çelik, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2016 yılı bütçesi üzerinde Hükümet adına yaptığı konuşmada, mera alanlarının daralmadığını, 1998 yılında 12,3 milyon hektar mera alanının bugün 14,6 milyon hektara çıktığını söyledi. Türkiyenin tarım sektöründe önemli başarılar elde ettiğini ifade eden çelik, milletvekillerine tarım ve hayvancılıkla ilgili rakamsal veriler hakkında bilgi verdi.
Gıdaların güvenliğini önemsediklerini,134 gıda kontrol laboratuvarının gece gündüz çalıştığını, 2015 yılında gıda üretim, satış ve toplu tüketim yerlerinde 735 bin denetim yapıldığını, 65 milyon lira idari para cezası uygulandığını, 92 firma hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu anlatan çelik, ayrıca 4 yılda sağlığa zararlı gıda üreten, taklit ve tağşiş yapan 418 firmanın 818 ürününün kamuoyuna teşhir yapılarak ifşa edildiğini söyledi.
çelik, 1961-2002 yılları arasında 450 bin hektar arazi toplulaştırılması yapılırken 2003-2015 yılları arasında 4,6 milyon hektar alanın toplulaştırıldığını anlattı. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını önlemeye dönük arazi kullanım planlaması çalışmalarına bu yıl içinde başlıyoruz diyen çelik, büyük tarımsal ovaların belirlenerek koruma önlemlerinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmalarda son aşamaya geldiklerini, bu kapsamda 106 ovanın sınırları çizilerek ön incelemeye açıldığını dile getirdi.
Tohumculuk sektörünün sağlanan desteklerle önemli gelişmeler kaydettiğini ifade eden çelik, 2015te 896 bin ton tohum üretimi, 100 milyon dolar üzerinde tohum ihracatı gerçekleştirildiğini bildirdi.
Organik tarımda önemli mesafeler alındığını, 2015 yılında binde 3 olan organik tarım alanını yüzde 2ye çıkardıklarını, 10 yıl içinde yüzde 5e çıkarılmasını hedeflediklerini belirten çelik, hayvancılığın kaba yem ihtiyacının karşılanması amacıyla verdikleri desteklerle yem bitkileri ekim alanının 2014 yılında 2,6 milyon hektara ulaştığını söyledi.
çelik, TARSİM kapsamında çiftçilere yönelik önemli çalışmalar gerçekleştirildiğini ancak kapsamın genişletilmesiyle ilgili çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti.
-Buğdayı almışız, aynen Hollanda örneğinde olduğu gibi işlemişiz
çelik, Yemde alınan yüzde 8lik KDV uygulamada yok eleştirisinin doğru olmadığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
Süt yeminde yüzde 5, besi yeminde yüzde 5, etlik piliç yeminde yüzde 7, yumurta yeminde yüzde 8lere varan bir indirim var. Ayrıca, gübrede de yüzde 14, yüzde 18, yüzde 16, yüzde 24, yüzde 21, yüzde 22 KDV sonrasındaki olumlu, çiftçi lehine gelişmeleri de belirtmek istiyorum. Karma yemde üretim 5,2 milyon tondan 20 milyon tona ulaşmış bulunuyor. Şu anda karma yemde 20 milyon tona ulaşmış bulunuyoruz. İthalata baktığınız zaman 2,6 milyon tondan 6,9 milyon tona ulaşmış ithalatımız. 2015 yılında 26 milyon ton saman üretilmiştir, 22 bin ton da ihraç etmişiz.
Tarımda ihracat ve ithalat mukayesesi yapıldığına dikkati çeken çelik, 2003-2015 yılları arası toplam 151 milyar dolar ihracat yapmışız. İthalatımız 98 milyar dolar. Arada 53 milyar dolarlık bir farkın olduğunu belirtmek istiyorum. 2002 yılında 161 ülkeye bin 480 çeşit tarım ve gıda ürünü ihraç ederken, 2014 yılında 190 ülkeye bin 707 çeşit. Ülke sayısında 29 artış var, 227 çeşitte de artış olduğunu belirtmek istiyorum dedi.
