Merkez Sur ilçesindeki Ulu Camide kılınan cuma namazının ardından bir araya gelen Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri, ellerinde Müslüman uyuma Kuran-a sahip çık, Etkili adım ambargo yaptırım pankartları taşıdı, sloganlar attı.
Grup adına açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, İsveçi ve Kuran-ı Kerime saldıranları lanetlediklerini söyledi.
Müslümanların kutsallarına karşı gerçekleştirilen provokatif saldırıların her geçen gün artmakta olduğunu belirten Tekdemir, İslamın değerlerini hedef alan bu saldırıya izin veren İsveçin Müslümanların kutsal değerlerini bir kez daha çiğnediğini kaydetti.
İsveç polisinin saldırıya engel olmak yerine Kuran-ı Kerimi korumaya çalışan Müslümanları darbederek bu provokasyona seyirci kalıp ortak olduğunu ifade eden Tekdemir, şunları kaydetti:
Yaklaşık iki milyar Müslümanın kutsallarına tüm dünyanın gözleri önünde ve devlet koruması altında yapılan bu saldırının benzeri az bulunup dehşet verici bir hukuksuzluk örneğidir. Devletin yasal koruması ve güvenliği altında gerçekleştirilen bu menfur saldırılar bazı Avrupa devletlerinin sistematik ve bilinçli politikasının ürünüdür. Bu düzenli saldırganlığın arkasında açık ve net bir biçimde İsveç devleti vardır. İsveç nefret suçu işlemekte, bu suçun Avrupadaki açık adreslerinden biri haline dönüşmektedir. Nitekim İsveç, geçtiğimiz yıl da sistematik Kuran Yakma Protestoları adı altındaki provokasyonlara ev sahipliği yapmış, ülke adeta Türkiyeye ve İslama yönelik saldırıların merkez üssü haline gelmiştir.
Tekdemir, bu saldırılara karşı takınılan tavrın Avrupada yaşayan Müslümanları hedef haline getirdiğini, ırkçılığı ve İslamofobiyi körüklediğini, bir arada yaşam kültüründe telafi edilemez hasarlar bıraktığını kaydetti.
İsveçin nefret söylemi ve ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi bilinçli olarak saptırmakta olduğunu, söz konusu İslam ve Müslümanlar olunca hukukun en temel ve vasat ilkelerini dahi yok saydığını belirten Tekdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Kuran-ı Kerimi yakma yasağını kaldıran İsveç Yüksek Mahkemesi bu hukuksuz ve hadsiz kararından vazgeçmedikçe, devlet korumalı yasal ve sistematik saldırılar son bulmadıkça, İslam dünyasının ve Müslümanların değerlerine sahip çıkma arayış ve yöntemlerine bu saldırılar aracılığıyla açık davet yapılmış olacağı hususu unutulmamalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı ve İslam ülkelerini bu hadsiz alçaklığa karşı kınamanın ötesine geçerek inisiyatif kullanmaya ve yaptırımlar uygulamaya davet ediyoruz. Dünyadaki tüm sivil toplum kuruluşlarını, kamuoyu gücünü bu saldırganlığa ve nefret eylemlerine karşı harekete geçmeye, uluslararası insan hakları kuruluşlarını bu alçakça saldırılara tepki vermeye davet ediyoruz.