ABD'de ''Süper Salı'' heyecanı

''Süper Salı'' olarak adlandırılan bugün, seçimlerin yapılacağı eyaletlerin fazlalığı ve 400'ü aşkın delegenin belirlenecek olması nedeniyle yarışın kaderini etkileyebilecek öneme sahip

Haberler 06.03.2012 - 22:23 Son Güncelleme : 06.03.2012 - 22:23

ABD başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Partinin adayları, seçimlerde Başkan Barack Obama’nın rakibi olabilmek için verdikleri ön seçim mücadelesinin belki de en kritik durağında kozlarını paylaşıyor.

Adaylar, bugün 10 eyalette birden yapılan ve bu nedenle de ’’Süper Salı’’ olarak nitelendirilen ön seçimlerde boy gösteriyor.

’’Süper Salı’’, hem seçimlerin yapılacağı eyaletlerin fazlalığı hem adaylara kazandırabileceği 400’ü aşkın delege sayısı hem de eyaletlerin siyasi ve nüfus yapısı ile coğrafi konumlarının farklılığı düşünüldüğünde, Cumhuriyetçi adaylar arasındaki yarışın kaderini belirlemede ve gidişatında ortaya daha net bir tablonun ortaya çıkması açısından büyük bir öneme sahip.

Adayların, Cumhuriyetçi Partinin ABD Başkanlık seçimlerindeki adayı olabilmek için, ağustos ayında yapılacak parti kurultayında bin 144 delegenin desteğini toplaması gerekiyor. ’’Süper Salı’’da yarışacak eyaletlerin sunacağı 400’ün üzerinde delege sayısı ise şu ana kadar ön seçimlere sahne olan tüm eyaletlerin toplamından daha fazla ve adaylık için gereken bin 144 delegenin de üçte birinden fazlasına tekabül ediyor. Bu durum, ’’Süper Salı’’nın önemini bir kat daha artırıyor.

’’Süper Salı’’ ön seçimleri, Ohio, Georgia, Massachusetts, Vermont, Virginia, Oklahoma, Tennessee, Idaho, North Dakota ve Alaska’da yapılıyor.

Kritik eyalet Ohio

Seçimlerde en çok delegeye sahip eyalet Georgia olmasına karşın, kamuoyunun dikkati öncelikle Ohio eyaletine çevrilmiş durumda. Çünkü Ohio, şu ana kadar genel seçimlerde burayı kazanamayan hiçbir Cumhuriyetçi adayın başkan olmayı başaramaması ve genel seçimlerdeki belirleyici rolü itibariyle kilit öneme sahip. Bu nedenle de adaylar, ’’Süper Salı’’ eyaletleri arasında reklam kampanyalarının önemli bölümünü bu eyalete ayırdılar.

Ohio’ya ilişkin yapılan son anketler, buradaki ön seçimlerin eski Massachusetts Valisi Mitt Romney ile eski Pennsylvania Senatörü Rick Santorum arasında kıyasıya bir yarışa sahne olacağını gösteriyor.

Yarışta şu ana kadar en fazla delegeye sahip olan ve şubat başında üç eyaleti Santorum’un kazanmasıyla kaybettiği ivmeyi, son bir hafta içerisinde art arda elde ettiği 3 seçim zaferiyle tekrar yakalayan Romney, ’’Süper Salı’’da da mümkün olduğu kadar fazla eyaleti kazanarak, rakipleriyle arasını açmayı ve favori konumunu iyice sağlamlaştırmayı umuyor.

Liberal bir eyalet olan Massachusetts’te bir zamanlar valilik yapmış olan Romney’nin, şu ana kadar partinin daha çok ’’ılımlı’’ tabanını kendisine çektiğinin görüldüğü göz önüne alındığında, ’’Süper Salı’’da muhafazakar kimliğiyle bilinen güney eyaletlerinde de başarı kazanması, tüm dertlerinin Obama’yı Beyaz Saray’dan indirmek olduğunu söyleyen muhafazakarların da artık Romney etrafında toplanmaları sonucunu doğurabilir.

