Diyarbakırın-Siverek arasında bulunan, Viranşehir, çınar, Hilvan ilçelerini kapsayan 1919 rakımda yaşayan Karacadağlı Göçerlerin üretim olanakları giderek daralıyor. çeltik ve hayvancılıkta üretiminde, geçmiş yıllarda Türkiye için büyük bir öneme sahip olan Karacadağda yaşanankuraklık nedeniyle açılan sondaj kuyuları kaynak sularının kurumasına neden oldu. Hayvancılık konusunda Karacadağ köylülerine hükümetin yaptığı tek yardım, hayvanların kulağına küpe takarak onları kayıt altına almak. Hayvancılık ve çeltik üretimi bitme noktasına gelince, baharla birlikte köylüler fındık ve sebze tarlalarına batı illerine gitmek zorunda kalıyor.
BÖLGEDE HAYVANCILIK BİTTİ
Diyarbakırda bir dönem hayvancılığı ve koçerleri ile anılan, çeltikten üretilen pirinciyle adından söz ettiren Karacağda, şu an hayvancılıkta, çeltik üreticiliği de can çekişiyor. Karacadağda bulunan Dişlibaşak köyü muhtarı Mehmet Arslan, bölgede pirinç üretiminin durma noktasına geldiğini, şu anda kıt kanaat şartlarda hayvancılıkla Karacadağ bölgesindeki köylülerin geçimini sağlamaya çalıştığını söyledi.
Hayvancılık konusunda bir destek görmediklerini, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün sadece hayvanlara küpe takarak bunları kayıt altına aldığını belirten muhtar Arslan, Yem ve hayvanların hastalığı konusunda bir tek yardım almıyoruz. İlaç ve ucuz yem versinler dedi.
10 ton samanı 2 bin 500 TLye, Arpanın kilosunu 75 kuruşa aldıklarını, ancak sütün litresini 1 liraya satabildiklerini belirten Arslan, Burada koyunların çiftini 700 TLye satıyoruz. Keçilerin çifti daha ucuza gidiyor. Bazen hastalık baş gösterdiğinde ya da yem almada zorlanan köylüler, koyunun çiftini 300 TLye kadar satıyor. Hayvancılık için köylere bir yatırım yapılmadığı için köylü şu an sadece geçimini sağlamak ve karnını doyurabilmek için hayvancılık yapıyor şeklinde konuştu.
PİRİNç TARLALARI KURULDU
Karacadağ bölgesinin hayvancılıkla anıldığını ve eskiden hem hayvancılık hem de su bol olduğu için pirinç yetiştirildiğini kaydeden muhtar Mehmet Arslan, ancak pirinç ekiminin gittikçe azaldığını söyledi. Gelişi güzel sondajların açılması ile kaynak suların kuruduğunu ve pirinç tarlalarının su olmadığı için yok olmaya başladığını kaydeden Arslan, Su kanalları kurudu. Karacağda yazın artık su bulamazsınız. Su kanallarının kurulmasını istiyoruz. Karacadağda eskisi gibi su olsa, mısır, buğday, pirinç ekilir, hayvanlar için yonca ekimi yapılır. Ancak şimdi su olmayınca hem pirinç tarlaları azaldı, hem de diğer tahılların üretimi yapılmıyor. Böyle olunca da eskiden kendi kendine yeten Karacadağ köylüleri karnını doyuramıyor dedi.
GENçLER PAMUĞA, FINDIĞA GİDİYOR
Hayvancılık ve çeltik üretiminde gelinen nokta, köylüleri açlık sınırına getirmiş. Köylüler, yaşamlarını sürdürebilmek için her yıl Mart ayı ile birlikte Türkiyenin değişik illerine ırgatlık yapmaya gidiyor. İş olmadığı ve geçimlerini sağlayacak bir uğraş olmadığı için özellikle köylerde yaşayan gençlerin her yıl batı illerine çalışmaya gittiğini belirten muhtar Arslan, çukurovaya pamuk tarlalarına, portakal bahçelerine çalışmaya gidiyorlar. Aynı şekilde Bursa, Hatay, Erzin, Sakarya gibi kentlerde yeşil soğan, havuç, salatalık tarlalarında çalışmaya, Karadenize ise fındık toplamaya gidiyorlar şeklinde konuştu.
Tarlalarda ırgatlık iş bulan Karacadağ köylüleri, bir nebze de olsa karınlarını doyururken, bu ayrıcalıklı işi bulamayanlar gençler ise inşaatlarda çalışmanın yolunu tutuyor. Bir dönem Diyarbakırın hayvancılık ve çeltik merkezi olan Karacadağ, ulusal medyanın her yıl Karacadağda şalvarla kayak yaptılar haberleriyle Ocak-Şubat aylarında gündeme gelse de, Karacadağ köylüsünün içler acısı ise henüz tam olarak dile getirilmemiş.