Partiler arasında yapılan anlaşmanın süresinin dolduğunu ve artık geçersiz kaldığını belirten KDP ve KYBli yetkililer, anlaşmanın, Kürt bölgesindeki yeni siyasi dengeler ve krizler göz önüne alınarak yeniden yapılandırılması ve içeriğinin genişletilmesi gerektiğini belirtiyor.
Tarihleri boyunca farklı aşamalardan geçen ortaklıkları bulunan iki partinin, bölgedeki gelişmelerin seyrine göre yeni ittifak arayışları içine girmeleri beklenirken, bu çerçevede bütün ihtimallerin açık olduğu belirtiliyor. KDP ve KYB arasında 2004 yılından itibaren, seçimlere ortak girilmesi ve iktidarın paylaşılmasıyla elde edilen kazanımlar dikkate alındığında taraflar arasında yeni bir stratejik anlaşmanın imzalanması da güçlü bir ihtimal değerlendiriliyor.
- Yeni anlaşmalar için çalışmalar başladı
Bölgedeki siyasi dengelerin değiştiğini ve her iki tarafın yeni bir stratejik anlaşma için masaya oturması gerektğini belirten KDP Dışilişkiler Sorumlusu Hemin Hawrami, KDP ile KYB yeni bir ittifakın şekillendirilmesi sürecine girdi. Söz konusu yeni ittifakın maddeleri 2007 yılında imzalanan anlaşma üzerinden belirlenecek. Projelerin hazırlanması için çalışmalara başlandı. Yeniden koalisyon hükümetinin kurulması, siyasi ve ekonomik krize çözüm bulunması konusunda ortak hareket edilmesi için görüş alışverişinde bulunuyoruz ifadelerini kullandı.
- Daha kapsamlı ittifak üzerinde çalışıyoruz
Daha önce KYBli tek bir hükümeti paylaştıklarını ancak bölgedeki siyasi durumun değiştiğini vurgulayan Hawrami, KYB ile seçimlere tek liste üzerinden ittifak yaparak giriyorduk. Hükümeti yüzde 50-50 anlayışı ile yönetiyorduk ancak bazı siyasi partilerin güçlenmesi artık bu formülün iş görmeyeceğini gösterdi. Bu yüzden eski ittifak anlaşmasının gözden geçirilmesi için çalışma yapıyoruz. Yeni bir stratejik anlaşma yolda ve eskiye göre daha kampsamlı olacak değerlendirmesinde bulundu.
- Taraflar anlaşma sayesinde önemli kazanımlar elde etti
KDP ile yaptıkları anlaşmanın bölgenin ekonomik ve siyasi istikrarı üzerinde olumlu etki yaptığını belirten KYB Politbüro Üyesi Ahmet Sadi Pire de Her iki taraf uzun yıllar boyunca bu anlaşma sayesinde büyük işlere imza attı. Sorun anlaşmada değil ancak son birkaç yıldır uygulanmamasında. Bu yüzden yeniden işlerlik kazandırılması için üzerinde kafa yorulması gerekiyor dedi.
- Anlaşmanın yenilenmesi gerekiyor
KYB ile yapılan stratrejik anlaşmasının o dönem için şart olduğunu vurgulayan KDP Sözcüsü Mahmut Muhammet ise Kürdistan halkının çıkarları doğrultusunda tek ses olmak için siyasi açıdan atılan bir adımdı. O dönem için çok iyi olduğunu ve yarar sağladığı söylenebilir. Bölgedeki ekonomik ve siyasi krizler göz önüne alınarak eski ittifak anlaşması üzerinde düzeltmeler yapılması lazım. Mevcut durumun ve geleceğin iyi okunması suretiyle söz konusu anlaşmanın yenilenmesi gerekiyor şeklinde konuştu.
- KDP ve KYB arasındaki ilişki geçmişi
Bölgedeki en eski siyasi geçmişe sahip iki parti ilk defa Irakın devrik lideri Saddam Hüseyinin Baas rejimine karşı etkili bir mücadele sergilemek için ideolojik farklılıklarını bir kenara koyarak 1986 yılında Tahranda, askeri ve siyasi faaliyetlerini tek çatı altında yürütmek hedefiyle Kürdistan Cephesi kurma kararı aldı. Ortak cephe kurulması, 1991 yılında Baas rejiminin Erbil, Süleymaniye ve Duhoktan püskürtülmesinde etkili ve belirleyici oldu.
