Avrupa, Trump'ın ekonomi politikalarından endişeli

- ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın gümrük vergilerinden ticaret fazlasına kadar birçok konudaki sert söylemleri, Avrupa'nın ABD ile ilişkilerinin yeni dönemde nasıl şekilleneceği konusunda belirsizlikler yaratıyor - Taraflar arasındaki 1,3 trilyon dolarlık mal ve hizmet ticareti, Trump'ın başkanlığı devralmasının ardından yeni sınamalarla karşılaşabilir - İngiltere ise ABD ve diğer ülkeler arasında bir "gümrük vergisi savaşı" başlaması durumunda, daha yüksek enflasyon ve işsizlik riski oluşmasından kaygı duyuyor

Haberler 19.01.2025 - 12:14 Son Güncelleme : 19.01.2025 - 12:14

Avrupa ülkeleri, ABDnin seçilmiş başkanı Donald Trumpın göreve başlamasıyla uygulanması beklenen ekonomi ve ticaret politikalarının etkilerinden endişe duyuyor.

Trumpın, yarın dünyanın en büyük ekonomisinin dümenine geçmesinin ardından özellikle ticaret alanında oldukça sert bir tutum sergileyeceği tahmin ediliyor.

Seçim kampanyasının merkezine de ekonomi politikalarını yerleştiren Trump, önce Amerika yaklaşımıyla korumacı ekonomi politikaları uygulamayı planlıyor.

ABDnin ekonomi politikalarında değişikliğe gitmesinin küresel etkilerinin, transatlantik ilişkilerde de sorunlara yol açabileceği düşünülüyor.

Trumpın ABD başkanlığına gelmesiyle son yıllarda çok yakın müttefik olarak nitelendirilebilecek Avrupa Birliği (AB) ve ABD ilişkilerinde önemli değişiklikler bekleniyor.

Bu kapsamda AB, ilk döneminde de çeşitli ticari sorunlar yaşadığı Trump ile ikinci dönemde ciddi ekonomik sınamalar yaşamaya hazırlanıyor.

Trumpın 2017-2021 dönemindeki başkanlığında izlediği korumacı ticaret politikaları, Avrupa ülkelerine ilave çelik ve alüminyumda gümrük vergileri koyması, Paris İklim Anlaşmasından çekilmesi ve üslubundaki sertlik, bu ülkeyi AB için öngörülemez müttefike dönüştürmüş, ilişkileri bozmuştu. Transatlantik ilişkiler ancak Joe Biden döneminde toparlanabilmişti.

- ABDnin AB ile 200 milyar doları aşan ticaret açığı

Yeni Trump döneminde de Avrupa ülkeleriyle ABD ilişkilerinin zayıflaması kaçınılmaz görünüyor.

AB ve ABD, en büyük ikili ticaret ve yatırım ilişkisine sahip olmakla birlikte çok bütünleşmiş bir ekonomik yapı içinde bulunuyor.

Taraflar arasında toplam mal ve hizmet ticareti yıllık 1,3 trilyon doları bulurken, ABD açık ara ABnin en büyük ticaret ortağı olmayı sürdürüyor.

AB ülkeleri uzun yıllardır ABD ile ticarette ciddi miktarda fazla veriyor. Avrupa ülkelerinin ABDye mal ve ürün ihracatı söz konusu ülkeden ithalatının oldukça üzerinde seyrediyor.

AB, 2023te ABDye 576,3 milyar dolar ihracat yaparken, ABDden 367,6 milyar dolarlık ithalat yaptı. ABDnin AB ile ticaret açığı 208,7 milyar doları buldu.

ABDnin AB ile ticaret açığının 2024te daha da genişlediği tahmin ediliyor. En son açıklanan verilere göre, Ocak-Kasım 2024 döneminde ABD, ABden 555,6 milyar dolarlık ithalat yaparken, ABye 342 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Böylece geçen yılın 11 ayında ABDnin AB ile ticaret açığı bir önceki yılın tamamını geçerek 213,7 milyar doları buldu.

AB ile ABD arasındaki hizmet ticareti de ciddi seviyelerde seyrediyor. Bu alanda ise ABDnin, ABye ihracatı yaklaşık 100 milyar dolar kadar daha yüksek seviyede bulunuyor. Ancak hizmet ticareti dahil edildiğinde bile Avrupa ülkelerinin ABDye ticaret fazlası vermesi dikkati çekiyor.

Söz konusu ticaret açığı, Trumpın açıklamalarında kendisini özellikle rahatsız eden bir durum olarak öne çıkıyor. ABDnin ticaret açığı verdiği ülkelere gümrük vergisi uygulama taahhüdünde bulunan Trumpın, Avrupa ürünlerine yüzde 10 ila 20 seviyesinde ilave gümrük vergisi uygulama yönünde planları bulunuyor.

