Diyarbakırda faaliyet yürüten 87 sivil toplum kuruluşu ve meslek odaları ile siyasi partiler tarafından 7 Haziran seçimlerinden sonra başlayan ve her geçen gün artan şiddet ve çatışma ortamına ilişkin basın açıklaması yapıldı. Yenişehir ilçesindeki DTK binası önünde yapılan açıklamaya, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının temsilcilerinin yarı sıra, DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı ve DBP İl Eşbaşkanı Hafize İpek de katıldı. Burada, imzacılar tarafından hazırlanan ortak metni okuyan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Cengiz Günay, Türkiyenin iktidar uğruna savaşa sürüklendiğini belirterek, halkın demokratik ve barışçıl öz yönetim istemi ve irade beyanına karşılık, topyekun bir imha politikası ile askeri ve siyasi operasyonlar yürütüldüğünü ifade etti.
ÖZ YÖNETİM DEVLETİ REDDETME DEĞİLDİR Öz yönetimin tüm kimlik ve inançların kendine yaşam alanı bulacağının, tekçi ve merkeziyetçi yönetim şeklinin çözüm olmadığının daha demokratik ve yaratıcı olduğunun dünyadaki örnekleriyle ispatlandığını anlatan Günay, şunları kaydetti: Bu yüzdendir ki öz yönetim devleti ret etme değildir. Devletin her türlü baskı ve imha politikalarına karşı demokratik ulus perspektifi ile devletin demokratikleşmesi istemidir. Sonuçta devlet demokrasi yönetim biçimi temel alınarak Kürdistana özgürlük, Türkiye ye demokrasi, Ortadoğu ya da barış ve huzurun geleceği açığa çıkacaktır. Devletin demokratikleşmesini kapsayan öz yönetim talebine karşı yapılan tüm saldırılar, halkın iradesiyle seçilmiş belediye eş başkanlarının, yönetim kadrolarının tutuklanmasını kabul etmeyeceğimizi, gerekli tepkilerimizi demokratik bir biçimde göstereceğimizi belirtiriz. ÖZGÜRLÜKçÜ BİR HAMLEYE DÖNÜŞ MÜMKÜNDÜR Bütün sorunların şiddet ve silahla değil, ancak müzakere edilerek çözümlenmesi dışında doğru ve geçerli bir yöntemin olmadığının dünya örnekleriyle ispatlandığına dikkat çeken Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu yüzden savaş ve kaotik süreçten demokratik ve özgürlükçü bir hamleyle çıkış mümkün. Bu da ancak Dolmabahçe mutabakatı esaslarına dönmekle gerçekleşecektir. Sürecin devletin demokratikleşmesi ve halkların yararına evrilmesi için tüm kamuoyu, kurumlar, siyasi partiler, aydınlar, kadınlar ve özgürlükçü basının ortak refleksi, savaşa ve katliamlara hayır talebi olmalıdır. Bunun için ortak tutum ve demokratik tepkilerimizi ahlaki ve vicdani bir sorumluluk gereği tüm halkımızla beraber hayatın her alanında vereceğimizi belirtiyoruz.