Kalkınma Bakanı Yılmaz, çevre ve Şehircilik Bakanı Sarı ile Kültür ve Turizm Bakanı Ünal, basın toplantısı düzenledi. Yılmaz, Halkımızın mutlaka daha uygun şehir ortamlarında yaşama ihtiyacı var. Sloganlarla bu işler olmuyor. İdeolojik söylemlerle veya iş yapmaya çalışanları karalamayla bu işler olmuyor. Herkes oturup görevini en iyi şekilde yapmak durumunda. çarpık bir şehirleşme varsa, yerel hizmetler eksikse bunun sorumlusu yerel yönetimlerdir. Burada esas olan şu; terör unsurlarıyla, terör eylemi yapanlarla halkın net bir şekilde, kalın çizgilerle ayrışmasıdır. Bunu da çok başarılı şekilde gerçekleştiriyoruz
çevre ve Şehircilik Bakanı Sarı, Bu proje Suru dünyaya hediye edilebilecek proje çalışmasıdır. Mağduriyetlerinin sebebi aslında terörün oluşturduğu bu süreçtir. Biz onun telafisi için bir çalışmadan bahsediyoruz. Kamulaştırma yapılan 3 mahallede yöre mimarisi taşıyan, Diyarbakırın çok güzel mimari özellikleri olan cumbalı, taş evleri, avluları, çeşmeleri sokaktaki hayratları, var yapacağız. Bunların öne çıktığı 5 bin yıllık tarihi burada yapmaya çalışacağız. Teröristler, tahrip ettiği tarihi tescilli binaları yaktı, yıktı. Burada yaşayan vatandaşlarımız biliyor. Bunların tekrar eski güzel şekilde inşa edilmesi için çaba sarf ediyoruz.
Kültür ve Turizm Bakanı Ünal, Bakanlıklarımızla şehir ve kültür anlamında, şehirlerin hafızasını ve kimliğini ihya etmek, şehirleri taşralaştırmaktan kurtarmak ve şehirlerin yeniden kültür ve sanat üreten merkezler haline dönüşmesini sağlamak için başlattığımız çalışmaya biz öncelikle Surdan başlıyoruz. Bugün devlet, şefkat eliyle burada. Devlet ihya, imar, inşa, kültür, sanat ve çevre için burada. O nedenle herhangi bir şekilde birileri engellemeye kalkışsalar, birileri maalesef ideolojik angajmanları ve talimatla hareket etseler de birileri maalesef yalanı ve iftirayı ısrarla bir propaganda biçimine dönüştürseler de biz Diyarbekirden vazgeçmeyiz. Kültür, şehir, insan gibi varoluşumuzun temel anlamını oluşturan bu dinamikler birilerinin siyasi angajmanlarına kurban edilemez.
Başbakanın bugün Diyarbakıra yapacağı gezi öncesi dün şehre gelen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, çevre ve Şehircilik Bakanı Güldemet Sarı ile Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Sur ilçesinde yürütülen çalışmalarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Bakan Sarı, Sur ilçesindeki çalışmaların Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclisinde 2012 yılında kabul edilen koruma amaçlı imar planı çerçevesinde olacağını söyledi. Bakan Ünal ise kültür, insan şehrin bir takım ideolojik angajmanlara kurban edilemeyeceğini belirterek, 40 yıldan beri dağda kalbi ve kafası taşlaşmış ve betonlaşmış birilerinin, terör bağımlılarının talimatları ile artık insanların yaşam alanları, özgürlük alanları insanların toplumsal talepleri engellenemez dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı ile Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal Diyarbakıra geldi. Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoyu ziyaret eden bakanlar, Valilik binasında kamu kurum müdürleriyle birlikte toplantı düzenledi. Vali Hüseyin Aksoyun da birifing verdiği toplantı basına kapalı olarak gerçekleşti. Toplantı sonrası Valilik binasında basın toplantısı düzenleyen Bakanlar, Diyarbakırda meydana gelen terör olayları ile Sur İlçesindeki kamulaştırma konusunda açıklama yaptı.
Diyarbakırda 3 bakan olarak bulunduklarını belirten Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, terör olayları sonrasında bölgede yaşanan mağduruyetlerin giderilmesi, yaraların sarılması, çalışmaların koordine edilmesi amacıyla kentte olduklarını söyledi.
