IEA tarafından hazırlanan ’’World Energy Outlook 2012’’ raporunun, TÜSİAD işbirliğiyle gerçekleştirilen Türkiye tanıtımı toplantısında konuşan Birol, enerjinin dünyanın neresine gidilirse gidilsin bir numaralı tema olduğunu ve artık kimsenin enerji konularına vakıf olamama ve bu konuda politika geliştirememe lüksü bulunmadığını belirtti.
Küresel enerjinin temellerinin ciddi olarak değiştiğini ve bu değişimi gündeme getiren 3 faktör olduğunu kaydeden Birol; ’’Birincisi hiç beklenmedik sürpriz bazı ülkelerde önemli petrol ve doğalgaz artışları gündeme geliyor. Bu ülkelerin 3’ü çok önemli. ABD, Kanada ve Irak. İkincisi, bazı ülkeler nükleer politikasını değiştiriyor. Özellikle OECD ülkelerinde rüzgar nükleerin arkasından esmiyor. Bu da nükleerin azalması, onu ikame etmek için başka bir şeyin çoğalması demek. Üçüncüsü de dipten gelen dalga diyebileceğimiz enerji verimliliğine yönelik politikalar artan bir şekilde önem kazanıyor’’ diye konuştu.
Petrol fiyatlarının yüksekliği konusuna değinen Birol, ’’1 Ocak 2012 ile bugün arasında dünya ortalama petrol fiyatlarına bakıldığında tarihteki en yüksek petrol fiyatlarıyla karşı karşıyayız’’ dedi.
Doğalgazın dünyadaki sadece enerji değil ekonomik ve siyasi birçok dengeyi değiştireceğine dikkati çeken Birol, şu an Avrupa’daki doğalgaz fiyatları ABD’den 5 kat, Asya’dan ise 8 kat fazla olduğunu, bundan sadece 5 yıl önce ise bu 3 bölgedeki doğalgaz fiyatlarının eşit olduğunu söyledi.
Özellikle Ortadoğu’da birçok ülkenin fosil yakıtlara ciddi sübvansiyon verdiğini, bunun da fosil yakıtların ve karbondioksit emisyonlarını ciddi bir şekilde artmasına neden olduğuna işaret eden Birol, parlak bir geleceği olsa da dünya genelinde yenilenebilir enerji endüstrisinin zor günler geçirdiğini, son 10 yılda dünya yenilenebilir enerji yatırımları her sene artarken, ilk defa 2012’de düşüş görüldüğünü, buna bağlı olarak da karbondioksit emisyonlarında geçen sene tarihi bir yükselme olduğunu bildirdi.
Dünyada bugün 1,3 milyar insanın elektriği olmadığının altını çizen Birol, Türkiye’nin özellikle Afrika’da elektrik santrali yatırımlarına odaklanması çağrısında bulundu.
Birol, bundan sonra enerji projeleri yapılırken suyun o projeye yakınlığı veya uzaklığı önemli ekonomik kriterlerden biri olacağını tahmin ettiklerini söyledi.
’’10 yıl içerisinde ABD dünyanın 1 numaralı petrol ve gaz üretici haline gelebilecek’’
Dünyada enerji tüketimi merkezinin batıdan doğuya kaydığına dikkati çeken Birol, dünyadaki enerji dengeleri değişirken bunun esas tetikleyicisinin Amerika ve Kanada olacağını ifade etti.
Birol, ’’Bizim tahminlerimize göre, 2017 yılında ABD, Suudi Arabistan’ı geçerek dünyanın en büyük petrol üreticisi haline gelecek. ABD, doğalgaz da 2015 yılında Rusya’yı geçerek dünyanın en büyük doğalgaz üreticisi haline gelecek. Son 3-4 yılda ABD’nin petrol üretimi Kuveyt kadar arttı. Amerika’nın doğalgaz üretimi şu an Rusya’nın toplam ihracatı kadar arttı. 10 yıl içerisinde ABD dünyanın 1 numaralı petrol ve gaz üretici haline gelebilecek. Bu da bir çok denklemi ciddi şekilde değiştirecek’’ dedi.
Bu gelişmeler neticesinde yakın zaman içerisinde Amerika’nın artık Ortadoğu’dan petrol ithal etme zorunluluğu kalmayacağı öngörüsünde bulunan Birol, yakın bir zamanda Ortadoğu petrolünün yüzde 90’ının Asya’ya gideceğini, böylece Ortadoğu ve Körfez ülkeleri ile Pekin ve Yeni Delhi arasında petrole bağlı olarak önemli ticaret bağlantısı kurulacağını söyledi.