çelik, Hollandanın ürettiği ürünü ihraç etmediğini belirterek, Hollanda ithal ediyor, işleyip ürünü satıyor. Hollandanın tarımsal hasılası 14,5 milyar dolar. Hollanda, 70 milyar dolar tarımsal ithalat yapıyor, 108 milyar dolarlık da tarımsal ihracat yapıyor. Yani tarımsal hasıla ile ihracat ve ithalatı karıştırmayalım. Burada tarımsal ham maddeyi alarak mamul madde halinde bunları ihraç ettiğini görelim diye konuştu.
Türkiyede 2002-2015 yılları arasında 38 milyon ton buğday ithal edildiğine vurgu yapan çelik, bunun karşılığında 11,7 milyar dolar para ödendiğini kaydetti. çelik, aynı dönemde buğdaya dayalı mamul ihracatının 47 milyon ton olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
Buğdayı almışız, aynen Hollanda örneğinde olduğu gibi işlemişiz, 38 milyon almışız, 47 milyon tonu ihraç etmişiz. Biz buğdayda net ihracatçı olduğumuzu çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Un ihracatındaysa 2002 yılında 11. sıradaydık, şu anda un ihracatında birinci sıradayız ve 118 ülkeye un ihracatımızı gerçekleştiriyoruz. Makarna ihracatında 7. sıradaydık, bugün makarna ihracatında İtalyadan sonra 2. sıradayız ve 145 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Pirinç üretimimiz 2002 yılında tüketimin yüzde 37sini karşılarken, 2002 yılında pirinç üretimimiz tüketimin yüzde 37sini karşılarken bugün ürettiğimiz pirinç yüzde 74ünü karşılamaktadır. 2002 öncesi et ithalatımızın olmadığı söylendi. 1986-1996 yılları arasında 232 bin ton et, 1 milyon 462 bin büyükbaş kasaplık hayvan ithal edilmiş. 1987-2002 yılları arasında 265 bin baş damızlık hayvan ithal edilmiş. 2002 yılında kişi başına et tüketimimiz 6 kilogramken, bugün 14 kilograma gelmiş bulunuyor.
-TMOda herhangi bir mali sıkıntı söz konusu değil
çelik, tarımsal desteklere de değinerek, bütçeden tarıma ayrılan kaynağın sadece tarımsal destekler olmadığını, TMO alımları, kredi sübvansiyonu, ihracat desteği, tarımsal sulama yatırımları gibi bir çok kalem bulunduğunu hatırlattı.
14 milyarın ötesinde de birçok destek var. Bunları topladığınız zaman, bizim gayrisafi yurt içi hasılamız 1 trilyon 963 milyar lira, verdiğimiz bu desteklerin toplamı ise 19 milyar 592 milyon lira. Orana baktığınız zaman, 2014 yılında 1,03, 2015 yılında ise yüzde 1 olduğu net bir şekilde görülecektir sözlerine yer veren çelik, OECDnin 2014te Türkiyede tarımsal desteğin gayrisafi yurt içi hasıla içerisindeki oranı yüzde 2,3tür dediğini hatırlattı.
çelik, Vallahi, benim suçum yok, bunu OECD söylüyor. TMO, buğday, mısır ve çeltikte üretim rekorlarının kırıldığı 2015-2016 döneminde 178 bin üreticiden toplam 5,6 milyon ton ürün alımı gerçekleştirerek karşılığında üreticilere 4,2 milyar TL ödemede bulunmuştur. TMOda herhangi bir mali sıkıntı filan söz konusu değil ifadesini kullandı.