Iraktaki Kürt bölgesinde siyasi ve askeri hakimiyet kuran KDP ve KYB, Erbilde kendi yönetimlerini ilan etmek için 19 Mayıs 1992 yılında parlamento seçimlerine gitti. Bölgede yapılan seçimlerde KDP oyların yüzde 51ini, KYB ise yüzde 49unu aldı ancak her iki taraf arasında yapılan anlaşma sonucu iktidarın her konuda paylaşılmasına karar verildi.
- İç savaş ve iki idarenin kurulması
Irakın kuzeyinde başkentinin Erbil olmasına karar verilen Kürt Yönetimi Parlamentosu, KDP-KYB arasında 1994 yılında patlak veren iç savaştan dolayı çöktü. İki siyasi parti arasındaki savaşın gittikçe vahim bir hal almasından sonra KDP, İranın KYB üzerinden bölgedeki nüfuzunun arttığını fark etti ve Irak ordusundan askeri yardım talebinde bulundu. Bunun üzerine 31 Ağustos 1996 yılında Erbil ve Süleymaniyedeki KYB güçlerinin geriye çekilmesini sağladı.
KDP ve KYB çatışması, Kürt bölgesinde fiilen iki yönetimin oluşmasına yol açtı. KDP kontrolündeki Erbil-Duhok ile KYB kontrolündeki Süleymaniyede iki farklı idari sistem faaliyete geçti.
- ABDnin KDP- KYB arasında arabuluculuk yapması
Taraflar arasında güçlü ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması için 1998 yılında ABD arabulucuk yaptı. Taraflar, ABDnin arabuluculuğu sayesinde barış anlaşmasına imza atarak, Irakın kuzeyindeki iç çatışmalara son noktayı koydu. Ancak bu anlaşma iki idarenin birleştirmesine yetmedi.
Irakın kuzeyindeki iki idare ile Bağdat arasında 1992 -2003 yılları arasında hiçbir resmi temas olmadığı gibi bölgenin anayasal olarak da hiçbir hakkı yoktu. Irakın ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından işgal edilmesi ve Baas rejiminin yıkılmasının ardından 2003-2005 tarihleri arasında geçici bir hükümet kuruldu.
Yeni anayasada Irak içerisinde federal bir bölge olarak tanımlanan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) içişlerinde bağımsız, kendi parlamentosu ve başkanı olacak şekilde yasal bir statü kazandı. Bölgenin nüfus oranına göre Bağdattan Erbile yüzde 17lik bütçe payı aktarılmasına karar verildi. Bunun yanı sıra cumhurbaşkanlığı, Irak parlamentosu başkan yardımcılığı, genelkurmay başkanlığı makamı ile bazı bakanlıkların Kürtlere verilmesi üzerinde anlaşıldı. Irak merkezi hükümetinin IKBYye resmi statü ve bütçe vermesinden sonra Barzani ve Talabani, yönetim merkezi Erbil olacak tek idareli sisteme geçilmesi konusunda mutabakata vardı.
- KDP-KYBnin seçimlerdeki ittifakı
İki parti, bölgede istikrarın sağlanması ve Bağdatta karşı konumlarının güçlenmesi için 2004te aynı liste üzerinden seçimlere girme kararı aldı ve 30 Ocak 2005te yapılan IKBY milletvekili seçimlerine Kürdistan Demokratik Yurtsever İttifakı adı altında girerek oyların yüzde 83ünü kazanmayı başardı. Partiler, güvenlik sorunları ve istikrarsızlıkla boğuşan Irakta yaptıkları ittifakın kendileri ve bölgedeki Kürtlerin geleceği için hayati önem taşıdığını kısa sürede fark ederek, ittifakı daha üst bir seviyeye taşıma kararı aldı.
- KDP-KYB arasındaki stratejik anlaşmanın imzalanması
Bu doğrultuda taraflar, ABD işgalinden sonra anayasal olarak elde edilen imtiyazların korunması, her alanda karşılıklı destek sağlanması ve ortak bir dış politika geliştirilmesi için 27 Haziran 2007 tarihinde stratejik anlaşmaya imza attı. Bu anlaşma çerçevesinde Erbil ve Bağdatta sahip oldukları hakların eşit bir şekilde paylaşılması, KDPnin, Celal Talabaninin Irak cumhurbaşkanlığına, KYBnin ise Mesut Barzaninin IKBY Başkanlığına destek vermesi konularında mutabık kalındı.
