışçıl yollarla çözümünün yanındayız. Zaten bu nedenle Kürt sivil toplumu, barış ve çözüm sürecine büyük bir destek sunmuş. çatışmalar önlenemez ise, çatışma sürecini kabul etmemekle birlikte önlenemez ise bile, savaş hukukunun asgari ilkelerine de uyulmalıdır. Güvenlik görevlisi de olsa silahsız kimselere yönelik, toplumumuzun vicdanını rahatsız eden eylemlerden kaçınılmalıdır. Yargısız infazlara, işkencelere son verilmeli. HDPNİN KAPATILMASI, çÖZÜM HAYALİNİ TOPRAĞA GÖMER HDPnin kapatılması ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmalarına da değinen Elçi, şunları söyledi: Halkların Demokratik Partisinin kapatılma sürecinin başlatılması ve başta bu partinin genel başkanı olmak üzere milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması, ceza kovuşturulmasına maruz kalmaları açıkça söyleyeyim, silahların toprağa gömülmesi yerine, Kürt meselesinin barışçıl ve demokratik yollarla çözümünün hayalinin ilelebet toprağa gömülmesi haline gelecek. Buradan hükümeti, yetkilileri uyarmak istiyoruz, bir kez daha böylesi tarihi bir yanlışı yapmayın. Bir kez daha tarih tekerrür etmesin. Bu toplum hala 1994 DEP sürecini ve travmasını atlatmış değildir. O süreçten daha ağır yaralar açacak böyle bir sürece asla tevessül edilmemelidir. Toplumun esenliği, Türkiye toplumunun sosyal barışı, demokratik gelişimi bakımından, bu çatışma sürecinin sona ermesi için, ortaya çıkan krizin bitmesi için Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu olarak Abdullah Öcalan ile görüşmeye hazırız.