Türkiye’de beyaz eşya sektörünün temellerinin 1959 yılında daha sanayileşmenin henüz yeterli gelişmeyi sağlamadığı bir dönemde atıldığını anlatan Özcan Aydilek, ilk tesislerde günde 15 çamaşır makinesi üretilebilirken, gelinen noktada sektörün 1 dakikada 90 beyaz eşya üretimi yaptığını ifade etti.
Aydilek, sektörün üretiminin yüzde 75’inin sayısı 120’yi geçen ülkeye ihraç edildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
Beyaz eşya sektörü 2014 yılında üretimde 22 milyon 595 bin 875’le geçen seneye göre yüzde 3 civarında bir büyüme gerçekleştirdi. 2014 yılında ihracatta da yüzde 5 büyüme yakaladık. Ancak iç satış rakamlarımızda yüzde 2’lik düşüş oldu. Burada, yıl ortasına kadar yaşanan durgunluğun yanı sıra özellikle kredi kartına getirilen taksit kısıtlamasının etkili olduğunu düşünüyoruz.
ENERJİ VERİMLİ ÜRÜNLERİN KULLANIMINDA DESTEK ASLINDA TÜKETİCİLERE VERİLMELİ
TÜRKBESD Başkanı Aydilek, dernek olarak önem verdikleri konuların başında enerji verimliliğinin geldiğini ifade etti. Türkiye’de üretilen elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 24’ünün evlerde tüketildiğini, elektrikli ev aletlerinin de evlerde harcanan bu enerjinin yaklaşık yüzde 60’ını harcadığını belirten Aydilek, enerji verimli ürünlerin kullanımında desteğin aslında tüketicilere verilmesini istediklerini dile getirdi.
Aydilek, tüm buzdolaplarının A+++ enerji verimli muadilleri ile değiştirilmesi durumunda sağlanacak yıllık enerji tasarrufunun Keban Barajı’nın yaklaşık 2 yıllık enerji üretiminden fazlasına eşdeğer olacağına da dikkat çekti.
Enerji verimliliğiyle ilgili bilinçlendirme çalışmalarının önemine dikkat çeken Aydilek, hükümet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve en önemlisi de tüketicinin ortak bir şekilde hareket ederek ülke ve gelecek için enerji verimliliğini sağlaması gerektiğini söyledi.
Beyaz eşyanın lüks tüketim malı olarak sayılmaması gerektiğini ifade eden Aydilek, Bugün köylerimize gidin buzdolapsız bir ev göremezsiniz. O nedenle sanayide büyüme rakamlarının pek de iyi gitmediği bu dönemde piyasalar da hem reel anlamda hem de moral etkisi olacağına inandığımız ÖTV indirimini hükümetimizden bekliyoruz dedi.
Özcan Aydilek, avro/dolar paritesindeki gerilemenin sektöre yansımasının olumsuz olduğunu belirterek, İhracat rakamlarımızda bir gerileme olmasa bile pariteden dolayı dolar karşılığı düşük olacaktır. Çünkü sektör hammadde ithalatını daha çok dolarla yapıyor. İhracatın ise büyük çoğunluğu avroyla gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla paritenin gerilemesi bizi olumsuz etkiliyor. Öte yandan dolar kurunun böyle artmış olması bizim maliyetlerimizin üzerine önemli bir baskı oluşturuyor. Oysa sektör olarak yurt içindeki satış fiyatlarımızı artırmadık değerlendirmesinde bulundu.