Irkçılığın kınanması ve benzer saldırıların unutturulmaması amacıyla düzenlenen programa, katliamda aile fertlerini kaybeden Arslan ailesi, Mölln Belediye Başkanı Ingo Schaeper, Türkiyenin Hamburg Başkonsolosu Emine Derya Kara ve çok sayıda Möllnlü katıldı.
Kurparkta düzenlenen etkinlikte konuşan Hamburg Başkonsolosu Kara, korkunç saldırının üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen acının hala taze olduğunu belirtti.
Saldırının Almanyadaki diğer ırkçı saldırılar gibi hafızalarda yerini koruduğunu vurgulayan Kara, Toplumumuzda derin yaralar açan bu gibi elim hadiselerin unutulmaması ve unutturulmaması, benzeri saldırıların gelecekte yaşanmaması için son derece önemlidir ve hepimizin asli sorumluluğudur. dedi.
Kara, demokratik toplumlarda yeri olmayan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığına karşı siyasal, toplumsal ve yasal düzlemde tüm gerekli tedbirlerin alınması ve topyekün mücadele edilmesinin son derece önemli olduğunu kaydetti. Kara şöyle devam etti:
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Almanyadaki temsilcileri olarak, Almanya ile ilişkilerimizin en önemli boyutlarından birini teşkil eden ve 60 yıldan uzun bir süredir Almanyaya ve Alman toplumuna birçok alanda yadsınamaz katkılarda bulunmuş olan vatandaşlarımızın hak ettikleri şekilde huzur, esenlik, refah içinde, Alman toplumuyla uyum içerisinde yaşamaları için Alman makamlarıyla işbirliğini sürdürmeye devam edeceğiz. Yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın son bulması için karşılıklı saygı ve hoşgörünün toplumsal ilişkilerimizin temel prensibi haline getirilmesi ve zor zamanlarda dayanışma gösterilmesi son derece kıymetlidir.
Kundaklanan evde yaşamını yitiren Bahide Arslanın oğlu Faruk Arslan da yaptığı konuşmada 31 yıl önceki gibi acısının hala taze olduğunu belirterek, 53 yıldır Almanyada yaşıyorum ve çok üzgünüm. 30 yıldır yüreğimde koca bir kara taş taşıyorum ve bundan kurtulamıyorum. dedi.
Bundan sonra da hiçbir zaman nefret ve şiddet istemediklerini dile getiren Arslan, Hep beraber huzur ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Esas amacımız bu. diye konuştu.
Kendilerini yalnız bırakmayanlara teşekkür eden Arslan, Hiç kimse bize annem Bahide Arslanı kızım Yelizi ve yeğenim Ayşeyi geri veremez. Hiçbir şey onları geri getiremez. Sizin sevginiz ile ayakta kaldık. ifadesini kullandı.
Arslan bir daha böyle acı olayların yaşanmaması için aşırı sağa karşı mücadelenin devam etmesi, Mölln faciasının unutulmaması ve unutturulmaması gerektiğini kaydetti.
Anma etkinliğinde söz alan, 23 Kasım gecesinde ambulans şoförlüğü yapan Peter Kelm de olaydan sonra yaşadığı travmayı atlamadığı için uzun yıllar psikolojik destek almak durumunda kaldığını anlattı.
Olay gecesi ilk önce yanan evde hamile bir kadını kurtardıklarını ifade eden Kelm, ancak ikinci eve de yangın için gittiklerinde Möllnde neler olduğunu kendilerine sormaya başladıklarını söyledi.
Kelm, Bahide Arslanın kendi hayatı pahasına torunu İbrahimi ıslak battaniyeye sararak kurtarılmasına vesile olduğunu da anlattı.
Gelecek yıl mart ayında Samsuna gideceğini belirten Kelm, Kundaklama benim hayatımda yaşadığım en büyük olaydı. Hayatını kaybedenlerin mezarlarına giderek onlarla sonunda vedalaşabileceğim. ifadelerini kullandı.
Anma etkinlikleri çerçevesinde Fatih Camisinde Kuran-ı Kerim okundu.
31 yıl önce kundaklanan evin önüne gelen bazı vatandaşlar da buraya çiçek bırakarak hayatını kaybedenleri andı.
Möllnde 23 Kasım 1992de kundaklanan evde 10 yaşındaki Yeliz Arslan, 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz ve 51 yaşındaki Bahide Arslan yaşamını yitirmişti.
Saldırıyı gerçekleştiren iki Neonazi, ömür boyu hapis cezası almalarına rağmen 15 yıl cezaevinde tutulduktan sonra serbest bırakılmışlardı.