Amerikan Beyin Cerrahları Birliğince ’’Yüzyılın Beyin Cerrahı’’ seçilen Prof. Dr. Gazi Yaşargil, ’’düzgün’’ bir hayat sürenlerin uzun yıllar yaşayabileceğini söyledi.
Özel Medicana İnternational Ankara Hastanesi’nde düzenlenen toplantıda, beyin cerrahisindeki gelişmeler konusunda bilgiler veren Yaşargil, gazetecilerin çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladı.
Beyin ve sinir cerrahisindeki gelişmelerle ilgili bir soru üzerine Yaşargil, bu alanda büyük ilerlemeler olduğunu belirterek, ’’Bilhassa bilimsel teknoloji ve endüstrinin gelişmesiyle teşhiste çok büyük gelişmeler oldu. Nerede ne var, ne olabilir, ne yapabiliriz diye daha isabetli görebiliyoruz’’ dedi.
Genç cerrahların da mikrocerrahi ve iletişim alanındaki gelişmeler sayesinde büyük başarılara imza attığını ifade eden Yaşargil, küreselleşmenin tıp alanına yansımasıyla dünyanın farklı yerlerindeki bilim insanlarının birbirleriyle daha rahat görüş alışverişinde bulunabildiğini söyledi.
-’’120 yaşına kadar yaşamak mümkün’’-
’’İnsanların 120 yaşına kadar yaşamasının mümkün olduğu’’na ilişkin önceki açıklamaları hatırlatılan Yaşargil, şu değerlendirmelerde bulundu:
’’Biyologların açıkladığına göre, bizim kromozomların tepesinde bir ufak parçacık var. O sözde bizim yaşamımızı idame ettiriyor. O zamanla yaşlandıkça küçülüyor. Onu hesaplamışlar, ’telemetrik’ diyorlar. Herkesin 120 yaşına kadar iyi yaşayabilmesi mümkün. Şu anda bence iktisadi, ekonomik durumu iyi memleketlerde muhakkak ki bu hususta çalışılıyor. Hatta 120 değil, daha uzun uzun yaşamak bile isteniyor. Benim düşüncem insanın 120 yaşına kadar hem bedenen hem zihnen iyi durumda olabilmesi. Hastalık gelse bile onunla yaşayabilmesi, bir şeyler verebilmesi. Yaşlıların gençlere mesajları olabilir, tecrübelerini bildirebilir, bu da bir kıymettir.’’
Yaşargil, 88 yaşında olmasına rağmen eğitim amaçlı ameliyatlara girdiğini, genç cerrahlara yönelik yeni ufuklar açtığını ifade etti.
-’’Kanseri çözememek bizi üzüyor’’-
Beyindeki ’’anevrizma’’ denilen baloncukların geçmişte riskli operasyonlarla tedavi edilebilmesine karşın bugün birer apandisit ameliyatı kadar kolay olduğunu dile getiren Yaşargil, beyin tümörlerinde de benzer başarılar elde edildiğini bildirdi.
Yaşargil, ancak kanserin tedavisinde sorun olduğunu ifade ederek, ’’Bizi üzen, biyolojik olarak bu kanserin nereden geldiğini pek anlayamıyoruz. Bir zamanlar genlerden filan dendi, ama o da değil’’ dedi.
Bu konuda hücrelerdeki proteinlerle ilgili bir sorun olabileceğini, ancak bunun da belirsiz olduğunu anlatan Yaşargil, şunları söyledi:
’’Bildiğimiz, eğer yüksek dereceli bir beyin tümörü çıkarsa onlarda yalnız yüzde 5-10’una yardım edebiliyoruz uzun zaman kurtulabilmesi için. Ama yüzde 90’ı maalesef 1,5-2 yılda hayatını kaybediyor. Bunlar arasında sadece gençler değil, ihtiyarlar da var. Bizi üzen bu. Henüz ne ilacı, aşısı var, ne de ameliyatla zaman kazanıyor. Bu nezleye tutulur gibi birden bire ortaya çıktığında çok şaşırıyorlar, üzülüyorlar.’’
-’’Zindeliğimin sırrı düzgün hayatım’’-
Zindeliğini ’’düzgün’’ hayatına borçlu olduğunu bildiren Prof. Dr. Gazi Yaşargil, sağlıklı bir yaşam için kendi hayatından yola çıkarak şu önerilerde bulundu:
’’İçki, sigara içmem. Her sabah 06.30’da kalkar, akşam 22.30-23.00 gibi yatarım. Fazla yememeye dikkat ederim. Sabah iyi kahvaltı ederim. Öğlen çok defa ameliyatlarda olduğum için hafif bir şeyler yerim. Akşamları da daha ziyade meyve, salata ve hafif yemekler yerim. Cemiyet hayatını, insanlarla görüşmeyi, oturup konuşmayı, münakaşa etmeyi çok severim, ama buna vaktimiz kalmıyor. Düzgün bir hayat yaşanırsa, genlerimiz de yardım ederse uzun bir hayat sürdürülebilir. Ben yakında 88’i bulacağım, hala ameliyatlara girebiliyorum. 5-6 saat ameliyatta kalabilirim. Çok defa olmaz vakalar bana düşüyor. Hala çalışıyorum. Eskisi gibi değilse bile haftada 1-2 vakaya ameliyat yapabiliyorum. Çalışmak iyidir. Devamlı çalışmak, beyni açık tutmak iyidir. Muhtelif konuları okumanızı tavsiye ederim.’’
Sağlıklı beslenmenin de önemine işaret eden Yaşargil, ’’İçkiyi ve sigarayı katiyetle kabul etmiyorum. Peygamberimiz, ’sofradan yarı aç yarı tok kalkacaksınız’ demiş. Güzel bir söz. ’Fazla mideyi doldurmayın’ diyor. Hayvanlar bile fazla yemez. Dikkat etmemiz lazım. Fazla yağlı, ballı, şekerli olmayacak. Ondan binbir hastalıklar ortaya çıkıyor’’ şeklinde konuştu.
’’Zihnin genç kalması için neler önerirsiniz?’’ sorusuna Yaşargil, ’’O da doğanın size bağışladığı, genlerde olan. Bizim ailede çok iyi hafızamız vardır. Onu iyi tutmak için yalnız mesleğimle ilgili değil, çok edebiyat, felsefe, tarih okurum. Muhtelif konulara gireceksiniz, bir nevi beyne idman yapar gibi, tek taraflı değil. Beyin ondan hoşlanıyor. Beyin içerisinde 100 milyar düşünen, hisseden, karar veren hücre var. Onların her birinde 10-15 de telefon bağı var. Yenisini de kurabiliyor. Bir de onlara yardım eden milyarlarca hücre var. Ne muazzam bir yapı bu. İçimizde ne istekler var. Beynin muhtelif programları olabiliyor.’’
-’’Ankara çok gelişmiş’’-
69 sene önce terk ettiği ve son olarak 7 yıl önce geldiği Ankara’yı çok farklı bulduğunu dile getiren Yaşargil, ’’O zamanlar 150 bin nüfus vardı, şimdi 5 milyon olmuş. Havaalanından buraya gelirken gördüm, muazzam bir dinamizm, açılım var’’ dedi.
Toplantıda, Yaşargil’e Özel Medicana İnternational Ankara Hastanesi Genel Müdürü Oğuz Engiz bir plaket verdi.
AA