Okul sütü programının 5 yıldan beri sürdüğünü ve devam edeceğini aktaran çelik, arz fazlası sütle ilgili şu bilgiyi verdi:
Arz fazlası süt var. Dönem itibarıyla şu anda laktasyon dönemi olduğu için bu dönemde birkaç ay süt fazlası olacak. 1 lira 15 kuruşu, 115 kuruşu ben belirlemedim. Burada, Süt Konseyinde üreticiler ve sanayiciler var, hep birlikte oturdular 1 lira 15 kuruş olacak sütün fiyatı. Bizim Bakanlık olarak hiçbir dahlimiz yok. Süt üretimi 18,6 milyon tona çıkınca, arz fazlası çiğ sütün süt tozuna dönüşmesi için biz desteğimizi artırdık. Süt tozuna dönüştürün, 3 bin lira alıyordunuz, biz size ton başı 4 bin 500 lira süt tozuna destek verelim. Hiçbir problem yok. Arz fazlasını süt tozuna dönüştüreceğiz ve böylece üreticinin mağduriyeti olmayacak. Burada 75 kuruş filan söylendi, böyle bir fiyat yok. Ben Balıkesir İl Müdürünü arattırdım, böyle bir fiyatın olmadığını da arkadaşların özellikle bilmesini istiyorum. 115 liranın altında sütü satmaya karar alanların hakkı yoktur. Ben bunu söylediğim zaman serbest piyasaya müdahale deniyor. Böyle bir şey yok. Ne et fiyatını biz belirliyoruz ne süt fiyatını belirliyoruz.
Diyalogdan yanayız, birlikte oturup birlikte karar alıyoruz. 78 milyona kimsenin zulmetmeye, alın teriyle güneşin altında kavrulan çiftçiye kimsenin zulmetmeye hakkı yoktur. Ayrıca ilk kez süte bir destek daha verdik. Islak süt ürünlerinin ihracatını ilk defa teşvik kapsamına aldık. Yani peyniri ve benzeri ürünleri ihraç edenleri de bu destek kapsamına aldık. Madem bunu istismar ediyor birileri, Et ve Süt Kurumu bir müdahale kurumu, ama henüz birkaç aylık bir zamana ihtiyacı var. Süt fazlası olanlar, sütünüzü süt tozuna dönüştürün, Et ve Süt Kurumu olarak, Bakanlık olarak biz alacağız. Var mı başka yapan? Ne söyleyeceksiniz? Önümüzdeki bu 3-4 aylık dönem içerisinde buna desteği verin, biz sorunu çözeceğiz. Verdik desteği, yeterli değilse biz alıyoruz. Kimse üreticiyi istismar etmesin, mağdur etmeye kalkmasın. Biz o alnı ve eli öpülecek çiftçiden yanayız, yana olmaya devam edeceğiz.
-Yeni personel alımı
çelik, destek politikasıyla ilgili olarak, Önümüzdeki dönem içerisinde destek politikalarının etki analizi çerçevesinde bir kez daha ele alıyoruz. Yani çok kalem destekten çıkıyoruz, daha daraltılmış, sayısal anlamda az, çiftçinin eline ne geçtiğini bileceği bir destek politikasını önümüzdeki dönemde açıklayacağız. Havza bazlı alan desteğini 1 Ocak 2017den itibaren devreye koyacağız. İdari yapıda önemli değişiklik yapıyoruz, artık Türkiyede her tarım işletmesinin bir teknik elemanı olacak sözlerine yer verdi.
Hayvancılıkta yetiştirici, besi ve süt bölgeleriyle ilgili çalışmaları sürdürdüklerini anlatan çelik, TİGEMde tohum ve damızlık çalışmalarına ağır vereceklerini belirtti. Lisanslı depoculuğa geçerek ürün borsasını hızlı bir şekilde kuracaklarını anlatan çelik, tarım ürünlerini gereksiz tartışmalardan çıkaracaklarını, piyasadaki raf ve tarla fiyatlarıyla ilgili denetim ve çalışmalarını da devam ettireceklerini söyledi.
çelik, çalışmaları 72 bin 515 personelle yürüttüklerine işaret ederek, Buradan gıda mühendislerine, ziraat mühendislerine, veterinerlere söylüyorum, 2071 personeli de şimdi alacağız. Mühendislerimizi bu kısa dönem içerisinde alacağız. Ayrıca bize ilgili kuruluşlar çerçevesinde de bin tane elemanı alacağımızı belirtiyorum dedi.