Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Özürlü Memur Seçme Sınavı’na (ÖMSS) ilişkin olarak, ’’60 bin engellimiz sınava girdi, tek tek takip ettik. Şimdi ÖSYM Başkanı’yla konuştuk, bir hafta içinde yerleştirmelerin bütün sistemini başlatacak’’ dedi.
Bakan Şahin, Şehitkamil Kongre Merkezi’nde düzenlenen ’’Özürlülerin Toplumsal Entegrasyonunun Geliştirilmesi Projesi Hibe Programı’’ tanıtım toplantısında, istihdamla ilgili boş kadroları çıkardıklarını, dünyada bir ilki başararak kendilerini test edip önemli bir ’’mutfak çalışması’’ yaptıklarını söyledi.
ENGELLİLERİN SINAVI
Engelli sınavlarında haksız rekabeti kaldırmak için 4 ay çalıştıklarını belirten Şahin, ’’Bütün engelli grupları aynı sınava giriyordu. Kendi içlerinde kategorize ettik. İşitme engelliler için almamız gereken kadroyu açtık ama standartları olmadığı için eleman yetişmediği için alınacak kimseyi bulamadık. 60 bin engellimiz sınava girdi, tek tek takip ettik. Şimdi ÖSYM Başkanı’yla konuştuk, bir hafta içinde yerleştirmelerin bütün sistemini başlatacak’’ diye konuştu.
Engellilerin ’’Sadaka değil iş istiyoruz’’ talepleri olduğunu hatırlatan Şahin, bu talebin çok doğru olduğunu söyledi.
Kişilerin işe yerleştirildiğinde oturduğu koltuğa değer katması, aklını, beynini ve eğitimini kullanarak o kuruma zenginlik kazandırması gerektiğini ifade eden Bakan Şahin, şöyle konuştu:
HAFTAYA İŞ BAŞI YAPIYOR
’’Benim telefonumla, ’lütfenlerle’ değil. ’Bu kadroları artıralım’ diye karşının ikna edilmesiyle değil. Karşı bize gelecek, ’Ben çok istifade ediyorum, bir engelsizden daha çok faydası var...’ Bu kadroda 10 bin açık varsa ’10 binini de doldurmak istiyorum’ diyebilmemiz için doğru yerleştirmeler yapmamız lazım. Doğru kişileri doğru koltuğa oturtmamız lazım. Onun için çalışıyoruz. İnşallah bunu da başaracağız.’’
Engelliler için önceki yıllarda hayırseverlerin yardımıyla bir şeyler yapılmaya çalışıldığını ancak bugün durumun değiştiğini, bu konuda mali sorun olmadığını belirten Şahin, şunları kaydetti:
’’Ama bugün ’para var’ diyoruz. Çok önemli bir şey. ’Mali sorunumuz yok’ diyoruz. Hibe programı, karşılıksız. Her kişinin en az 100 bin avro alacağı paradan bahsediyoruz. Bu ülkemizin geldiği durum açısından ne kadar önemli zenginlik. IMF’ye muhtaç olan bir hükümet, IMF’nin krizi aşması için mali destek veren ve bugün hibe programlarıyla engellimizin önündeki engeli aşmak için ’ben sana mali destek vereceğim’ diyen anlayışa dönüştü. Bu çok önemli. Hepimizin kazancı ama bu parayı doğru kullanmak da üzerimizdeki en büyük emanet, doğru projeler getirmek, yaşama dokunmak... Bu parayı laf olsun diye çarçur etme. O para bize büyük sorumluluk yüklüyor. Biz denetleyeceğiz, takip edeceğiz.’’