’’World Energy Outlook 2012’’ raporunda bu sene üzerine çalıştıkları Irak’ın, şu anda günde 3 milyar varil petrol ürettiğini, 2020’de bu rakamı 6 milyara çıkarabileceğini tahmin ettikleri aktaran Birol, ’’Eğer bu tahminler gerçekleşirse dünya petrol üretimindeki artışın yüzde 45’i sadece Irak’tan gelecek. Başka bir ifadeyle dünya petrol piyasasında her yeni 2 petrol varilinden biri Irak’tan diğeri başka ülkelerden gelecek’’ ifadelerini kullandı.
Özellikle Kuzey Irak olmak üzere Irak’ta çok zengin petrol yatakları bulunduğunu ve maliyetlerin de son derece düşük olduğunu anlatan Birol, Irak’taki bir varil petrolün maliyetinin Rusya’daki bir varil petrol maliyetinden 12 kat daha ucuz olduğunu söyledi.
Türkiye’nin Kuzey Irak ve bütün Irak ile ilişkilerini hızlı ve dengeli bir şekilde geliştirerek önemli kazanımlar elde edeceğinin altını çizen Birol, ’’Irak konusunda 5-10 yıl sonrasını düşünmek gerekiyor. Bu büyüme gerçekleşirse Irak’ın Gayri Safi Milli Hasılası 15 yıl içerisinde Suudi Arabistan’ın şu andaki Gayri Safi Milli Hasılasına eşit olacak. Yani 15 yıl sonra yanı başımızda zenginlik açısından bir Suudi Arabistan olacak. Bu da sadece enerji değil mühendislik, gıda hizmet, inşaat ve her türlü sektörde önemli deneyimleri olan Türkiye gibi bir ülke için bulunmaz bir fırsat. O bakımdan Irak’a yönelik enerji politikalarımız Türkiye’nin geleceği açısından son derece önemli’’ tespitinde bulundu.
Birol, Çin ile Irak arasında ciddi bir ilişki geliştiğine işaret ederek, Irak’tan 2 milyon varil petrolün Çin’e gideceğini ve Irak’ta petrol üretimindeki büyümenin yüzde 30’unun Çin şirketlerinin direkt veya indirekt olarak katıldığı sahalardan geleceğini belirtti.
’’Petrole bağımlı doğalgaz fiyatlarının süreci artık yakın bir zamanda miadını dolduracak’’
Dünyada doğalgaz alanında büyük değişimler olduğunu söyleyen Birol, şunları kaydetti:
’’4 yıl önce Amerika’da devrimler genelde güneyde olur ama bu sefer Kuzey Amerika’da sessiz bir devrim oluyor demiştim. O sessiz devrim şu anda çok sesli bir hale geldi ve herkesi etkiliyor. Bunun etkilediği 3 grup ülke var. Birinci gruptaki ülkeler tam anlamıyla ihya olacak. Şu anda dünyadaki mevcut doğalgaz ticareti son derece kısıtlı ama yeni oyuncuların gündeme gelmesiyle çok daha fazla ticaret olacak. Kayagazının üretimiyle ciddi üretim artışları olacak doğalgazda ve yeni üreticiler ortaya çıkacak. İhya olacak ülkeler Amerika, Kanada, Avustralya ve Polonya.
Bu gelişmelerden zarar görecek ikinci gruptaki ülkeler, mevcut geleneksel doğalgaz ihracatçıları. Mevcut gaz ihracatçıları iki yönden büyük baskı görüyorlar. Birincisi, daha önceki tahminlere göre hacim olarak daha az gaz ihraç edecekler. Çünkü gaz ihraç etmeyi düşündükleri bazı ülkeler artık kendileri gaz üretiyor, hatta bazıları ihracatçı olarak onlara rakip oldu. İkincisi ve daha önemlisi, gaz fiyatlarında ciddi indirimlere gitmek zorundalar. Başka bir kurtuluşları yok. Geleneksel gaz ihracatçıları piyasada kalmak istiyorlarsa fiyatları düşürmek zorundalar’’
Üçüncü gruptaki ülkelerin kaderinin ise ne yapacaklarına bağlı olduğunu belirten Birol, ’’Bizim gibi gaz ithal eden bu gruptaki ülkelerin ülkelerin kazanıp kazanamayacakları, doğalgaz piyasalarındaki gelişmeleri zamanında ve doğru olarak okuyabilmeleri ve buna göre strateji geliştirmelerine bağlı. Bütün opsiyonları değerlendirmek, mevcut ve gelecekteki gaz ithalat planlarını buna göre şekillendirmek lazım. Göreceksiniz, petrole bağımlı doğalgaz fiyatlarının süreci artık yakın bir zamanda miadını dolduracak ve daha çok pazar koşullarının gaz fiyatlarını yansıyacak’’ diye konuştu.
AA