Yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Diyarbakır’da İlahiyat Eğitim, Kültür ve Sağlık Vakfı tarafından ’’Selahaddin Eyyubi Üniversitesi’’ adıyla bir vakıf üniversitesi kurulmasını öngörüyor. Üniversite; iktisadi ve idari bilimler, mühendislik ve mimarlık, ilahiyat ve sağlık bilimleri fakülteleri, sosyal bilimler, fen bilimleri ve sağlık bilimleri enstitüleri ile meslek yüksekokulundan oluşacak. Üniversite bünyesinde bir de ’’Yerel Diller Enstitüsü’’ kurulacak.
TBMM Genel Kurulu’nda, Diyarbakır’da ’’Selahaddin Eyyubi Üniversitesi’’ adıyla bir vakıf üniversitesi kurulmasını öngören yasa tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Tasarısı AK Parti ve BDPli Milletvekillerin karşılıklı sataşmaları arasında onaylandı.
Diyarbakıra ikinci üniversite
Bu kanun ile İhtiyat Eğitim, Kültür ve Sağlık Vakfı tarafından Diyarbakır’da Selahattin Eyyübi Vakıf Üniversitesi adıyla bir üniversite kurulacak. Kurulacak üniversite, iktisadi ve idari bilimler, mühendislik ve mimarlık, ilahiyat ve sağlık bilimleri fakülteleri ile sosyal bilimler, fen bilimleri ve sağlık bilimleri enstitülerinden oluşacak. Ayrıca üniversite bünyesinde, yerel diller enstitüsü ve meslek yüksek okulları da kurulacak.
Buarada Tasarı üzerinde MHP ve CHP grubu adına yapılan konuşmaların ardından, AK Parti ve BDPli bölge milletvekillerinın kişisel görüşlerini açıklamaya yönelik konuşmaları gergin geçti.
-’’Kasıtlı olarak geri bırakıldı’’-
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Diyarbakır’ın tek üniversitesi olan Dicle Üniversitesi’nin kurulmasının üzerinden 40 yıl geçtiğini, ancak 3 yıl öncesine kadar öğrenci sayısının 12 bin olduğunu, bu yıl 24 bine çıktığını anlattı. Konya ve Eskişehir’deki üniversitelerin öğrenci sayısının 100 bin civarında olduğunu hatırlatan Tan, Dicle Üniversitesi’nin kasıtlı ve bilinçli olarak geri bırakıldığını, derin yapılanmaların gözetimi ve kontrolü altında tutulduğunu iddia etti.
Dicle Üniversitesi’nin kentin sosyal ve siyasal dokusuyla ilgili hiçbir çalışmayı yapmadığını ifade eden Tan, ’’Dicle Üniversitesi kentte sanki Patagonya Üniversitesi gibi... Hiçbir konuya ilgi duymaz, dini konularla ilgili çalışma yapmaz, şehrin dinamiklerine küs. Cemaatler koalisyonu olarak yönetilen üniversite, bölgedeki alt üst oluşun dışındadır. Bazı konular Bingöl ve Tunceli üniversitelerine havale edilmiştir. Mardin Artuklu Üniversitesi’nin yapmak istediği çalışmaların da önü kesiliyor. Devlet, Diyarbakır’da 100 bin kişilik bir üniversite kitlesini kendi siyasetine tehlike olarak görmektedir’’ diye konuştu.
Tan, yeni üniversite bünyesinde ’’Yerel Diller Enstitüsü’’ kurulacağına işaret ederek, ’’Yerel dil ne demek? Bunu, Kürtlere hakaret olarak görüyoruz’’ dedi.
-İçten ile Kaplan tartıştı-
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, tasarı üzerinde kişisel görüşlerini ifade ederken, Diyarbakır’da üniversite sayısının kısa sürede 4’e ulaşacağını belirterek, 3 yılda 60 bin öğrencinin kente geleceğini söyledi.
’’AK Parti olarak yeni bir medeniyet inşa ediyoruz’’ diyen İçten, AK Parti iktidarına kadar ’’Kürtler bizimle eşit değil’’ denildiğini, ancak kendilerinin ırk, din, dil ayırımı yapmadan ülkeye hizmet ettiklerini vurguladı. İçten, ’’Kimsenin kimseden üstünlüğü yok. Herkes haddini, eşit olduğunu bilecek’’ dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve BDP’li Meclis üyelerinin okul ve üniversite açılmasına karşı çıktığını, bu amaçla imar planlarında değişiklik yaparak okul yerlerini konut ve ticari alan olarak değiştirdiğini ileri süren İçten, kendilerini Diyarbakır halkına şikayet ettiğini söyledi.
