Diyarbakır’da restore edilen 200 yıllık tarihi Cemil Paşa Konağı, kent müzesine dönüştürülüyor.
Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış, farklı kültür ve inançlara beşiklik etmiş Diyarbakır, bu zengin kültürel birikimini, restorasyonu devam eden tarihi Cemil Paşa Konağı’nda meraklısıyla buluşturacak.
Tarihi konaktaki restorasyon çalışmalarını inceleyen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, konağın, kentin en görkemli tarihi mekanlarından biri olduğunu söyledi. Kentin sivil mimarisini yansıtan konağın, 1920’li yılların başlarında Cemil Paşa ailesinin sürgün edilmesiyle harabe haline geldiğini anlatan Baydemir, belediye tarafından konağın kamulaştırıldığını belirtti.
Baydemir, yaklaşık 3,5 milyon liralık bir kaynakla restorasyon çalışmasının devam ettiğini, bu yılın sonunda da tamamlayacaklarını bildirdi.
-Danışma Kurulu-
Konağın, kent müzesi olarak işlevlendirileceğini, bunun için sadece kendi fikri değil, Diyarbakır’daki tüm farklı bakış açılarını bir araya getirdiklerini ifade eden Baydemir, şöyle konuştu:
’’Aralarında belediye, il kültür ve turizm, müze, milli eğitim, müftülük, vakıflar bölge müdürlüğü, kiliseler, mimarlar odası, çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Diyarbakır’da bir dönem yaşamış ailelerin temsilcileri ile Diyarbakır konusunda araştırma yapmış, kitap yazmış kişilerin bulunduğu bir danışma kurulu oluşturduk. Bu kurul ile müzenin nasıl işlevlendirileceğini ortak bir akılla yürütüyoruz.
Diyarbakır’da bugün yaşayan ve gelecekte yaşayacak bütün nesiller, geçmişte Diyarbakır’da ne olmuş, kimler, hangi medeniyetler, inançlar, kültürler yaşamış, bütün bunları adeta kentin bir hard diski olarak burada görebilmeli. Bütün yaşananları müze içinde sergilemeyi hedefliyoruz. Burası bir arkeoloji müzesi olmayacak. Daha çok insan ve mekan, insan ve kültür, insan ve dil, insan ve inanç ilişkisini canlandırmaya çalışacağız. Adeta yaşam kronolojisini yansıtacağız. Diyarbakır surlarında bütün insanlığın alın teri, emeği var. Elimizden geldiğince bütün dinleri, dilleri, kültürleri ve yaşanmışlıkları bu mekanda gelecek nesillere aktarmanın çabası içinde olacağız.’’
-Taş plaktan Celal Güzel-
Baydemir, müzenin teknoloji ile geçmişin buluşturulduğu bir mekan olarak düzenleneceğini, kentin tüm değerlerinin müzede buluşacağını vurgulayarak, Celal Güzelses’in fotoğrafının yanında bir taş plak olacağını ve o taş plaktan da Güzelses’in türkülerinin yankılanacağını kaydetti.
Yaklaşık bin 600 metrekare kapalı alana sahip konağın, kent müzesi için biçilmiş kaftan olduğunu ifade eden Baydemir, yakın bir gelecekte, müzede sergilenmek üzere Diyarbakırlılardan dedelerine ait mektup, fotoğraf albümleri veya döneme ilişkin objeleri talep edeceklerini belirtti. Baydemir, bağışlanacak her belgenin veya objenin, tarihi bir niteliği olup olmadığının kurul tarafından değerlendirileceğini dile getirerek, ’’Diyarbakır Kent Müzesi tamamen özgün olacak, kendi alanında bir ilk olacak’’ diye konuştu.
-Taş işçiliğinin en güzel örneği-
Osmanlı Valisi Ahmet Cemil Paşa tarafından eklentileriyle yaklaşık 3 bin metrekarelik alan üzerine yaptırılan Cemil Paşa Konağı, eski Diyarbakır evlerinde olduğu gibi mekanlar geniş avlu etrafında dizili. Bin 600 metre kare kapalı alanı ve 40’ın üstünde odası bulunan konak, üst katlarında banyo, tuvalet gibi alanların bulunması açısından dikkati çekiyor.
Diyarbakır’a özgü kesme bazalt taştan inşa edilen yapı, haremlik, selamlık ve mabeyn bölümlerinden oluşuyor. Geniş havuzlu bahçesi, misafirhanesi ve diğer bölümleriyle küçük bir saray niteliğinde olan konak, taş işçiliğinin de en güzel örneğini yansıtıyor. Diyarbakır’daki en görkemli ve en büyük konak olan Cemil Paşa Konağı, bir dönem, okul ve ipek böcekçiliği kapsamında atölye olarak da kullanılmış.