ABDnin Musul operasyonunda yeni mezhep çatışmalarını beraberinde getirecek planlama hataları Türkiyenin tepkisini çekiyor.
Türkiye ve ABD arasında, Dışişleri Bakan Yardımcısı Antony Blinken ve Başkan Barack Obamanın DAEŞle Mücadele Küresel Koalisyonu Özel Temsilcisi Brett McGurkün geçen Salı Ankaraya yaptıkları ziyaretin ardından DAEŞe karşı işbirliği arayışları sürüyor.
Taraflar terör örgütüyle en etkili mücadele yöntemleri ve stratejileri konusunda görüş alışverişinde bulunuyor.
Musula yönelik büyük operasyon için ABD askerleri, Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri, kent merkezinin 55 kilometre güneyindeki Kayyare ilçesinde üslendi.
Buradan harekete geçecek üç unsura, Musulun doğusundan ve kuzeyinden de Irak Kürt Bölgesel Yönetimine bağlı güçler destek verecek.
AA muhabirinin görüşme trafiğinde yer alan bir yetkiliden aldığı bilgiye göre, Türk tarafı kendisine sunulan operasyon planında sakıncalı bulduğu ve bölgenin fay hatlarına etki edebilecek 5 çekincesini Washingtonun dikkatine getirdi.
Türkmenleri birbirine kırdıracak mezhep savaşı geri gelebilir
ABD ile yapılan görüşmelerde Türkiyenin ilk uyarısı tarihi Türkmen kenti olan Telafer ilçesine ilişkin.
ABD yönetimi Türkiyeye Şii milislerden oluşan Haşdi Şabinin Musul il merkezine girmeyeceği güvenceni verdi. Ancak, Washington yönetimi, en büyük ilçe olan Telaferi milislere bırakmaya kararlı olduğunu Ankaraya bildirdi..
Ankara ise terör örgütü DAEŞin yerlerinden ettiği Telaferli Sünni ve Şii Türkmenlerin evlerine dönmesini ve aralarında yaşanabilecek gerginliklerin önlenmesinin Türkiye tarafından desteklendiği ancak Telaferlilerin evlerine geri dönüşleri esnasında ilçeden olmayan Şii milislerin de kente intikalinin olumsuz sonuçlara yol açacağı uyarısında bulundu.
Irakta 2003teki ABD işgalinin ardından patlak veren mezhep savaşları, halihazırda Haşdi Şabi çatısı altında yer alan bazı örgütlerce o dönem Telafere de taşınmıştı.
Üst kimliği Türkmenlik olan ilçe kısa sürede Şii milisler ile El Kaide yanlılarının savaş alanına dönüşmüştü. çatışmalarda binlerce Türkmen hayatını kaybetmişti.
Türk yetkililer Amerikalı mevkidaşlarına, 2004-2005te yaşanan olaylardan hareketle, Şii milislerin baskılarının mezhep çatışmasını geri getireceği, bundan en fazla Türkmenlerin zarar göreceği uyarısını sürdürüyor.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezinin (ORSAM) saha araştırmalarına göre, tarihi Türkmen bölgesi Telaferin, haziran 2014te terör örgütü DAEŞ işgaline girmesine kadar ilçe sınırlarında yaklaşık 510 bin kişi yaşıyordu. Bu nüfusun yarıya yakını ilçe merkezinde bulunuyordu. DAEŞ işgalinden sonra ise ilçe merkezinin nüfusu göçlerle 50 binin altına düştü. Merkezdeki nüfusun tamamını Türkmenler oluşturuyor.
Şii koridoru PKK üzerinden yürür, Esede yaşam desteği verir
Türkiyenin ABDye ikinci uyarısı, İran-Irak-Suriye arasında kopan kara bağlantısını Haşdi Şabinin Telaferle kuracak olması.
