Diyarbakırda 8 yaşındaki Narin Güranın öldürülmesine ilişkin davada tutuklu yargılanan 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyara ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde üç gün süren tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narinin cansız bedenini Eğertutmaz Deresine sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyarın yargılandığı davanın ikinci duruşmasında, sanıklara son sözleri soruldu.
Tutuklu sanık Yüksel Güran, yüreğinin yaralı olduğunu belirterek, Rabbim şahidim ve kefilimdir. Kızımın katili olmadım. Bir Allahın kulunun yanında kızıma zarar vermedim. Başım diktir. Şu an katilinin yanında cevap veriyorum. Beraatimi istiyorum. dedi.
Tutuklu sanık Enes Güran ise her zaman doğruyu konuştuğunu savunarak, üzerine atılı suçları kabul etmediğini ve beraatini istediğini belirtti.
Tutuklu sanık Salim Güran da Narinin, yeğeni olduğunu hatırlatarak, Canımdır, bu dünyada ona en son zarar verecek kişi benim. Öküz meydandadır. Kimse öküz buradadır demiyor. Suçsuzum, beraatimi istiyorum. beyanında bulundu.
Tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar da Sayın Başkanım Narini kesinlikle ben öldürmedim. Cesedi Salim Güran bana verdi. Ben de taşıdım. Taşıma cezası neyse ben razıyım. Yemin ederim kesinlikle ben öldürmedim. dedi.
Mahkeme heyeti, iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçunun işlendiğinin sabit görüldüğünü gerekçe göstererek, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güranın Türk Ceza Kanununun 37/1, 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmalarına karar verdi.
Nevzat Bahtiyara ise Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Sanık Bahtiyar hakkında verilen kararın gerekçesinde şunlar kaydedildi: Sanık hakkında diğer sanıklarla iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan mahkememize kamu davası açılmışsa da sanığın, Arif Güranın evine geldiğinde maktul Narinin cansız bedenini yerde bulduğu, ardından sanık Salimin tehditleri ile Narinin cansız bedenini Arifin evinden alarak Eğertutmaz Deresine götürdüğü ve cansız bedenin bulunduğu çuvalı dere kenarına üzerine taş koymak suretiyle sakladığı göz önüne alındığında, sanığın üzerine atılı eyleminin suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturduğu anlaşılmıştır.
Sanık, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, suç sebep ve saikleri, Narinin cansız bedeninin sanığın beyanları ile değil yapılan araştırmalar neticesinde bulunması, Narinin öldürüldüğü tarihten cansız bedeninin bulunduğu güne kadar süren araştırmalara rağmen herhangi bir delilin bulunmaması, delil bulunmayışına sebebin ise söz konusu cansız bedenin uzunca süre suyun içerisinde kalması karşısında TCKnin 281/1 maddesi uyarınca takdiren ve teşdiden cezalandırılmıştır.
4 SANIĞADA İNDİRİM HALİ UYGULANMADI
Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, 4 sanık hakkında verilen cezalarda iyi hal indirimi uygulamadı.
Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında tutukluluk hallerinin devamına ilişkin gerekçesinde şunları kaydetti: Sanıklara verilen ceza miktarı, yine verilen cezanın CMKnin 100/3. maddesinde sayılan katalog suçlardan olması, bu nedenle 5271 sayılı CMKnin 100/3 maddesine göre tutuklama nedeninin dosyada var sayılması, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 5. maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 Anayasasının 19. maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMKnin 100/1. maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesinin gösterir somut delillerin dosya içerisinde mevcut olması nedeniyle sanıkların mahkumiyetine karar verilmiş olması sanıklar hakkında verilen cezaların niteliği ve süresi gözetildiğinde serbest kalmaları halinde sanıkların kaçması veya saklanabileceği hususunda kuvvetli şüphenin oluşması, infaz şartları hep birlikte dikkate alınarak sanıkların hükmen tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiştir.
Mahkeme heyeti, tutukluluk halinin devamına ilişkin kararın açıklanmasından itibaren 2 hafta içerisinde sanıkların, bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak veya dilekçe vermek suretiyle Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yoluna başvurma olanağının bulunduğunu kararlaştırdı. Heyet, kararın tebliğ edildiği günden itibaren 2 hafta içerisinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesine istinaf yoluna başvurma olanağının bulunduğuna, süresinde istinaf yoluna başvurulmadığı takdirde kararın kesinleşeceğine oy birliğiyle hükmetti.
BAKAN GÖKTAŞTAN AçIKLAMA
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Narin kızımız için sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmaları adına Bakanlık olarak süreci yakından takip edeceğimize söz vermiştik ve bu sözümüzü kararlılıkla yerine getirdik. dedi.
ADALET BAKANI TUNçTAN İLK AçIKLAMA
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Masum kızımız, 8 yaşındaki Narin evladımızın canice katledilmesine ilişkin davada Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararını vermiştir. Bu acı olayda maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve sorumluların hak ettiği cezalara çarptırılarak adaletin tecelli etmesi milletimiz için büyük bir beklenti haline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkeleri doğrultusunda gecikmeksizin verilen kararın milletimizin vicdanında yer bulması önemlidir. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma sürecinde adaletin tecellisi için duyarlı davranan herkese, yargı mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Adalet, mülkün temelidir. Adaletin terazisi hiçbir zaman şaşmayacaktır. Bu tür acıların bir daha yaşanmaması için devlet ve milletçe hepimiz hep birlikte üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Narin evladımıza bir kez daha Allahtan rahmet diliyorum.
