Almanya ve Fransa son yıllarda artan islamofobiyi kurumsallaştırmaya hazırlanıyor. DAEŞ ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerce işlenen suçları bahane eden Almanya ile Fransa, sert yasalar ve sözde reformlarla Müslümanları kontrol altında tutmak istiyor. Almanya İçişleri Bakanlığının 18-19 Ağustosta Berlin Açıklaması adıyla kamuoyuna deklare etmeye hazırlandığı taslak metinde, polis sayısının artırılmasından çifte vatandaşlık hakkının iptaline, burka ve çarşaf yasağından camilere finansal destek yasağına kadar bir dizi değişiklik öngörülüyor. Fransa hükümeti de İslamda reform projesiyle ülkedeki camilerin ve Müslümanların sosyal faaliyetlerini Fransa İslamı Vakfı eliyle denetlemeyi planlıyor.
Terör olaylarının en çok yaşandığı Avrupa ülkeleri olan Almanya ve Fransa, bunu fırsata çevirme peşinde. Saldırılar sonrası teröristlerin İslamla ilgisi olmadığı ortaya çıksa da, bu ülkelerdeki kamuoyunun dikkati İslama çekilmek isteniyor.
KOLN ETKİSİ
çıkan ya da çıkması planlanan yasalarla çifte vatandaşlık hakkının iptali dahi kolaylaştırılıyor. Almanyada Hristiyan Birlik Partilerine CDU/CSU mensup Bakanlar, Fransada da hükümet, o ülkelerde yaşayan Müslümanlara göre İslama kurumsal savaş açmış durumda. Almanyada Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizierenin bugünden bir dizi önlem açıklaması bekleniyor. Burada son olarak Kölnde gerçekleştirilen Darbeye karşı demokrasi mitingi nedeniyle çifte vatandaşlık tartışmaları alevlenmişti.
BAĞIMSIZ MÜSLÜMAN İSTEMİYORLAR
Müslüman hakları savunucusu ve eski Fransa İslamofobi ile Mücadele Derneği (CCIF) Sözcüsü Yasser Louati, Fransız hükümetinin İslamda reform projesini sert bir dille eleştirdi. Hükümetin bu proje ile hatalarını örtmeye çalıştığını ifade eden Louati, İslamla terör arasında bağ var algısı oluşturmaya çalışıyorlar dedi. Reform projesinin sömürge zamanlarını hatırlattığını ifade eden Louati, Fransız hükümeti bağımsız Müslüman istemiyor şeklinde konuştu.