Türkiye genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve fiyat artışları, vatandaşlar arasında ciddi endişelere neden oluyor. Özellikle son dönemdeki fahiş fiyat artışları, halkın günlük yaşamını olumsuz etkiliyor ve ekonomik belirsizliklerle mücadele etmeyi zorlaştırıyor.
Fahiş fiyat artışlarının önlenmesi için zabıta, maliye ve mali polisin daha etkin ve sıkı çalışması gerektiğini vurgulayan halk, ürünlerin nereden geldiği, kaçtan alındığı ve ne kadara satıldığının daha sıkı incelenmesini talep etti.
KİRA, YAKIT VE GIDA SEKTÖRLERİNDE SIKI BİR DENETİM OLMALI
Fahiş fiyat artışlarının önlenebilmesi için denetim mekanizmasının adil ve sıkı bir şekilde çalıştırılması gerektiğine dikkat çeken Muhammed Karakuş, Özellikle yakıt başta olmak üzere, herkes piyasadaki yükselişleri göz önünde bulundurarak kafasına göre fiyat artışı yapıyor. Kira, yakıt ve gıda sektörlerinde büyük bir denetim olmalı. Şayet denetim olmaz ve serbest piyasa denilerek kişilerin insafına bırakılırsa, kötü gidişatın karşılığı olur. Kamuda nasıl tasarrufa gidildiyse, piyasalar da denetim altına alınmalı. Salgın ve deprem sonrası etkiler yeni yansımaya başladı. Artık her gün zam var. ifadelerini kullandı.
AZ DA ALAN çOK TA ALAN FAHİŞ FİYATLARDAN ŞİKAYETçİ
Fahiş fiyat artışlarının önüne geçmek için yapılan çalışmaların yetersiz olduğuna dikkat çeken İrfan Altunç, Fahiş fiyat artışlarını önlemek için zabıta, maliye ve mali polisin daha çok çalışması ve daha fazla inceleme yapması gerekiyor. Hangi ürün geldi, kaçtan geldi ve ne kadara satıldı? Bunların daha sıkı incelenmesi ve denetimlerin yapılması gerekiyor. Serbest piyasa olduğu için herkes istediği fiyata satabiliyor, olan da vatandaşa oluyor. Her an fiyatlar yükselebiliyor, yükselen fiyatlara kim yetişebiliyor? Az alan da çok alan da fahiş fiyattan şikayetçi. Bugün domates 30 TL, çilek 85 TL, vatandaşın yapabileceği bir şey yok. Devletin fiyat artışlarını denetimlerle engellemesi gerekiyor. şeklinde konuştu.
DENETİMLER çOK YETERSİZ, DAKİKA BAŞI ETİKETLER DEĞİŞİYOR
Sürekli artan ürün fiyatlarının önüne geçilebilmesi için caydırıcı cezaların uygulanması gerektiğini ifade eden İlhami Nergiz, Denetim çok yetersiz. Dakika başı etiketler değişiyor. Üç gün önce aldığınız bir ürünü bugün aynı fiyata alamıyorsunuz. Enflasyon rakamları zaten ortada. Ukrayna, Rusya ile savaşmasına rağmen Rusyada enflasyon yüzde 17, ama Türkiyede yüzde 80. Bu nereye kadar gidecek? Bir kilo zeytin 300 lira. AK Parti neden kaybetti? diye soruyorlar. Millet bir kilo zeytin alamıyor, nasıl kaybetmesin? Bu israf nereye kadar sürecek? Vatandaşın dayanacak gücü kalmadı. şeklinde tepkisini dile getirdi.
ÜLKEDE HAYAT PAHALILIĞI YOK! İSRAF, GEREKSİZ HARCAMA VE TÜKETİM VAR
Türkiyede hayat pahalılığının yaşanmadığını, ancak israfın arttığını ve dayanışmanın azaldığını ifade eden Afife Evin, Asgari ücret o zaman 2 bin liraydı, şimdi 17 bin lira. Evde 3 kişi çalışsa, birinin parasını yesinler, ikincisinin parasını kiraya versinler, diğerini de birikim yapsınlar. Bugün bir koltuk takımı alınıyor, aradan bir ay geçmeden çöpe atıp yenisini alıyorlar. Para olmasa neden alsın ki? Bu ülkede kimse fakir değil. Bazı insanlar çocuklarını çalıştırmaya kıyamıyor ama ekmek olmadığından şikyet ediyor. çocuklarını çalıştır, sen de ekmeğini ye. İsraf etmeyin; her ay bir ayakkabı, bir gömlek almayın, idare etmesini bilin. Aksi halde çeşme gibi para da olsa dayanmaz. Eskiden bir kişi on kişiye bakardı, şimdi ise kimse kimseye yardım etmiyor. Bir çivi çaksa, bin lira para ister. şeklinde düşüncelerini aktardı.