Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Bazı çevreler bir taraftan bazı hizmetler konusunda Niye hizmet yok? diye dile getiriyorlar, diğer taraftan terör konusunda da en küçük bir söz söylemiyorlar. Niçin sivil halkın içine silahlı unsurların girdiğini, niçin bu iş dünyamızı, esnafımızı bu hale getirdiklerini sorgulamıyorlar. Burada da bir samimiyetsizlik var dedi.
Kültür Mahallesindeki et entegre ve kesim tesisi inşaatında incelemelerde bulunan Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıllık 18 bin ton et işleme kapasitesine sahip bu işletmede 100 kişinin istihdam edileceğini söyledi.
Doğu Anadolu ve Bingölün hayvancılık bölgesi olduğunu belirten Yılmaz, bu tür tesislerin bir taraftan sektörün gelişmesine katkı sunduğunu, diğer yandan vatandaşların sağlıklı, hijyen bir şekilde etten ve et ürünlerinde yararlanması için son derece önemli olduğunu vurguladı.
Tesisin maliyetinin 3 milyon lira olduğunu ve bunun yarısı için kırsal kalkınma kaynaklarından hibe desteği verildiğini aktaran Yılmaz, şöyle devam etti:
Önümüzdeki dönemde bu kırsal kalkınma fonları kapsamında bütün Türkiyede programlar uygulayacağız. Bingöl de bu anlamda bu programlardan faydalanmaya devam edecek. Bir taraftan Avrupa Birliği fonlarından sağlanan destekler var, bir taraftan da milli bütçemizden sağlanan destekler var. Bugüne kadar Bingölde bu milli bütçemizden sağlanan desteklerle projelerini gerçekleştirdi. Önümüzdeki dönemde yine milli bütçemizin payını inşallah daha da artırarak kırsal kalkınmaya destek olmaya devam edeceğiz.
Modası hiçbir zaman geçmeyecek bir sektör
Yılmaz, tarımın son derece önemli, stratejik, modası hiçbir zaman geçmeyecek bir sektör olduğunu dile getirdi.
Beslenmenin insanlığın tarihiyle başladığını ve bundan sonra da devam edeceğini söyleyen Yılmaz, Özellikle bu küresel ısınma, nüfus artışı ve tüketim kalıplarının değişmesi, bütün bunları düşündüğümüzde önümüzdeki dönemde 21. yüzyılda da en önemli sektörlerden biri tarım sektörüdür değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Yılmaz, tarım ve gıda sektörlerinde iyi olan ülkelerin hem ekonomik anlamda yarar sağladıklarını hem de kendi gıda güvenliklerini teminat altına aldıklarını anlattı.
Hükümet olarak tarıma büyük önem verdiklerine değinen Yılmaz, Tarımda son 13 yılda önemli atılımlar gerçekleştirdik. Katma değeri daha yüksek bir tarım sektörünü oluşturmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz ifadelerini kullandı.
Yılmaz, gıda sektörünü geliştirmeye yönelik politikaları uygularken istihdamı da artırdıklarını belirtti.
Terör olayları
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bir taraftan kamu ve özel sektör yatırımlarını artırmaya çalışırken diğer yandan terör olaylarında uğraşmak durumunda kaldıklarına değinen Yılmaz, Türkiyenin 30-40 yıldır terör belasıyla uğraşan bir ülke olduğunu dile getirdi.
Terörün en büyük bedelini bu bölgelerde yaşayan insanların ödediğini vurgulayan Yılmaz, bölgede iş adamları, ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları ile esnaf ve sanatkarlar odalarının başkanlarıyla görüştüklerini bildirdi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bütün bu arkadaşlardan dinlediğimiz, gördüğümüz, sahadan da gördüğümüz şu; terör gerçekten çok büyük maliyetler üretiyor. Özellikle iş dünyası, yatırımlar üzerinde çok ciddi olumsuz etkileri var. Esnaf ve sanatkara büyük zararlar veriyor. Bunu da hep birlikte görüyoruz gerçekten. Bunun sonucunda da işsizliğe maalesef etkisi oluyor, işsizliği, yoksulluğu artırıyor. Sonuçta bedeli burada yaşayan işsiz insanımız, gencimiz ödüyoruz. Bir taraftan terörle kararlı bir şekilde mücadele ederken, halkımızın emniyetini pekiştirirken, diğer taraftan da yatırımlara destek olmaya, esnafımızın, iş adamımızın yanında olmaya devam edeceğiz.
Yılmaz, terör olaylarından etkilenen ve yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kalan vatandaşların sıkıntılarının giderilmesi için önlemler alındığını ve bu konuda valiliklere, kaymakamlıklara gerekli talimatın verildiğini söyledi.
Vatandaşların terör olaylarından en az etkilenmesi için büyük gayret gösterildiğini bildiren Yılmaz, şunları kaydetti:
Türkiye bu hadiseleri de geride bırakacak. Kardeşliğin, eşit vatandaşlığın, demokrasinin, temel hakların güçlendiği bir ortamda, çok daha emniyetli bir ortamda bu bölgelerimiz kalkınma sürecini hızlandıracaktır inşallah. Bu terör eylemlerini yapanların bir amacı da maalesef bu bölgelerimizin kalkınmaması, gelişmemesidir. Burada da bir samimiyetsizliğin altını çizmek istiyorum. Bazı çevreler bir taraftan bazı hizmetler konusunda Niye hizmet yok? diye dile getiriyorlar, diğer taraftan terör konusunda da en küçük bir söz söylemiyorlar. Niçin sivil halkın içine silahlı unsurların girdiğini, niçin bu iş dünyamızı, esnafımızı bu hale getirdiklerini sorgulamıyorlar. Burada da bir samimiyetsizlik var. Gerçekten de hep birlikte bakın; siyasi görüşümüze bakmaksızın, hangi partiye oy vermişsek verelim ona hepimizin saygısı var. Biz siyasi partileri birbirinin düşmanı değil rakipleri olarak görüyoruz. Her siyasi görüşü de saygılıyız ama bütün siyasi partilerin halkın menfaatleri, halkın emniyeti konusunda bir noktaya gelmesi, ortak tavır sergilemesi lazım. Halen terörü lanetlemeyen, dışlamayan, teröre laf edemeyenlerin de demokratik bir siyaset yapması ne kadar anlamlıdır? Bunu da halkımızın takdirine bırakıyorum. Tavrımız açıktır. Terörle, suç işleyen herkesle mücadeleye devam edeceğiz. Bir taraftan da halkımızı kucaklamaya, demokrasimizi, ekonomimizi geliştirmeye de devam edeceğiz.