IŞİD’in saldırı gücünü ortadan kaldırdıklarını söylüyordu. Yabancı ülkelerin desteğini alan IŞİD, yoğun bir şekilde insanlığa karşı işlediği suçları ve savaş suçları ile tanınıyor. Temmuz ayı başında, binlerce IŞİD üyesi Batı Kürdistan’ın üç kantonundan en küçüğü olan Kobani’ye yönelik üç koldan benzeri görülmemiş bir saldırı dalgası başlattı. Irak’tan taşıdıkları obüs, tank ve Amerikan menşeli termik füzelerin de aralarında olduğu ağır silahlarla Kobani’ye saldıran IŞİD, Kürt kaynaklara göre önce Kobani’yi almak, ardından zengin petrol yataklarına sahip Cezire bölgesine ilerlemek istiyorlardı.
TÜRKİYE LOJİSTİK ÜS SAĞLIYOR
IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarında Türkiye sınırlarını kullandığı belirtiliyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) 25 Temmuz’da yayınladığı bir ön raporunda Türk makamlarının cihatçı gruplara desteğine tepki gösterdi. İHD, bu grupların Türkiye’yi lojistik üs olarak kullandığını belirterek, Antep’e bağlı sınır bölgesindeki Karkamış Mülteci kampına işaret etti. Raporda, İddialara göre bu kamp, IŞİD militanlarına lojistik üs olarak kullanılmaktadır. Bu kamp kullanılarak Rojava’nın Kobanê Kantonu’na Türkiye üzerinden saldırılar gerçekleştirilmektedir denildi.
Türk makamları, IŞİD ve bağlantılı gruplara müdahale etmek ve sınırlarını bunlara kapatmak yerine, Urfa’nın Birecik ilçesine bağlı sınır bölgesindeki Ziyaret köyünde kurulan direniş çadırlarına saldırdı. Türk askerleri 21 Temmuz’daki saldırılarda çadırları yaktı ve yağmaladı. İHD, Oysa çadırların kurulmak istendiği bölgeyi gördüğümüzde, buranın bölgeye hakim bir tepe olduğu ve başta Karkamış Sığınmacı Kampı olmak üzere bölgedeki tüm hareketliliğin çıplak gözle görülüyor olduğu açıktır. Türkiye, IŞİD gibi cihatçı güçlerin sınır geçişlerini görülmemesi için sınır hattındaki çadırlara sürekli müdahale etmektedir. Olay başka türlü izah edilemez. diyerek tepki gösterdi. Sözkonusu alanda, Kürtler yeniden çadır kurarak eyleme devam etti.
IŞİD’in Temmuz ayı başında saldırılara başlaması ardından Kürtler, seferberlik ilan etti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve KCK’nin çağrıları ardından yüzlerce genç Kuzey Kürdistan ve dünyanın farklı yerlerinden gelerek YPG saflarına katıldı. Çoğu 40 yaşın üzerinde olan anneler bile topraklarını ve Temmuz 2012’de başlayan Rojava devriminin kazanımlarını korumak için bir tabur kurdular. YPG saflarına bu son haftalarda çok sayıda Arap genci de katıldı.
IŞİD AĞIR YENİLGİLER ALDI
Üç haftalık yoğun çatışmalarda IŞİD’in saldırılarının kırılması ardından YPG ve YPJ güçleri, IŞİD’in saldırı gücünü ortadan kaldırmak ve yeni saldırılar için toparlanmalarını önlemek için 22 Temmuz günü Kobani Şehitlerinin İntikamı adı altında geniş çaplı operasyonlar başlattı. Bir gecede, Kobani’nin 45 km batısındaki Çil Axa köyünden Fırat Nehri boylarına kadarki alanda çok sayıda IŞİD üssü hedef alındı. Çil Axa köyü kurtarıldı. IŞİD üyeleri tüm cephelerde geriledi. Bir çok alanda kaçmak zorunda kaldılar.
Aynı IŞİD grupları 9 Haziran’dan itibaren Irak’ta bir hafta içinde aralarında Musul’un da olduğu geniş bir alanda hakimiyet sağlamışlardı, oysa Kürtler bir buçuk yıldır IŞİD’in saldırılarına karşı sert bir direniş gösteriyorlar. Son saldırı dalgası da Rojava devriminin ikinci yıldönümüne denk geldi. Kürt yetkililere göre, IŞİD 28 Temmuz Ramazan bayramından önce Kobani’yi ele geçirerek, bayram namazının burada kılacaklarını söylüyorlardı.
YPG kaynaklarına göre 18 Temmuz 2013 yılından bu yana, diğer bir ifadeyle son bir yıl içinde, Kobani bölgesindeki çatışmalarda 1.519 IŞİD üyesi öldürüldü. Aynı süre içerisinde 161 YPG ve YPJ savaşçısının hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Savaş ve insanlık suçlusu IŞİD’in Kürtlere yönelik ağır silahlarla saldırdığı, sivilleri alıkoyduğu ve vahşi bir şekilde katlettiği tüm bu süre içerisinde Batılı hükümetler de her zaman olduğu gibi işbirlikçi olarak değerlendirilen sessizliğini koruyordu.
Kürtler, Kobani ve diğer bölgelerde olası yeni saldırılara karşı hazırlıklı bekliyor.