TERÖRLE KARARLI ŞEKİLDE MÜCADELEYE DEVAM
Yarın Başbakan Ahmet Davutoğlunu kentte ağırlayacaklarını belirten Bakan Yılmaz, terörle kararlı bir şekilde sonuna kadar mücadele ettiklerini söyledi. Bakan Yılmaz şunları söyledi:
Terörle kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz. Bunu da insan odaklı bir anlayış içerisinde gerçekleştiriyoruz. Bütün amacımız insanımızın daha emniyetli bir ortamda yaşaması, çoluk çocuğunu yetiştirmesi, iş hayatını sürdürmesi ve geleceğe çok daha güvenli bir ortamda emin adımlarla yürümesidir. Her şey insanımız içindir. Maalesef terör örgütü sivil yaşam alanlarına girerek buralarda çukurlar açarak, bombalar döşeyerek el yapımı patlayıcılar düzenekler kurarak toplumsal hayatımızı olumsuz bir şekilde etkilemiştir. Gerek yaşam kalitemizi, gerekse iş ve yatırım ortamını tahrip edici eylemler içine girmiştir. Her hukuk ve demokratik devlette olduğu gibi devletimiz güvenlik güçlerimiz de halkımızın emniyeti, mal ve can güvenliği için, huzuru için gerekli olan çalışmayı gerçekleştirmektedir. Burada da esas olan şudur. Terör unsurlarıyla, terör eylemi yapanlarla halkın net bir şekilde kalın şekilde ayrışmasıdır. Bunu da çok başarılı bir şekilde başarıyoruz. Bunun için azami özeni ve dikkati gösteriyoruz. Bazı operasyonların uzamasında da en temel faktörlerden bir tanesi budur. Belli bölgelerimizde operasyonlar tamamlandı.
DİYARBAKIRDA SOSYAL PROJELERE 14 MİLYON LİRA HARCANDI
Bazı bölgelerde operasyonların devam ettiğini ifade eden Bakan Cevdet Yılmaz, Operasyon sonrası halkımızın yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Her türlü fiziki altyapıyla ilgili vatandaşımızın sorunlarıyla ilgili en detaylı şekilde çalışmalar yapıyoruz. Hiç bir vatandaşımızı ve esnafımızı mağdur etmeyecek bir anlayış içerisinde bu fiziki alana ilişkin çalışmalarımızı yürütüyoruz. Diğer taraftan sosyal konularla ilgili çok yoğun bir çabamız var. Hem operasyon öncesi, hem de sonrası sosyal alanda yaşanan sıkıntıları gidermeye dönük. çok yoğun bir çaba içerisindeyiz. Diyarbakırda sadece Sur için 14 milyon liraya yakın kaynak sosyal projelere harcandı. Halkımızın gıda, barınma desteği için harcandı. Halen otellerde barındırılan vatandaşlarımız var. Halkımız mağdur olmasın diye her türlü gayret sarf edildi. Bu çalışmalarda muhatabımız bütün toplumdur. Hiç bir kesim ayrıcalıklı bir muhatap değildir. Hiç kimse bu toplumun tamamını temsil etme hakkına, yetkisine de sahip değildir. Herkes belli bir kesimi temsil ediyor dedi.
YEREL YÖNETİMLER GÖREVİNİ YAPMIYOR
Diyarbakırdaki yerel yönetimlerin üzerlerine düşen görevi yapmadıklarını kaydeden Bakan Yılmaz, Biz bütün toplumu muhatap olarak alıp toplumun bütün kesimleriyle diyalog içinde bu süreci yönetiyoruz, yöneteceğiz. Özellikle Surla ilgili çok daha özel, çok daha nitelikli bir çalışma yürütüyoruz. Sur bütün insanlığındır, sadece Türkiyenin değil, bütün insanlığın mirasıdır. Buna yakışır bir şekilde bu çalışmaları ele alıyoruz. Sahada yaptığım çalışmalarla bir kez daha gördüm ki, yerel yönetimler maalesef üzerlerine düşen görevi de yapmamışlar bugüne kadar. Gerek tarihi yapılar, gerekse iyi bir imar planı hazırlama, halkımızın hak ettiği hizmeti sunacak bir şehir planlaması gerçekleştirlmesi anlamında. Yerel yönetimlerin zaaflarını eksiklerini de sahada çok net bir şekilde görüyorum. Buradan halkımızın tabi daha uygun şehir ortamlarında yaşama ihtiyacı var. Sloganlarla bu işler olmuyor, ideolojik söylemlerle veya iş yapmaya çalışanları karalamayla bu işler olmuyor. Herkes oturup görevini en iyi şekilde yapmak durumunda. çarpık bir şehirleşme varsa, yerel hizmetler eksikse bunun sorumlusu yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimlerden de herkesin hesap sorması gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum.