DAEŞin Musulu işgaliyle Şii milislerin ve Irak toprakları üzerinden İranın Suriyeyle kara bağlantısı kopmuştu.
İlçenin sınıra teması, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzaniye bağlı peşmergenin kontrolünde.
Bu nedenle Şii milisler, müttefikleri PKKnın Sincardaki Suriye çıkışına ihtiyaç duyacak.
Haşdi Şabi milislerinin Suriyeye PKK üzerinden erişimi, İran ve Iraktan Beşşar Esed rejimine milis ve askeri lojistik naklini kolaylaştıracak.
Halihazırda, Türk istihbarat kuruluşlarının raporlarına göre PKK, Haşdi Şabi çatısı altında bölgedeki Yezidi vatandaşlardan örgütlediği bin civarında militan bulunduruyor.
Türkiye, ABD yönetimini İran-Suriye hattını güçlendirecek bu adım nedeniyle de uyardı.
PKK Sincarda kalıcı hale gelebilir
PKK militanları, Ağustos 2014te DAEŞi gerekçe gösterip Sincara girmiş ve çatışmalardan sonra ilçeye yerleşmişti.
IKBY ise örgütün Irak topraklarını terketmesini ve daha önce olduğu gibi kontrolün kendisine bırakılmasını istiyor.
Şii milislerin Telaferde güçlenmesi, komşu ilçesi Sincarda PKK karşısında IKBY varlığını zayıflatacak. Terör örgütü PKKnın Sincardaki varlığı kalıcı hale gelecek.
Ankara, Washington yönetimine, müttefik olmanın gereğini beklediğini ileterek, PKKnın Sincardaki varlığının kabul edilemez olduğunu bildirdi.
Yarıya yakını halen DAEŞte olan ilçede, merkez ve Suriye sınırındaki bölümü PKKnın elinde. Dağlık bölge ise peşmerge güçlerinde.
- Musuldan kaçacaklar Rakkada toplanabilir
DAEŞin güç kaynağı Rakka ve Musula eş zamanlı hamle yapılması Ankara için ayrı önem taşıyor.
Ankarada güvenlik bürokrasinin değerlendirmelerinde, iki noktaya eş zamanlı ve koordineli harekat düzenlenmesi halinde örgüte ölümcül darbenin çok daha hızlı vurulabileceği sonucuna varıldı.
ABDnin yalnızca Musuldaki operasyona ağırlık vermesi durumunda ise buradan kaçacak DAEŞ militanlarının Rakka ve hatta Bab ilçesine yığılmaları söz konusu olabilir.
Türkiye bu nedenle ABD yönetimini, Musulda attığı adımların, Suriyede Bab ilçesine yaklaşan Fırat Kalkanı Harekatı aleyhine dönmemesi uyarısında bulundu.
- Musul asıl sahiplerine verilmeli
Irak yönetiminin isteği üzerine Türkiye, 2015 başında Musulun Başika bölgesinde yerel gönüllülere askeri eğitim vermeye başlamıştı.
Bugüne kadar yaklaşık 3 bin kişi sıkı bir eğitimden geçirildi.
Tamamı Musullu olan gönüllüler, topraklarına dönecekleri günü bekliyor.
Ancak Şii grupların etkisindeki Irak hükümeti, eğitilenlerin Sünni olması nedeniyle gerek Musulda başlayacak büyük operasyona gerek sonrasındaki süreçte bu kimselere rol vermek istemiyor.
Amerikalı mevkidaşlarına, Irak ordusunun Musulu DAEŞe bırakıp kaçtığını hatırlatan Türk yetkililer, El Kaide benzeri terör örgütlerinin Şii milislerin fanatizminden de beslendiğini hatırlattı.
ABD tarafı ile görüşmelerde Musul Musullularındır vurgusunu yapmayı sürdüren Türk yetkililer, şehri kurtarma operasyonuna Başikadaki topçu birliklerinin destek vermeye hazır olduğunu bildirdi.