NEVZATLA İLGİLİ KARARI İSTİNAFA GÖTÜRECEĞİZ
Kararın açıklanmasının ardından Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, açıklamalarda bulundu. Nevzat Bahtiyar ile ilgili kararı istinafa götüreceklerini belirten Güleç, Mahkemenin kararı, kısmen talebimizi karşılayacak nitelikteydi. Mütalaaya da kısmen muhalif bir karar olarak değerlendirebiliriz. Nevzatla ilgili bizim beklentimiz, beyanlarımızdan da anlaşıldığı üzere iştirak halinde kendisinin de o suça ortak olduğunu düşünerek onun hakkında da TCK 82 maddesinden mahkemenin ceza vermesini bekliyorduk. Ancak bu gerçekleşmedi. Sadece delilleri karartmaktan dolayı 4 yıl 6 ay gibi bir hapis cezası aldı. Avukatlarımız burada, önceki dönem baro başkanımız Nahit Başkan burada. Kararı istinafa götüreceğiz dedi.
KARARIN NEVZAT BOYUTUYLA EKSİK KALDIĞI KANAATİNDEYİM
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ise açıklamasında Nevzat Bahtiyarın da cinayetten yargılanması kanaatinde olduğunu belirterek, Maalesef dosyaya ilişkin herhangi bir suça dair ikrar söz konusu olmadı. Mahkemeye de izah etmiştim. Öldürmüşse Nevzat, bir katil gibi ceza yemeliydi. Öldürmemiş olsa bile hem dosyamızdaki baz verileri, aynı zamanda 19 gün boyunca Narini o dereye götürüp saklayan Nevzat olduğunu, benim nezdimde eğer adalet duygumuz tatmin edilecekse tabii ki hukuki çerçevede Nevzatın da aslında Narin açısından kasten çocuğu öldürmekten cezalandırılması gerektiği kanaatindeyim. Tabii bunu söylerken hukukçuyuz. çünkü biz Narinin hangi dakika hangi saniye öldüğünü bilmiyorduk. Bu açıdan Narinin öldüğünden nasıl da emin olup gidip oraya saklıyor. Bu açıdan kararın Nevzat boyutuyla eksik kaldığı kanaatindeyim. Dava Takip Komisyonumuz, bu kararı Nevzat boyutuyla istinaf edecektir. İstinafa yaptığımız başvuru, sonrasındaki Yargıtay aşaması, nihayetinde şu anda bir ilk derece mahkeme kararı var elimizde. Hukuki süreci bugüne kadar takip ettiğimiz gibi takip etmeye devam edeceğiz. Ama eminim ki bu davadaki bu davadaki hukuki süreç, Türkiyedeki benzer cinayetlerin yaşanmaması için hem TBMM hem de siyasal iktidara çok iş düşüyor diye konuştu.
TÜRKİYEDE İLK DEFA BİR BARO, BÖYLESİNE BİR DAVA DOSYASINDA MÜŞTEKİ OLDU
Eren, açıklamasının devamında, Güran ailesini karşılarına almak gibi niyetlerinin olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
Biz bu davada Türkiyede bir daha çocukların bir daha katledilmemesi için hem soruşturma açısından hem kolluk açısından bütün eksiklikleri ortaya koyduk. İktidardan da TBMMden de çocuk cinayetlerine dair, kadın cinayetlerine dair daha sağlıklı bir sistemi, daha sağlıklı bir politikaya ihtiyacımızın olduğunu da bu dava bizlere gösterdi. Ama bu davanın da farklı kazanımları da vardı. Hep şunu söyledik. Türkiyede ilk defa bir baro, böylesine bir dava dosyasında müşteki oldu, suçtan zarar gören oldu. Ve bu tür dosyalarda hukuk örgütlerinin ve aynı zamanda soruşturma makamlarının ve yargı makamlarının bir arada maddi gerçeğin açığa çıkması için, hakikatlerin açığa çıkması için, birlikte çalışıyor olmasının ne kadar kıymetli ve değerli olduğunu gördük. Biz bu ve benzeri tüm dosyalardaki Türkiyedeki diğer kentlerdeki dosyalardaki mahkemelerin de soruşturma makamlarının da Diyarbakırdaki bu örnek uygulamayı kendileri açısından emsal almalarını bekliyoruz.
çünkü bu ülkenin çocuklarının, bu ülkenin tüm dezavantajlı gruplarını hepimiz korumak zorundayız. Biz o sorumlulukla hareket ettik. Hiçbir zaman aileyi karşımıza almadık ya da aileyi bir bütün olarak karşımıza almak gibi bir niyetimiz hiç olmadı. Biz kim katilse, kim buna sebep olduysa, kim birlikte hareket ettiyse ceza alsın diye bu dosyada Narin için yerimizi aldık. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının da Nevzat Bahtiyar ile ilgili verilen cezanın az bulunduğu gerekçesiyle, kararın istinafa taşıyacağı öğrenildi.
NE OLMUŞTU?
Diyarbakırın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesinde 21 Ağustosta kaybolan Narin Güranın 8 Eylülde Eğertutmaz Deresinde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyarın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekimde kabul edilmişti.
Sanıkların yargılanmasına 7 Kasımda başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralıka ertelenmişti.
İlk duruşmanın ardından cumhuriyet savcısı, hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu.
Haber: Mahfuz EKİN, Mehmet Emin FİDAN