İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ile bir grup sivil toplum kuruluşu (STK), Bangladeş’te Cemaat-i İslami mensuplarına yönelik siyasi yargılamalara son verilmesini istedi.
MAZLUMDER ile birlikte Akabe Vakfı, AKDAV, AKV, Fatih Akıncıları, Hikmet Vakfı, İHH, İMH, Medeniyet Derneği ve Özgür-Der, Bangladeş Başbakanı Sheikh Hasina’nın gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti vesilesiyle Bangladeş’te tutuklu bulunan Cemaat-i İslami yöneticileri hakkında ve bu ülkede yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekmek amacıyla ortak yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Bangladeş’te son yıllarda önemli insan hakları sorunları yaşandığına çekilerek, ’’Ülkenin Pakistan’dan ayrılmasının yarattığı siyasi travma henüz sürmekte iken muhaliflere yönelik baskılar her geçen gün artmakta ve bu durum ülkedeki gündelik yaşamı da etkilemektedir. Bangladeş’teki mevcut hükümet, muhalif grup Cemaat-i İslami’ye yönelik baskılarını arttırması sonucunda çok sayıda protesto ve tutuklamalar yaşanmaktadır. Cemaatin lider kadrosundan iki eski bakan ve iki eski milletvekili halen gözaltında tutulmaktadır’’ denildi.
Halen tutuklu bulunan 5 üst düzey Cemaat-i İslami yöneticisinin gözaltında iken işkenceye maruz kaldıklarına dair yaygın haberler geldiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
’’3 Eylül 2010 Cuma günü Bangladeş Başbakanı Sheikh Hasina, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, 1971 Bangladeş ’Ayrılma Savaşı’nda işlenen suçlarla ilgili Uluslararası Suçlar Mahkemesi kurulmasından söz etmişti. Başbakan Hasina, savaş suçlarıyla ilgili yapılacak yargılamanın, Bangladeş’in onaylamış olduğu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsü’nün ruhuna da uygun olacağını ifade etmişti. Ülkede yaşanan ihlallere temel oluşturan Başbakan Hasina’nın bu yaklaşımının hukuki dayanağı yoktur. Roma Statüsü’ne göre Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargı yetkisi, üzerinden 40 yıl geçmiş olan suçları kapsamamaktadır. Ayrıca, o günkü adı Doğu Pakistan olan Bangladeş’in, Birleşik Pakistan’dan kopma savaşı sürecinde Pakistan Ordusu ile işbirliği yaptığı iddia edilenlerin savaş suçları dosyaları 1972 ve 1973 yıllarında Bangladeş mahkemelerinde görülmüş, 1974’te Pakistan’ın Bangladeş’i tanımasıyla mesele halledilmişti. Bugün suçlananların hiçbiri o gün ne itham edilmiş ne de suçlu bulunmuşlardı.’’
Açıklamada, mahkemenin bu kişiler hakkında vereceği adil olmayan kararlar nedeniyle hem hukukun, hem de dünya barışının olumsuz etkileneceğinden endişe edildiği dile getirildi.
Ortak açıklamada, Cemaat-i İslami mensuplarına yönelik siyasi yargılamalarla oluşturulan zulme son verilmesi istendi.