DİYARBAKIR(SÖZ)-Mardinin Kızıltepe bölgesinde binlerce müntesibi bulunan 73 yıllık yaşamı boyunca ömrünü Kurana ve ilme adayan, ehli sünnet çizgisinden isimlerden sevda Şeyh Selahattin (el-haleli) Seydaoğlu, Diyarbakırda tedavi gördüğü özel bir hastanede vefat etti.
Tarihin bir çok zor döneminde binlerce talebe yetiştiren, kurdurduğu medreselerle binlerce alim yetişmesine vesile olan Şeyh Selahattin ( El-Haleli) Seydaoğlu, siroz teşhisi ve tedavisi nedeniyle Diyarbakırda özel bir hastaneye kaldırıldı. Burada yoğun bakıma alınan Seydaoğlu, akşam saatlerinde vefat etti.
Müderris, mütefekkir ve mutasavvıf Merhum Şeyh Seyday Abdürrezzakın halifesi ve oğlu olan Üstad Şeyh Seyday Selahattin Seydaoğlunun vefat haberi ailesi, müntesipleri ve talebelerini acıya boğdu. Cenazeyi akşam saatlerinde hastane morgundan alınarak, Mardinin Kızıltepe ilçesin götürüldü.
Şeyh Selahattin Seydaoğlu Kimdir?
1949 yılında babası Seyda Şeyh Abdurrezzak Hz.nin o dönem ikamet ettiği Suriyenin Haseke iline bağlı Halid köyünde dünyaya geldi. Medrese tahsiline babası Seyda Şeyh Abdurrezzak ın 1952 yılında Türkiyeye dönerek Kızıltepenin Pirmir (Yaşar) köyüne yerleşerek buraya taşıdığı Şeyh Abdurrezzak medresesinde başladı ve burada başta babası olmak üzere önde gelen bazı alimlerden ders aldı. Babasından önce ilim icazetini ardından da irşad icazetini alarak 1980da vefat eden babasının ardından postnişlik makamına geçti. Burada hem irşad faaliyetlerine devam etti bir yandan da medresesinde yüzlerce talebe yetiştirdi.
1971de babasının Kızıltepede tesis ettiği medresenin yanı sıra, Diyarbakır, Bingöl, Van, Kahramanmaraş gibi bölge illerinde medreseler açtı. 2005 yılından beri ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele eden Seyda Şeyh Selahaddin bölgede din adamlığı kişiliğinin yanında sosyal ve toplumsal meselelerde aktif rol üstlenerek birçok kan davası ve husumetin sulhle neticelenenmesine katkı sağladı.
Medreselerinde yetiştirdiği talebeler arasında halen akademisyen, bürokrat, din adamı ve farklı alanlarda topluma hizmet eden insanlar bulunmaktadır. çevresinde halim ve cömert birisi olarak bilinir, eskiden beri dergahında kurduğu sofraya garipler, fakirler, yolda kalmış insanlar misafir olurdu. Son yıllarda yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle medresenin idaresini müderrislik yapan oğulları Şeyh Abdulkadir ve Şeyh Muhammed Mehdiye bırakmıştı.