Fransada yayımlanan Le Figaro gazetesinde yer alan makalede Türkiyenin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu rolüne ilişkin, Bu gerçek diplomatik başarı, dünyada 6. en geniş büyükelçilikler ağına sahip olan ve her şeyden önce daha barışçıl ve çok aktif bir Türk dış politikasını ortaya koymaktadır ifadeleri kullanıldı.
Le Figaro gazetesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Türk dış politikasının son dönemdeki aktif tutumu, Erdoğanın diplomasisi Türkiyeyi nasıl uluslararası sahnede vazgeçilmez konuma getirdi? başlıklı bir yazıda ele alındı.
Türkiye, Ukraynadaki savaşın ilk galibi olabilir mi? ifadesine yer verilen yazıda, Bu gerçek diplomatik başarı, dünyada 6. en geniş büyükelçilikler ağına sahip olan ve her şeyden önce daha barışçıl ve çok aktif bir Türk dış politikasını ortaya koymaktadır. değerlendirmesinde bulunuldu.
Daha birkaç yıl önce Batı dünyasında yapılan Recep Tayyip Erdoğan eleştirilerine değinilen yazıda, Erdoğan, bugün kendisini bir barış yapıcı ve herkesle diyalog kuran biri olarak sunuyor. denildi.
Tahıl ihracatının yeniden başlamasını Türkiye sağladı
Yazıda, Ukraynadaki ihtilafının Doğu, Batı ve Arap dünyasında övülen Türk dış politikasının yeniden konumlandırılmasını öne çıkardığı ifade edildi.
Türkiyenin Rusya-Ukrayna savaşının sonlanması için barış görüşmelerine ev sahipliği de yaptığı belirtilen yazıda, savaşan taraflar arasında ve Birleşmiş Milletlerin aracılığıyla yapılan bir anlaşma neticesinde temmuz ayı sonunda tahıl ihracatının yeniden başlamasını Türkiyenin sağladığı kaydedildi.
Yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğanın perşembe günü Ukraynada Volodimir Zelenskiy ile sıcak bir şekilde el sıkıştığı, bundan çok kısa bir süre önce de Rusyada Vladimir Putin ile dört saatlik uzun bir görüşme gerçekleştirdiği aktarıldı.
Türkiye çok kutupluluk virtüözü haline geldi
Yazıda görüşlerine yer verilen IRIS düşünce kuruluşunun araştırma direktörü eski Büyükelçi Jean de Gliniasty, Türkiye, Batı bloğunun bir parçası olmakla birlikte, ittifaklarını çeşitlendiriyor. çıkarlarına ters olduğunda dahi sürekli diyalog halinde. Yürüttüğü güç dengesiyle hakimiyet kurmuş durumda. Artık herkes için gerekli ve herkes tarafından övülüyor. Türkiye çok kutupluluk virtüözü haline geldi. ifadelerini kullandı.
Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsünde Türkiye Uzmanı Dorothee Schmid ise Türk dış politikasına ilişkin Sorumluluklarını geçmiştekinden daha iyi üstlenebilen, daha az maceracı bir şekilde, arabulucu ve barış yapıcı rol oynamayı göze alabilen bu yeni politika, etkileyici bir ekonomik, askeri ve diplomatik yeniden konumlandırma üzerine kurulu. değerlendirmesinde bulundu.
Moskovadaki Fransız-Rus Gözlemevi Direktör Yardımcısı Igor Delanoe de Cumhurbaşkanı Erdoğanın, Putinle ilişkilerini tamamen Ukrayna dosyasına kilitleyen Avrupalıların aksine, hassas konuları farklı bölümlerde ele alma kapasitesine sahip olduğunu kaydetti.
Le Figarodaki yazıda, Türkiye ile İsrail arasında yıllar süren dargınlığın ardından ilişkilerin yeniden kurulduğu aktarılarak, Türkiyenin aynı zamanda İran, Libya, Suriye ya da Ukrayna söz konusu olduğunda sık sık görüşülebilir ve çoğu zaman da vazgeçilmez bir ülke haline geldiği ifade edildi.
Normalleşme diplomasisi meyvesini veriyor
Topyekn normalleşme diplomasisinin meyvesini verdiğine işaret edilen yazıda, Erdoğanın Türkiye ile Ermenistanın normalleşme sürecine ilişkin girişimde bulunduğu da aktarılarak, Yaklaşık 30 yıldır müşterek sınırları kapalı olan iki ülke, son aylarda normalleşmeye yönelik adımları artırdı. Ermeni tarafında Türk ürünlerine uygulanan ambargo kaldırıldı ve yeni diyalog için özel elçiler atanıyor. denildi.
Yazıda şu ifadeler yer aldı:
Erdoğan, Türkiyeyi özellikle gaz açısından Batı ve Rusya arasında merkezi bir platform olarak inşa ediyor çünkü Ukraynanın müttefikleri tarafından uygulanan ekonomik yaptırımların hiçbirini uygulamıyor. Erdoğan ve Putinin 5 Ağustosta Soçide yaptıkları görüşmede, bugüne kadarki dostluğun son işareti olarak iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin güçlendirileceği açıklandı.
Türkiyenin Arap ülkeleriyle de yeniden normalleşme sürecine girdiğine değinilen yazıda, Türkiyenin özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile doğu kanadında olmak üzere tüm çevresiyle ilişkileri normalleştirmesi bir başarıdır. Bu dış politikanın Türkiye için şu andaki en önemli konularda, yani Suriye ve Ukraynada gerçekten meyve verip vermeyeceğini göreceğiz. yorumuna yer verildi.