Kabare sanatçısı olarak 20 yılı aşkın süredir sahne alan hollanda kraliyet tiyatrosu oyuncusu Nilgün Yerli, Yerli-Yersiz oyunuyla Diyarbakırlı sanatseverlerle buluştu.
Diyarbakır Devlet Tiyatrosunda sahnelen oyun sonrası AA muhabirine açıklamada bulunan Nilgün Yerli, 9 yaşındayken ailesiyle Hollandaya yerleştiklerini belirterek, 15 yaşındayken anne ve babasını trafik kazasında kaybettiğini söyledi. Anne ve babasını kaybetmesiyle rahibelerin yanında eğitimine devam ettiğini dile getiren Yerli, ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra hobi olarak tiyatroya yöneldiğini ifade etti. Hollandada ön yargılar üstüne gösteriler sunmaya başladığını, başlangıçta 50 civarında olan seyirci sayısının zaman içinde bini bulduğunu kaydeden Yerli, Meğer herkesin bir ihtiyacı varmış, o önyargı aynasına bakıp bir şeyler görmeye hissetmeye, düşünmeye. Bunu espriyle müzikle, komediyle karıştırınca insanlar içindeki her bölüme dokunabiliyor ve hissedebiliyor. Bu formülü ben 20 seneden beri yapıyorum. Benim hayat sloganım birbirimizi farkımızla sevelim Yerli, Türkiyedeki ilk gösterisini 2 yıl önce davet edildiği Konyadaki Bir ses bir nefes festivaliyle yaptığını belirterek, o gösterisinin ilk Türkçe gösterisi olduğunu aktardı. İstanbuldaki gösterinin ardından Türkiye turnesi planladıklarını fakat son yaşanan olaylar ve Ankaradaki terör saldırısı nedeniyle turneyi iptal ettiklerini belirten Yerli, sanatı hiçbir korkunun durdurmaması gerektiğine inandığını için daha sonra tekrar turneye çıkma kararı alarak, Mardin, Malatya ve Gaziantepten sonra Diyarbakırdaki gösteriyi yaptıklarını ifade etti. İyi ki de gelmişiz. Bu dönemde özellikle insanlar sanata açmış. Tiyatro ne kadar neşe kaynağı görülse de aynı zamanda düşünme ve umut kaynağıdır. Sanat, karanlıkta aydınlık olabiliyor. Diyarbakır, Mardin, Malatya, Gaziantep halkı bize sıcacık bir hoşgeldin sundu. Kollarını, ruhlarını, kalplerini açtılar. Sanat 2. Dünya Savaşında bile insanlara umut verdi. Allaha bin şükürler olsun 2. Dünya Savaşını yaşamıyoruz. Evet bu topraklarda çok kan aktı fakat bu şu demek değildir ki düşünmeye, gülmeye, güldürmeye zaman gelmedi.BİZ ÜLKEMİZDE BİRBİRİMİZE ATIP TUTUYORUZ
Gösterisini Türkiye toplumuna yönelik hazırladığını belirten Yerli, Toplumumuzda bir çatışma, bir ön yargı var. Bence herkes bir şeyleri konuşup paylaşmalı ifadesini kullandı.
Yıllarca yurt dışında yaşadığını, bir yabancı olmanın, bir Türk olmanın ne demek olduğunu gördüğünü dile getiren Yerli, şunları kaydetti: Avrupa ve Amerikadakiler için Türkler Müslümandır ve eşittir teröristtir. Böyle görüyorlar. Ondan sonra oturup biz ülkemizde birbirimize atıp tutuyoruz. Bu şekilde düşününce ne kadar gereksiz olduğunu anlıyorsun. Bunca ölüm, zulüm, paylaşamadığımız toprak, sonumuz toprak. TERÖR OLAYLARININ UNUTTURULMASI İçİN BU TÜR ETKİNLİKLERİN YAPILMASI GEREKİYOR Oyunu izlemeye gelen lise öğrencisi Hacı İhsan Ataş, tiyatroya gelerek üzerindeki stresi attığını söyledi. Ataş, Terör olaylarının unutturulması için bu tür etkinliklerin yapılması gerekiyor. Bu tür etkinlikler sadece bugün değil her zaman yapılmalı ifadesini kullandı. Anaokul öğretmeni Ayşe Nur ise Adanada yaşadığını son yapılan öğretmen atamalarında Diyarbakıra geldiğini belirtti. Diyarbakıra geldiğinde önyargılı olmadığını fakat ailesinin önyargıyla yaklaştığını dile getiren Nur, şöyle konuştu: Ben buraya gelmeyi çok istiyordum. Buradaki öğrencilere bir şeyler vermeyi çok istiyordum. Oradaki önyargıyı size anlatamam. Bence bu oyunu herkes izlemeli. Oyunu beğendim bana çok iyi geldi. Hissettiğim şeylerin tam üzerine geldi. Üniversite öğrencisi Şeyma Yalaz da oyunun kendisini çok etkilediğini ve çok beğendiğini anlatarak, Bir taraftan olaylar var. İnsanlar dışarı çıkamıyor. Bazı insanların bunun bilincinde olup da buraya gelmeleri bizi mutlu ediyor. Farklı duygular içerisindeyiz şeklinde konuştu.