Diyarbakırda PKKya katılan kızlarıyla Irakın kuzeyindeki barınma alanlarında birçok kez görüştükleri ve giderken yanlarında çörek, börek gibi yiyecekler götürdükleri iddiasıyla 10ar yıl hapisle cezalandırılan 63 yaşındaki Zinet Pamukçi ile 68 yaşındaki eşi Yakup Pamukçiye verilen mahkmiyet kararını delliller inandırıcı değil diyerek esastan bozdu.
Diyarbakırda PKKnın dağ kadrosuna katılan Meryem Pamukçi, Irakın kuzeyindeki barınma alanlarına götürüldü. Bunu öğrenen anne ve babası, kızlarını ikna edip geri getirmek için harekete geçti. İkili, pasaport kayıtlarına göre 2009-2015 yılları arasında Şırnakın Silopi İlçesindeki Habur Sınır Kapısından yasal yollarla 38 kez Iraka giriş-çıkış yaptı
Karı, koca her defasında eli boş döndü. Terör kamplarında kızları ve diğer örgüt üyeleriyle birlikte çekildikleri fotoğrafları da hatıra olarak beraberlerinde getirdiler.
Kızları 1 Ağustos 2016 günü Şırnakın İdil İlçesindeki Cehennem deresinde düzenlenen operasyonda 12 örgüt üyesiyle birlikte öldürüldü.
Kızlarını ikna edemeyen anne ve baba cenaze defin işleminden sonra terör örgütüne müzahir yayın organlarına yaptıkları açıklamalar üzerine gözaltına alındılar.
Evlerinde yapılan aramada kızlarının dağda çekilen fotoğrafları delil kabul edilerek örgütte kuryelik yaptıkları, kızlarının mezar taşına Şehit yazdırdıkları, kampa gidiş ve gelişlerinde çörek ve börek gibi yiyecekler götürdükleri, yemek pişirirken fotoğraf çektirdikleri için tutuklanıp haklarında Terör örgütü üyesi olmak suçundan dava açıldı.
POLİSİN BİLGİSİ DAHİLİNDE KAMPA GİTTİK
Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan baba Yakup Pamukçu, şöyle konuştu:
-Kızımı terör örgütünden kurtarabilmek için emniyete başvurmuştuk. O ele geçirdiğimiz dedikleri fotoğrafları ben kendim emniyete teslim ettim. 3 ay sonra beni çağırdılar.
-Kızından haber alabildin mi? dediler. Ben de alamadığımı söyledim. Kızımı terör örgütünden kurtarmak için eşimle çok uğraştık.
-Emniyetin bilgisi ve gözetiminde kızımı kurtarmak istedim. Annesi her akşam fotoğrafına bakarak ağlıyordu.
-çok çabaladım, ancak başarılı olamadım. Kızımı görmek için Mahmur Mülteci Kampına gidiyorduk, telefon açıp çağırıyorlardı. Kızım geldiğinde yanında iki kadın terörist oluyordu.
-Rahat konuşmamıza izin vermiyorlardı. Öyle her istediğimizde kızımızı göremiyorduk. Toplamda 3 kez görüşebildik. Ankaradaki TEM büro amiri de beni tanıyordu.
-Kuryelik yaptığım doğru değil. Diyarbakıra dönerken bir terörist ailesine verilmek üzere bana mektup vermek istedi, ben almadım. Bu durumu da emniyetteki ifademde de kendim belirttim.
-Sosyal medyada ve örgüt yayınlarında bizim açıklamamız gibi verilen görüşler de doğru değildir. Suçsuzum.
POLİS BİZE GİDİN KIZINIZI BULUN, İKNA EDİN GETİRİN DEDİ
Anne Zinet Pamukçi de, kızının okula gittikten sonra bir daha geri dönmediğini belirterek, şöyle konuştu:
-Sabah evden çıktı. Kalbime sanki bir bıçak saplandı, okula gittiğini söylediler. Telaşla okula gittim, kızım yoktu.
-Dershaneye gittiğimde orada da yoktu. Akşam emniyet bizi aradı ve kızımızın dağa götürüldüğünü söylediler. Bulalım, getirelim dedim ama kimse bize yardımcı olmadı. Emniyet bize Kızınızı bulun, getirin dedikten sonra defalarca Iraka gittik.
-Zahoda oturan bir adam vardı, o bizi kampa getirip, götürüyordu. Birçok kez göstermediler ve elimiz boş döndük.
-Görüştüğümüzde de diğer teröristler bize güvenmediği için yanımızda bizi dinliyordu ve her şeyi rahat konuşamıyorduk. