Halepin Sukeri semtinde bir sahra hastanesine dün düzenlenen hava saldırısında aralarında doktorların da bulunduğu 30 kişi hayatını kaybetmişti. ABD yönetimi saldırıyı kınarken fail olarak rejimi göstermişti. Buna karşın, AA muhabirine bilgi veren yerel kaynaklar, saldırının Rus uçakları tarafından düzenlendiğini bildirmişti.
Rus yönetimi ise saldırıya ilişkin tepkiler karşısında suskunluğunu korumaya devam ediyor.
Suriyede DAEŞ ve Nusra Cephesi gibi terör örgütlerini vurma bahanesiyle sivil halkı ve muhalifleri hedef alan Rus hava güçleri Lazkiyedeki Hımeymim üssünü kullanıyor. Rejim, bu üssün yanı sıra Şamdaki askeri havaalanından faydalanıyor.
Suriye iç savaşında 2012 başlarından bu yana hava saldırıları düzenleyen Esed rejimi ile 30 Eylül 2015te savaşa katılan Rus hava kuvvetlerinin bombardımanları, yerel halk tarafından dahi kolaylık ayırt edilebiliyor.
Rejim uçakları bombardıman için hedeflere teker teker yaklaşırken, Rus uçakları en az 2si bir arada havalanıp saldırıyor.
Rus yapımı olan ama teknolojisi eski rejim uçakları genellikle MİG-23, MİG-25, MİG-29 modelleri ile SU-22 ve SU-24lerden oluşuyor. Rejim filosu bu nedenle saldırıları yüksek irtifadan yapamıyor. Alçalarak hedefe doğru yaklaşıp sadece geniş alanları vuruyor. Nokta atış yapılmadığı ve kullanılan mühimmat fazla tutulduğu için tahribat geniş bir çevreye yayılıyor.
Suriye ordusundan ayrılarak Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bileşenlerinden Sukur el Cebelde komutanlık yapan eski pilot yüzbaşı Ahmed İsmail Abu Leyth, AA muhabirine konuyla ilgili açıklamada bulundu. Rus uçaklarının tahribat gücündeki ayırt ediciliğe işaret eden Leyth, Son Halep hastane saldırısı ancak Rus uçakları tarafından yapılabilirdi. çünkü bu hastanenin binası çok sağlamdı. Ancak Rus uçakları bu kadar zarar verebilir dedi.
Ayrıca rejim uçakları, saldırı için irtifa kaybederken yüksek ses çıkartıyor. Rus filosunda, en düşük model SU-24. Bunun dışında Rusya, Suriyede SU-30, SU-34 ve SU-35 modellerini kullanıyor. Rus uçakları saldırı anında hedefe fazla yaklaşmadığı için sesleri yere ulaşmıyor. Rus saldırılarında ilk duyulan ses, bombaların infilak etmesi oluyor.
Saldırılarda kullanılan mühimmat kalıntıları, ayrımı sağlayan unsurlardan. Rejim de Rus yapımı füze ve bombalar kullanmasına karşın, patlamalar sonrasında sahada toplanan kalıntılarda yüksek teknoloji ile rejimin kullandıkları arasındaki fark kolaylıkla anlaşılabiliyor. Örneğin rejim geleneksel misket bombaları kullanmasına karşın Rusyanın attığı misket bombalarında paraşüt tipi olarak tabir edilen yeni nesil türler dikkati çekiyor.
Diğer taraftan, muhalifler, Rus ve rejim uçaklarını, rasat sistemi ve telsiz kırmalarıyla tespit ediyor.
Hava üslerinin çevresinde konuşlu gözetçiler, kalkış yapan uçakların türünü ve ilk anki istikametlerini telsizle anons ediyor. Anonslar, rasat ağı ile ülkenin tüm bölgelerine ulaşırken, istikametle ilgili bilgi, hangi bölgelerin bombalanabileceği konusunda ilk fikri veriyor. Sonraki aşamalarda, gözetleme için ülke genelinde özel ekipmanlarla uygun noktalara yerleştirilmiş rasat memurları, gökyüzünde gördükleri uçakları ve diğer hava taşıtlarını anons zinciriyle raporluyor.
Eski pilot Leyth, rasat görevlilerinin üslerde kullanılan telsiz haberleşmesini kırarak dinlediğini, böylece uçağın kime ait olduğu ve hangi bölgeye yöneleceği gibi bilgileri büyük ölçüde elde edebildiklerini kaydetti.