Romney

Seçmenlerin oy tercihlerini belirleyecek en önemli unsurun ABD ekonomisinin durumu olacağını bilen ve kendisi de eskiden bir yatırım firmasının başkanlığını yapmış olan Romney, bu nedenle kampanyasında, iş dünyası alanındaki tecrübesini öne çıkararak, ülke ekonomisini ancak kendisinin düzlüğe çıkarabileceği mesajını veriyor, Obama’nın ekonomi politikalarına sert eleştiriler yöneltiyor.

Romney’nin şu ana kadar ki en zengin ABD başkan adaylarından biri olması da kampanyasına önemli bağışlar toplamasını ve maddi imkanları daha kısıtlı diğer adaylara nazaran daha etkili kampanyalar yürütmesini sağlıyor.

Ancak Romney’nin, Cumhuriyetçi muhafazakarların gözündeki ’’ılımlı’’ imajı nedeniyle bu çevrenin yeterli desteğini henüz toplayamaması, evanjeliklerin onun bir Mormon olmasından hoşlanmamaları ve bir dönem valilik yaptığı Massachusetts’de kurduğu evrensel sağlık sigortasının, daha sonra Obama’nın ülke çapında yürürlüğe soktuğu ve Cumhuriyetçilerin sert tepki gösterdiği sağlık sistemine temel teşkil ettiği eleştirileri, onun Cumhuriyetçi seçmenin bir bütün olarak desteğini arkasına almasını şu ana kadar engelledi.

Romney, ’’Süper Salı’’da, Santorum ve eski Temsilciler Meclisi Başkanı Newt Gingrich’in yeterli imza toplayamamaları yüzünden seçim pusulasında yer almayacakları Virginia eyaletinin yanı sıra büyük bir Mormon nüfusa sahip Idaho ve Vermont eyaletlerinin de favorisi.

ABD’de bir önceki başkanlık seçimlerinde de Cumhuriyetçi Partinin adayı olabilmek için yarışan Romney, yarışta ön seçimlerin galibi Senatör John McCain’e karşı kaybetmişti. 1947 yılında Michigan’da dünyaya gelen Romney, 2003-2007 yılları arasında Massachusetts valiliği yapmış, 2002 Salt Lake City Kış Olimpiyatları komitesine de başkanlık etmişti. Gençliğinde iki yılını Mormon misyoner olarak Fransa’da geçiren ve daha sonra Harvard Üniversitesinde hukuk ve iş eğitimi alan Romney, Bain Capital adlı yatırım firmasının da kurucusu.

Romney, 1994 yılında Massachusetts senatörlüğü için deneyimli Demokrat Senatör Ted Kennedy’ye karşı yarışmış, ancak kaybetmişti. Bununla birlikte gözlemciler, yarışı kaybetmesine karşın Romney’nin bu girişiminin, onun eyaletteki ve ülke çapında da Cumhuriyetçiler arasındaki profilini yükselttiği yorumları yapıyor.

Santorum

Buna karşın, kendisini ’’gerçek muhafazakar’’ olarak tanımlayan ve yarışın başlarında çok şans tanınmamasına rağmen, önce ilk ön seçimlerin yapıldığı Iowa’yı, daha sonra da 7 Şubat’ta Colorado, Missouri ve Minnesota’nın üçünü birden kazanması ve Romney’nin doğup büyüdüğü yer olan Massachusetts’te onu zorlamasıyla tüm dikkatleri üzerine çeken Santorum, kritik Ohio’nun yanı sıra güney eyaletleri Tennessee ve Oklahoma’yı da kazanmayı umuyor.

Kürtaj karşıtlığı, eşcinsellerin evlenmesi ve orduda görev yapmasına muhalefeti gibi duruşlarıyla özellikle muhafazakar ve evanjelik seçmene hitap eden Santorum, diğer adayları ve en başta da bir Mormon olan Romney’yi, muhafazakar seçmene yaranabilmek için eski tavırlarında ’’yalandan değişikliğe gitmekle’’ ve ’’muhafazakarı oynamakla’’ eleştiriyor.

Ancak Santorum’un kısıtlı maddi imkanları, Romney’nin büyük servetler yatırdığı kampanyasıyla kıyaslandığında, onun Romney kadar etkili bir kampanya yürütmesini engelliyor.

İtalyan kökenli bir baba ve İrlandalı-İtalyan kökenli bir annenin oğlu olan ve bir işçi kenti olan Pennsylvania’nın Butler kentinde dünyaya gelen eski Pennsylvania senatörü 53 yaşındaki Santorum, hukuk okuduktan sonra ilk olarak 1990 yılında Temsilciler Meclisi’ne seçilerek Kongre’ye adım atmış, ardından 1994 yılında Senato’ya seçilmişti.

