Diyarbakırlı Avukata, Rus meslektaşını öldürmeye teşebbüsten 10 yıl hapis cezası

Diyarbakır Barosu'na kayıtlı avukat Mustafa Kemal Sümer, geçen yıl 30 Haziran gecesi saat 01.00'de, Antalya'nın Konyaaltı İlçesi Liman Mahallesi 10'uncu Sokak'taki sitede bitişik dairede evi olan 2 çocuk annesi Rus meslektaşı Liudmila Peregon'u, eski kocası Levent A.'nın yanında tartakladıktan sonra tabancayla yaraladı.

Haberler 30.04.2016 - 00:45 Son Güncelleme : 30.04.2016 - 00:45

Sümer daha sonra bekçi kulübesine kaçan ikilinin peşinden gidip burada bir el daha ateş etti. 2 yerinden yaralanan Liudmila Peregon ile yanındaki Levent A. Rusyaya gitti. Tutuklanan Mustafa Kemal Sümer hakkında, ömür boyu hapis cezası istemiyle 3üncü Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

Davanın duruşmalarına, olaydan sonra Rusyaya giden Liudmila Peregon ile Levent A. katılmadı. Tutuklu yargılanan Sümerin avukatı Alper Tunga Bacanlı, olayın kasten öldürmeye teşebbüs değil, yaralama eylemi olduğunu iddia etti. Bacanlı, müvekkiliyle Liudmila Peregon arasında 5-6 yıldır devam eden nikahsız bir evlilik ilişkisi olduğunu, ikilinin yaz aylarında Antalyaya gelip birlikte yaşadıklarını ileri sürdü. Peregonun, Mustafa Kemal Sümerden hamile kalıp bebek sahibi olmak istediğini öne süren Bacanlı, ikili arasında bu nedenle tartışma başladığını aktardı. Peregonun çocuk sahibi olma arzusunun Rusyada gittiği bir falcının telkinlerinden kaynaklandığını iddia eden Bacanlı, şöyle devam etti:

FALCIYA İNANDI

Mağdure, müvekkilimin yakınlarına, Rusyanın en ünlü falcısına gidip fal baktırdığını anlatmıştır. Liudmilanın anlattıklarına göre falcı Siz Mustafa Kemal ile birbirinizi seviyorsunuz ama evlenemeyeceksiniz. Kemal başka biriyle evlenip çok zengin olacak. Sen ise trafik kazası geçirip öleceksin demiştir. Liudmila falcının söylediklerini Mustafa Kemalin yakınlarına anlatmıştır. Mustafa Kemalden hamile kalıp çocuk sahibi olursa falcının söylediklerinin boşa çıkacağını söylemiştir. Mustafa Kemal Sümere de bu hususta baskı uygulamıştır. Müvekkilim ise ısrarla çocuk doğurmak istemesinin nafaka için olduğunu düşünerek bundan kaçınmıştır.

Karar duruşmasında da eski savunmalarını tekrarlayan Bacanlı, Müvekkilim bebek sahibi olmak istemediğini söylemesi üzerine mağdure kıskandırma yoluna gitmiştir. Mağdure başka erkeklerle sitede alkol alıp yakınlaşmıştır. Son olarak da müşterek iki çocukları olan eski eşini evine çağırmıştır. Sonra da eski eşiyle birlikte müvekkilime hakaret etmiştir. Müvekkilim tartışmadan sonra evine gitmiştir. Daha sonra da mağdure eski eşiyle birlikte müvekkilimin kapısına dayanmıştır. Bunun üzerine müvekkilim hedef gözetmeden, içinde 11 mermi olan tabancasıyla bir el ateş etmiştir. Müvekkilim bekçi kulübesinin önünde de yine hedef gözetmeden bir el daha ateş ettikten sonra tabancanın şarjörünü çıkarıp yere atmıştır. Öldürme kastı olsaydı, müvekkilim içinde 9 mermi kalan tabancanın şarjörünü yere atmazdı. Müvekkilim öldürmeye teşebbüsten değil, yaralamaya teşebbüsten yargılanmalıdır dedi.

Müvekkilinin hükümle birlikte tahliyesini talep eden Bacanlı, bu tür olaylarda Yargıtay kararlarının da kasten yaralama olarak değerlendirildiğini kaydetti. Son sözü sorulan Mustafa Kemal Sümer de avukatının beyanlarına katıldığını belirterek, öldürme kastıyla hareket etmediğini söyledi. Sümer, Ben alacağım cezanın infazını yattım. Hükümle birlikte tahliyemi talep ediyorum dedi.

Mahkeme, sanığı öldürmeye teşebbüs eyleminden 10 yıl hapse mahkum etti. Sanığa tahrik indirimi de yapılmadı. Avukat Alper Tunga Bacanlı, kararı temyiz edeceklerini söyledi.

Ana Sayfaya Git