Diyarbakır'da keşfedilen yeni ters lale türü literatüre kazandırıldı

Diyarbakır'ın Çermik ilçesinde keşfedilen ters lale türü, "Çermik lalesi" ismiyle bilim dünyasına kazandırıldı.

Haberler 05.03.2024 - 21:46 Son Güncelleme : 05.03.2024 - 21:46

Ege Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, çermik kırsalında yürüyüş yapan doğasever Muhammed Yalçın, kayalıkların dibinde gördüğü sarı renkli ters lalenin fotoğraflarını, bu alanda uzman akademisyenlerle paylaştı.

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Yıldırım, Aksaray Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehtap Tekşen, Doç. Dr. Mehmet Maruf Balos, Dr. Cahit çeçen ve Uzman Biyolog Veysel Sonay türle ilgili çalışmalar yürüttü.

çalışmalar sonucunda ters lalenin daha önce literatürde olmayan yeni bir tür olduğu belirlendi.

TÜRKİYEDE TERS LALE TÜRÜ SAYISI 53E çIKTI

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Hasan Yıldırım, türle ilgili hazırladıkları bilimsel makalenin uluslararası taksonomik botanik dergilerden Nordic Journal of Botany dergisinde yayımlandığını söyledi.

Türü çermik lalesi ismi ile bilim dünyasına tanıttıklarını kaydeden Prof. Dr. Yıldırım, Ters lale (Fritillaria) cinsi kuzey yarımkürede dağılım gösteren, yaklaşık 170 türe sahip bir cinstir. Bu cinsin 3 önemli çeşitlilik merkezi bulunuyor. Bu merkezler 21 türle Kaliforniya, 24 türle çin ve üçüncüsü ise Güney Batı Asya, Doğu Akdenizdir. Üçüncü çeşitlilik merkezindeki Türkiyede 53 tür, Yunanistanda 26 tür ve İranda 18 tür bulunuyor. Bu bağlamda dünyada en fazla ters lale türünün Türkiyede mevcut olduğu görülmektedir. çermik lalesinin keşfi ile Türkiyede ters lale türü sayısı 53e çıktı. Bu türle ülkemiz için endemik olan ters lale sayısı ise 30a yükselmiştir. Oransal olarak ülkemizde ters lale endemizm oranı yüzde 56,6ya çıkmıştır. ifadelerini kullandı.

Yıldırım, türün oldukça lokal bir yayılışa sahip olduğunu, tek popülasyonda bilindiğini ifade ederek, doğadaki en büyük düşmanlarının bu bitkilerin soğanlarıyla beslenen domuzlar olduğunu aktardı. İnsanların da madencilik, tarla ve yol çalışmaları, aşırı hayvan otlatma gibi nedenlerle risk oluşturduğunu dile getiren Yıldırım, yeni türün korunması için ilgili kurumların bitkiye sahip çıkmasının gerektiğini sözlerine ekledi.

Ana Sayfaya Git