Filistin resmi haber ajansı WAFAya göre, Abbas, Mısırın El-Alameyn kentinde düzenlenen Filistinli grupların toplantısında konuştu.
İsrailin devam eden barbarca saldırganlığına karşı tüm Filistinlilerin ulusal sorumluluğu üstlenmelerinin kaçınılmaz olduğuna dikkati çeken Abbas, Bizim varlığımızın yanı sıra haklarımızı ve kutsallarımızı hedef alan işgale karşı mücadele için ulusal birliğimizi sağlamalıyız. dedi.
Abbas, devam eden saldırılara karşı vatanı, halkı ve kutsalları koruyacak ulusal birlik olanaklarını ele almak üzere Filistinli grupları Mısırdaki bu buluşmaya çağırdığını belirterek, 2007 yılında yaşanan darbenin (Hamasın Gazzedeki iktidarı) bize, davamıza ve halkıma getirdiği kötü bölünme, halkımızın ve davamızın maruz kaldığı yeni bir felakettir. Bu darbenin derhal sonlandırılması gerekiyor. ifadelerini kullandı.
Filistin davası ve halkı için belirledikleri hedeflere ulaşmak adına bölünmeyi sonlandırarak birliğin sağlanması gerektiğini vurgulayan Abbas, bölünmeyi sonlandıracak ilkelere dikkati çekerek, Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) Filistin halkının meşru ve tek temsilcisi olduğunu söyledi.
Bütün dünyanın da FKÖyü Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak gördüğünü dile getiren Abbas, dolayısıyla Filistinli hiçbir kesimin FKÖye ve onun ulusal siyasi programına karşı çekimser kalmaması gerektiğini belirtti.
Abbas, FKÖnün sahip olduğu siyasi hikmet ve Filistin halkının kararlı iradesi sayesinde Filistinin 130 uluslararası sözleşme ve kuruluşa tam üye olarak katıldığını ve Birleşmiş Milletler (BM) tam üyeliği için de mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.
Filistinin birliğini sağlayacak temel prensiplerden birinin de uluslararası meşruiyete ve barışçıl halk direnişine bağlı kalmak olduğunu söyleyen Abbas, bugüne kadar direnişin çeşitli aşamalarına başvurduklarını ve günümüz şartlarında da Filistinlilerin mücadelelerini barışçıl yollarla sürdürmelerinin en doğrusu olacağını ifade etti.
Filistin halkının çıkarları ve ulusal davalarının kendilerini iç bölünmeyi sonlandırma ve birlik olmaya zorladığının altını çizen Abbas, yönetim sorumluluğu almanın tek yolu olan seçimlerin İsrail tarafından engellendiğini aktardı.
Filistin Devlet Başkanı Abbas, ABD ve Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası topluma da Kudüs dahil Filistin topraklarında seçimlerin gerçekleşmesine izin vermesi için İsraile baskı yapmaları çağrısında bulundu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi başta olmak üzere uluslararası mahfillerdeki İsrail karşıtı mücadelelerini sürdüreceklerini dile getiren Abbas, Balfour Deklarasyonundaki sorumlulukları nedeniyle ABD ve İngiltere aleyhinde de dava açabileceklerini kaydetti.
HENİYYEDEN FİLİSTİN DAVASI İçİN ULUSAL PLAN TALEBİ
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye de toplantıdaki konuşmasında, İsraildeki mevcut hükümetin dayatmaları sonucu Filistin davasının maruz kaldığı zorluklara karşı ulusal bir plan oluşturma talebinde bulundu.
Söz konusu plan çerçevesinde FKÖ ile İsrail arasında 1993te yapılan Oslo Anlaşmasını bitirme ve içinde bulundukları koşulları ulusal kurtuluş aşaması olarak belirleme önerisinde bulunan Heniyye, ulusal birlik konusunda da seçim ve demokratik tercihe dayalı siyasi ortaklığa dikkati çekti.
Heniyye ayrıca Filistindeki iç bölünmenin sonlandırılması için çaba sarf eden Türkiye, Mısır, Cezayir, Katar, Suudi Arabistan ve Rusyaya teşekkür etti.
- Abbas, İsrailin Cenin saldırısından sonra toplantı çağrısı yapmıştı
Filistin Devlet Başkanı Abbas, İsrailin 3 Temmuzda Cenin Mülteci Kampına başlattığı 48 saatlik kuşatma, hava ve kara saldırılarının ardından 10 Temmuzda Filistinli direniş gruplarının genel sekreterlerine 30 Temmuzda Mısırda bir toplantı düzenlenmesi çağrısında bulunmuştu
Filistin Halk Partisi Siyasi Büro üyesi Fehmi Şahin, Mısırda düzenlenecek toplantıda FKÖnün rolünün güçlendirilmesi ve genişletilmesi, Filistin yönetiminin işlevsel rolü, İsraile ve işlediği suçlara karşı geliştirilecek direniş stratejisi gibi 3 temel konunun müzakere edileceğini kaydetmişti.
Filistinli gruplardan İslami Cihad Hareketi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi - Genel Komutanlık ve Halk Kurtuluş Savaşı Öncüleri (Saika) Mısırdaki toplantıya katılmayacaklarını açıklamıştı. Bununla birlikte bu gruplar, ulusal vizyona zarar vermediği sürece Mısırdaki toplantının sonuçlarına saygı duyacaklarını ifade etmişti.