- AB, Trumpı sakinleştirmek için ABDden daha fazla LNG alma yoluna gidebilir

Bu konuda göreve başlamadan önce Avrupaya sert bir uyarıda bulunan Trump, Avrupanın ABDden daha fazla petrol ve doğal gaz olmak üzere enerji ürünü satın almasını istedi.

Trumpın tehdidi Brükselde yankılanırken, AB yetkilileri, özellikle sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikinde ABDnin rolünün artırılabileceğini açıkladı.

AB, özellikle Rus gazının Ukrayna üzerinden sevkiyatının yeni yılda tamamen durmasıyla bu alanda zaten bir adım atmak zorunda kalacaktı. Enerjide dışa bağımlılığı yüksek olan Avrupanın ABD dışında fazla bir seçeneği de bulunmuyor.

ABD, petrol ve LNGde Avrupanın en büyük tedarikçisi konumunda yer alırken, AB de Trump ile ilişkileri geliştirmek için ABDden daha fazla LNG almayı planlıyor.

Avrupa, enerji ürünü ithalatındaki artışın ABD ile ticaret açığının bir ölçüde azalmasını ve bu durumun Trumpı sakinleştirmesini bekliyor.

- Trump, ABnin Amerikan teknoloji şirketlerine yönelik cezalarından rahatsız

ABnin son yıllarda ABD merkezli Apple, Meta, Google ve X gibi çeşitli teknoloji şirketleri ve dijital platformlara yönelik para cezaları da Trumpı rahatsız eden konular arasında yer alıyor.

Amerikan teknoloji şirketlerine yönelik AB rekabet soruşturmalarından rahatsızlığını sıklıkla dillendiren Trump, seçim söylemlerinde özellikle ABnin Applea kestiği 13 milyar avroluk para cezasını örnek göstererek, bunlara karşılık vereceğini açıklamıştı.

Bu nedenle yeni dönemde AB tarafının ABD firmalarına ceza kesmesi halinde Trumpın öfkesiyle karşılaşma riski oldukça yüksek.

- Grönland gerilimi

Ticaret politikaları, enerji ve teknoloji şirketlerine yönelik yaklaşımın yanı sıra Avrupa-ABD ilişkisini sınayabilecek bir diğer konu da Grönland adası. Trump, ülkesinin ulusal güvenliği için Grönlandın ABDnin kontrolüne girmesini istiyor. Adanın mülkiyeti ve kontrolüne sahip olmanın mutlak zorunluluk olduğunu savunan Trump, bu konuda da Avrupa ile ayrışıyor.

Grönland halihazırda bir AB üyesi olan Danimarkaya bağlı özerk bölge konumunda bulunuyor. Adadaki petrol, doğal gaz, uranyum da dahil maden ve mineral zenginliği Trumpın iştahını kabartırken, AB Grönlandı denizaşırı toprağı olarak tanımlıyor.

Trumpın Grönlandı satın alma teklif ve girişiminde ısrarının da Avrupa ülkeleri ile ilişkisine zarar vermesi bekleniyor.

- İngiltere, olası gümrük vergileri karşısında oldukça kırılgan

Donald Trumpın olası gümrük vergilerine karşı, İngiltere ekonomisi de oldukça kırılgan konumda bulunuyor. İngiliz ekonomisinin uluslararası ticaret ve yatırımlara bağımlılığı yüksek bir ekonomi olması nedeniyle yeni tarifelerin getireceği yükten önemli ölçüde etkilenme riski söz konusu.

İngiltere Ticaret Bakanı Jonathan Reynolds, yaptığı bir açıklamada İngiltere ekonomisinin kırılganlığına dikkati çekerek, ABD ile diğer ülkeler arasındaki bir gümrük vergisi savaşının daha yüksek enflasyon ve işsizliğe yol açabileceğinden endişe duyduğunu dile getirdi.

Halihazırda ABD, İngilterenin en büyük ticari ortağı konumunda bulunuyor.

London School of Economics tarafından yayımlanan güncel bir analize göre, ABD ile ilişkileri güçlendirme, AB ile entegrasyonu derinleştirme veya daha bağımsız bir ticaret politikası izleme yönünde verilecek bir karar, İngilterenin giderek parçalanan küresel ekonomide yönünü bulma becerisini önemli ölçüde etkileyecek.

Bu açıdan Trumpın gümrük vergileri, Brexit sonrası ticaret politikalarını sınayabilecek bir zorluk olarak öne çıkıyor.

Ana Sayfaya Git