Tarihi yapılar çoğu hasarsız

Depremlerden etkilenen Diyarbakır’da, 1’i boş 7 bina yıkılırken, kentteki tescilli tarihi yapılarda da incelemeler yapıldı. İncelemelerde çoğu tarihi yapıda hasar tespit edilmedi.

Haberler 01.03.2023 - 00:11 Son Güncelleme : 28.02.2023 - 23:11

Depremlerden etkilenen 11 il arasından yer alan Diyarbakırda 1i boş 7 bina yıkılırken, 2 binin üzerinde yapı da orta ve ağır hasar aldı. Kentteki tescilli tarihi yapılar da uzmanlar tarafından incelendi. Yapıların çoğundan hasar tespit edilmedi. Kültür ve Turizm Bakanlığının talebi üzerine depremlerden etkilenen bölgelerde incelemelerde Dicle Üniversitesinden bir grup akademisyen arkeolojik kazı alanları ve ören yerlerinde durum tespiti yaptı. Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Aytaç Coşkunun bulunduğu dört üniversiteden beş akademisyenin yer aldığı heyet; Adıyaman, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfada kapsamlı incelemelerde bulundu. Bu bölgelerde UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Nemrut Dağı, Göbeklitepe ve Arslantepenin de yer aldığı toplam 30 arkeolojik kazı alanı ve ören yeri ziyaret edildi. Yapılan incelemelerde, bazı arkeolojik alanlarda küçük çaplı hasar olmakla birlikte, genel olarak önemli bir tahribat tespit edilmedi.
ESKİ YAPILARDA KULLANILABİLECEK BÜTÜN TEKNİKLER KULLANILMIŞ
Kente dönen heyetten Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, Diyarbakırdaki tarihi yapıların da depremlerden hafif şekilde etkilendiklerini belirterek şunları söyledi:
Kahramanmaraş depreminden dolayı ülkemiz çok büyük bir felaket yaşadı. Bu büyük felakette ağırlıklı olarak yeni yapıların etkilenmesiyle beraber eski yapılarda da bazı hasarlar meydana geldi. Eski ve yeni yapıları karşılaştırdığımız zaman eski yapılardaki hasarların az olduğunu görüyoruz. Diyarbakırda tarihi eserler çok hafif şekilde etkilendi. Ağır bir şekilde etkilenen bir eser yok. Mesudiye Medresesi 12nci yüzyılda inşa edilmiş. 1223 yılında ise tamamlanmıştır. Hasankeyf Artukluları dediğimiz Artuklular tarafından inşa edilmiş bir medresedir. Medresenin inşası 25 yıl sürmüştür. Mesudiye Medresesi Diyarbakırda önemli medrese olmasının yanında özellikle mihrabın iki yanında yer alan dönen sütunlarıyla dikkat çekiyor. Bu sütunların Diyarbakır Artuklu Sarayında yaşayan El Cezeri tarafından yapıldığını düşünüyoruz. Dönen sütunlar yapıda bir kontrol mekanizması konumundadır. Depremlerden, doğal afetlerden dolayı yapıda herhangi bir kaymanın olup olmadığını, bir zarar görüp görmediğinin bir göstergesidir.
GELECEĞİ DÜŞÜNEREK BUNA UYGUN MALZEME KULLANIYORLAR
Kahramanmaraş merkezli iki depremde de Mesudiye Medresesinin herhangi bir zarar görmediğini, sütunların sorunsuz bir şekilde dönmeye devam ettiğini görüyoruz diyen Prof. Dr. Yıldız, Depremlerde akıllara hep, neden tarihi eserlerde çok tahribat olmuyor veya bu kadar deprem gören yapılarda neden herhangi bir hasar yok, soruları akıllara geliyor. Baktığımız zaman zaten bu eser 25 yılda yapılmış. Malabadi Köprüsüne bakıyoruz tamamlanma süreci 10 yıldır. Eskiler yapıyı yaparken bu malzemenin dinlenme süresi, mukavemeti, birbirini tutması gibi özelliklere çok dikkat ediyordu. Şimdiki gibi hemen 2 yılda koca binalar dikmiyorlardı. Yapının sağlam olabildiği kadar sağlam olmasına çok dikkat ediyorlardı. O günün şartlarında geleceği de düşünerek buna uygun malzeme kullanıyorlardı. Bu da en önemli nedenlerden biridir. Günümüzde özellikle inşaat sektöründe kazanç çok yüksek olduğu için Ne kadar kazanırsam o kadar kardır anlayışıyla yola çıkılarak usullere tam uyulmadığını düşünüyoruz. Kullanılması gereken demir, tam kullanılırsa, yapının temeli tam oturtulursa yapılar dayanıklı olur. Ayakta kalma şansı olur. Eski yapılarda kullanılabilecek bütün teknikleri kullanmışlar dedi.

Ana Sayfaya Git