Daha sonra söz alan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise İçten’in sözlerini eleştirerek, ’’Dicle Üniversitesi’ne ilk tırpanı vuran sizsiniz. Milletvekili adayınızı oraya rektör yaptınız, sizin görüşünüzde olmayan akademisyenleri tasfiye ettiniz. Hangi okulu ve üniversiteye karşı çıktık? Osman Baydemir’in elini öpmen gerekir. Kendisi en başarılı belediye başkanı. Türkiye’nin en güzel hayvan barınağıyla dünyaya örnek olmuştur. Siz insanları idare edemiyorsunuz’’ ifadelerini kullandı.
İçten, Baydemiri eleşterdi
Sataşma gerekçesiyle söz alan İçten ise ’’Ancak çok güzel bir hayvan barınağı yapar, başka bir şey yapmaz. Diyarbakır’ı pislik götürüyor. Önce sokakları temizleyeceksiniz. Kimlerin plan tadilatı yaptığını belgelerle ortaya koyarız. Okulları yaptırmayan sizlersiniz’’ dedi. Kaplan ile İçten’in yerlerinden birbirine laf atmayı sürdürmesi üzerine Başkanvekili Güldal Mumcu, milletvekillerini uyararak tartışmayı sona erdirdi.
Irkçılık tartışması
Öte yandan, CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner, ’’Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için varız. Türk, Kürt ikizdir’’ dedi. Bu sırada AK Parti sıralarından, ’’Birgül Ayman Güler öyle demiyor’’ şeklinde söz atıldı. Öner ise ’’Birgül Ayman Güler de çok doğru söyledi. Türk ulusu ile Kürt milliyeti bir değildir. Türk ulusuyla Türk milliyeti de bir değildir. Türk, Kürt ikizdir. Cumhuriyeti kuranlar kardeştir’’ diye konuştu.
Önerin, ’’Birgül Ayman Güler de doğru söylüyor’’ sözlerine, AK Parti ve BDP sıralarından tepki geldi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, Öner’e yönelik, ’’Kaç sefer Diyarbakır’a geldin kardeşim. Sen Diyarbakır’ı biliyor musun? Sen Kürt müsün? Diyarbakır’da niye yoksun? Tabela partisisin. Oy bile alamazsınız. Sizler, bizleri 1925’lerde de 37’lerde de 57’lerde de terk ettiniz. O günden beri Diyarbakır’a giremezsiniz. Girebilmek için abdest alman lazım senin. Biz seninle eşit değiliz, elhamdülillah. Zaten ben seninle eşit olmak istemem. Biz bu ülkenin sahibiyiz’’ dedi.
Yeniden söz alan CHP’li Öner, kendisinin Gercüş Kaymakamlığı yaptığını, Diyarbakır’a gittiğini ifade etti. Öner, İçten’e yönelik, ’’Diyarbakır’a çok gittim. Diyarbakır senin babanın malı mı? Diyarbakır, Tunceli, İzmir, Ankara hepimizin’’ dedi.
Öner, görevleri sırasında hiç kimseye haksızlık yapmadığını ve yaptırmadığını belirterek, ’’Ben bir silah tüccarı değilim. Silah tüccarları hangi yasa önerilerini bu Meclis’e sundular, onu iyi biliyoruz. Onlardan birinin adı da Sayın Cuma İçten’dir’’ dedi.
-’’Sizin gibi kafatasçı değiliz’’-
Tartışmaların devam etmesi üzerine, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, oturuma ara verdi. Genel Kurul’daki tartışma, aradan sonra da devam etti.
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, CHP’yi ırkçılık yapmakla suçladı. İsmet İnönü’nün 1925 yılında yaptığı bir konuşmadan da örnek veren Sakık, şunları söyledi.
’’Siz Cumhuriyetin kuruluşunda bugüne kadar ırkçısınız, milliyetçi ve tekçisiniz. Halka zulmeden bir gelenekten geliyorsunuz. Her gün burada, atalarınızın söylediklerini sizin yüzünüze vuracağız. Ya geçmişte yapılanlardan dolayı Kürt halkından, diğer halklardan özür dileyeceksiniz ya da her gün bizi karşınızda göreceksiniz.
Çanakkale’ye bakın. Orada sadece sizin atalarınız savaşmadı. Sonradan bu ülkeyi kendisine vatan edenler, Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz. Haddinizi bileceksiniz. Oradan gelip, hele dağdan gelip bağcıyı kovma hakkına sahip değilsiniz. Hiç kimsenin bir tek halka hakaret etme hakkı yoktur.’’
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ise Sakık’ın konuşmasını eleştirirken, ’’Meclis kürsüsüsün böylesine iğrenç, utanmaz, ahlaksızca ifadelerle işgal edilmesini kınıyorum’’ dedi.