- 8 yıllık stratejik anlaşmanın getirileri
Gerçekleştirilen ittifak sayesinde Kürt bölgesi, Irakın diğer kesimlerinde tırmanan şiddet olayları ve yaygın güvenlik zaafiyetinin aksine bir istikrar adası olarak öne çıkmayı başardı. Bölgedeki siyasi istikrar, komşu ülkeler Türkiye ve İran ile ticari ilişkilerin gelişmesine, Kürt bölgesinin hızlı bir şekile kalkınmasına imkan verdi. Kürtlerin Bağdatta tek ses olması ve birlikte hareket etmeleri, Irak Parlamentosunda Erbil lehine çıkarılan kararlarda etkili oldu. Bölgede güvenlik ve siyasi istikrarınsağlanmasıyla paralel olarak özellikle Türkiyeden çok sayıda şirket bölgeye gelerek yatırım yapmaya başladı. Kürt bölgesi, emlak sektörü başta olmak üzere birçok alanda ciddi büyüme gösterdi ve yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi haline geldi.
Taraflar arasındaki anlaşma birleşik bir ordu kurulması için harekete geçilmesine de imkan verdi ve çeşitli birlikler tek çatı altında toplanarak Peşmerge Bakanlığına bağlandı.
- Goranın ortaya çıkması ve değişen siyasi dengeler
Uzun yıllar boyunca KYB Genel Sekreterliği yapan Noşirvan Mustafanın bazı siyasi ihtilaflardan dolayı 2006 yılında partisinden ayrılması ve ertesi yıl Goran (Değişim) Hareketini kurması, siyasi dengeler üzerinde önemli etkiler yaptı. İktidarı paylaşan KDP-KYBye karşı etkin muhalefet yürüten Goran, her iki partiyi yolsuzlukla suçladı ve halkın ilgisini çekmeye başladı. Kurulduktan iki yıl sonra 25 Temmüz 2009da girdiği genel seçimlerde 111 sandalyeli parlamentodan 25 sandalyeyi kazanmayı başardı.
Goran Hareketinin, KYBnin kalesi sayılan Süleymaniyede güçlenmesi, Talabaninin o bölgedeki iktidarını tehlikeye soktu. Öte yandan KDP, eski ortağının gücünün azaldığını üçüncü güçlü bir partinin siyaset alanına geldiğini fark etti.
- Talabaninin hastalanması ve KYBde kriz
KYB Genel Sekreteri Celal Talabaninin, 2012 yılında Bağdatta Irak Cumhurbaşkanlığı görevi sırasında aniden beyin kanaması geçirmesi ve tedavi için Almanyaya götürülmesi ile birlikte parti içerisinde ihtilaflar başladı. Rahatsızlığı nedeniyle uzun süre Almanyada kalması gereken Talabaninin yokluğu KYB içerisinde iktidar çatışmasını tetikledi. Talabaninin eşi ve KYB Politbüro Üyesi Hero İbrahim Ahmet ile KYBnin 2nci Genel Sekreter Yardımcısı Berham Salih arasında partinin yönetilmesi konusunda ciddi tartışmalar meydana geldi. KYBnin karizmatik liderinin sağlık nedenleri ile geriye çekilmesi ve parti içerisinde çekişmeler, partinin eski gücünü kaybetmesine yol açtı.
- KDP ve KYBden ayrı liste
KYBdeki iç çekişmeler ve Goranın o bölgede muhalefet partisi olarak giderek güçlenmesi, KDP-KYBnin daha önce 2005 ve 2009 seçimlerinde uyguladığı stratejinin değiştirilmesine yol açtı. İki partinin ayrı listelerle girdiği seçimlerde KYBnin kriz içerisinde olması ve Goranın güçlü muhalefeti sonuçlara da yansıdı. Nitekim KYB önceki seçimlerde elde ettiği 29 sandalyenin 11ini kaybederek yerini Gorana bırakmak zorunda kaldı. IKBYde üçüncü parti konumuna düşen KYBnin güçsüz bir ortak olduğunun farkına varan KDP, yeni kurulacak hükümet kabinesinde Goran ve İslami partilerin de yer almasını istedi. KDPnin böyle bir karar alması, KYBnin daha önce hükümet içerisinde elde ettiği gücün azalmasına neden oldu.
- Başkanlık krizi
Esas olarak KDPnin Talabaninin cumhurbaşkanlığına, KYBnin ise Barzaninin IKYB başkanlığına destek vermesi esasına dayanan stratejik ittifak, Barzaninin görev süresinin uzatılmasına ilişkin tartışmalar da yeniden sorgulanmaya başladı. Bu süreçte KYBnin, Barzaninin başkanlık süresinin uzatılması veya halk tarafından seçilmesine açık destek vermemesi, iki parti arasındaki stratejik ittifakın sona erdiği şeklinde yorumlandı. Nitekim başkanlık yasasının değiştirilmesi için yapılan oturumu KDP boykot ederken, KYBli milletvekilleri, yasanın değişmesi konusunda Goranın yanında yer aldı.