SURDAKİ çALIŞMA BELEDİYE PROJESİNE GÖRE YAPILACAK
çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, ilgili bakanlıklar olarak bölgede saha çalışmaları yaptıklarını kaydetti. Bakan Sarı, çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak terör olaylarının yaşandığı il ve ilçelerde çalışmaların devam ettiğini, Sur ilçesindeki çalışmaların Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclisinde 2012 yılında kabul edilerek onaylanan koruma amaçlı imar planı çerçevesinde olacağını söyledi. Sur ilçesindeki çalışmaların detaylarını anlatan Bakan Sarı, şunları söyledi:
Maalesef bu çalışmalar 2014te Büyükşehir Belediye Başkanının değişmesiyle birlikte tamamen durdurulmuştur. Bugün bu çalışmaların devamı şeklinde bu çalışmayı öncelikle operasyonların bittiği, terörden temizlenen 6 mahallede başlamak suretiyle gerçekleştireceğiz. Surun genelinde yapacağımız çalışma 2012 yılında kabul edilmiş olan koruma imar planına uygun şekilde yapılacaktır. Burada bahsedildiği gibi TOKİnin yüksek katlı binaları olacak veya buradan bir rant sağlanacak, burası insansızlaştırılacak başka insanlar getirilecek, kesinlikle bu tür iddialar karşılıksız ve yanlıştır. Böyle bir şey olmayacak ve vatandaşlarımız isterlerse rezerve alanlardaki konutları tercih ediyorlarsa oradan konut sahibi olacaklar. İstiyorlarsa kendi bulundukları mahallede yeni yapılacak alanlarda konut sahibi olabilecekler. Esnafımız, ticaretle uğraşan vatandaşlarımız yine işlerine devam edecekler. Bu etap, etap yapılacak bir çalışmadır. çalışmanın içeriği olması gereken herşey koruma amaçlı imar planında net olarak belirtilmiştir. Tescilli binlarımızın korunması, yöresel mimari özelliklerine sahip binalarımızın korunması ve yeniden restore edilmesi bütün bu çalışmanın kapsamındadır. Surda yapacağımız çalışma bu şekilde bir çalışmadır. çalışmalarımız, vatandaşlarla bire bir görüşerek vatandaşlarımızın rızasıyla, insanların istediği yönde olacak
KÜLTÜR, İNSAN, ŞEHİR İDEOLOJİK ANGAJMANA KURBAN EDİLEMEZ
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal ise, Devletin bugün şefkat eliyle Diyarbakırda olduğunu belirterek, şehirlerin tarihi dokusu, kültürel mirasının ve sosyal dokunun korunmasının sorumluluklarının olduğunu belirtti. Bakan Ünal, Bizim Edirne, İznik, Kars, Bursa, Diyarbakır, gibi seçtiğimiz pilot illerde yürüteceğimizi daha önce belirttiğimiz bir proje. Eğer şehrin hafızasını ve kimliğini korumazsanız, bu defa şehir kültür ve sanat üretmiyor ve taşralaşıyor. Diyarbakır gibi, geçmişte birçok kültür insanını, sanatçıyı yetiştirmiş şehrin yeniden ihtişamlı günlerine dönmesi, hafızasını kültürel mirasını kimliğini ve 5 bin yıllık geçmişini yeniden ihya etmesi, kültür ve sanat üretmesi bu anlamda çok önemli. Geçtiğimiz 13 yıl içinde Diyarbekirimizde birçok tarihi doku ihya edildi. Kültür, insan, şehir, bir takım ideolojik angajmanlara kurban edilemez. Bizim varoluşumuzu oluşturan bu temel dinamikler birilerinin siyasi angajmanlarına da kurban edilemez. Hele hele 40 yıldan beri dağda kalbi ve kafası taşlaşmış ve betonlaşmış birilerinin, terör bağımlılarının talimatları ile artık insanların yaşam alanları, özgürlük alanları, insanların toplumsal talepleri engellenemez. Eğer siz şehirlere tonlarca bomba yerleştirip el yapımı bombalarla şehirleri tahrip edip sonra da kalkıp devlete ve güvenlik güçlerine, güvenliği sağlamakla sorumlu birilerine söz söyleme hakkına sahip olamazsınız. Devlet milletin ta kendisidir. Devlet bugün şefkat eli ile burada. Herhangi bir şekilde birileri engellemeye kalkışsalar da ideolojik angajmanları ile hareket etseler de birileri talimatla hareket etseler de yalanı ve iftirayı ısrarla bir propaganda biçimine dönüştürseler de biz Diyarbekirden vazgeçmeyiz dedi.