Kongre’deki görev süresi boyunca, kürtaj ve eşcinsel haklarına kuvvetle karşı çıkışıyla isim yapan Santorum, 2006 Kongre seçimlerinde ise Senato’daki koltuğunu kaybetmişti.

Cumhuriyetçi Partinin sosyal muhafazakar kanadını temsil eden 7 çocuk babası Santorum, 2005 yılında Time dergisi tarafından Amerika’nın en etkili 25 evanjeliği arasında gösterilmişti.

Santorum, 2012 seçimleri için adaylığını açıkladığında ünlü medya patronu Rupert Murdoch’un da desteğini almıştı.

Gingrich

Şu ana kadar yarışta inişli çıkışlı bir grafik izleyen eski Temsilciler Meclisi Başkanı Newt Gingrich, ilk adaylığını açıkladığı dönemde ekibinin önemli isimlerinin istifasına karşın, toparlanmayı başararak, bir ara yarışta ivme kazanmış ve South Carolina ön seçimlerini galip bitirmesiyle dikkatleri üzerine toplamıştı. Ancak Gingrich’in bu başarısı uzun sürmedi. Daha sonraki eyaletlerde peş peşe aldığı yenilgiler ve kampanyasındaki kısıtlı bütçesi, Gingrich’in yarışta gerilerde kalmasına neden oldu.

Gingrich’in ’’Süper Salı’’da favori olduğu tek eyalet, memleketi ve Kongre’de 20 yıl boyunca temsil ettiği eyalet olan Georgia. ’’Süper Salı’’da başarı kazanmasını Gingrich’in yarışta kalması için son şansı olarak gören yorumcuların sayısı bir hayli fazla.

Eski bir tarih profesörü olan 68 yaşındaki Gingrich, Kongre’ye ilk olarak 1978 yılında Temsilciler Meclisi’ne seçilerek adım atmıştı. 1994 yılında Cumhuriyetçilerin yıllar sonra Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu yeniden ele geçirmesine öncülük eden ve 1995 yılında Meclis’in başkanlığına getirilen Gingrich. 4 yıl sonra partinin ara seçimlerdeki ağır yenilgisi sonrası istifa etmişti.

İstifasından sonra inzivaya çekilmek yerine muhafazakar politikaların sesi olmaya devam eden Gingrich, kitap ve makaleler yazmış, belgesel filmler üretmiş, çeşitli platformlarda konuşmalar yapmış ve düzenli olarak katıldığı televizyon programlarında Demokratları eleştiren söylemlerini sürdürmüştü.

Gingrich, seçim kampanyasında siyasetteki deneyimini ön plana koyarken, çalkantılı evlilik hayatı ise, muhafazakar seçmenin gözünde eksi puan olarak değerlendiriyor. 1990’larda evlilik dışı ilişkisi ortaya çıkan Gingrich, iki kez boşanmış ve üç kez evlenmişti.

Ron Paul

Libertaryan eğilimli görüşleri nedeniyle yarışta Cumhuriyetçi Parti adayları arasındaki yarışta kendisine pek şans tanınmayan deneyimli siyasetçi Teksas milletvekili Ron Paul, ’’Süper Salı’’da Alaska ve North Dakota’yı kazanarak, ön seçim yarışında ilk galibiyetlerini almayı umuyor.

Savaş karşıtı tutumu, bireysel özgürlükleri öne çıkarması ve anayasaya vurgu yapmasıyla, ilerleyen yaşına rağmen en çok desteği gençlerden toplayan Paul, çok geniş olmayan ancak tutkulu bir tabana sahip. 1998 ve 2008’den sonra üçüncü kez başkanlık için yarışan 76 yaşındaki Paul, ABD Merkez Bankasının ortadan kaldırılması, ABD’nin yurtdışındaki bütün askeri operasyonlarını sona erdirmesi ve İran’ın iç işlerine karışmaması gerektiği gibi düşünceleri ve uyuşturucuyla mücadeleye muhalefeti, parti içindeki birçok çevre tarafından ’’aşırı uç’’ bulunuyor.

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır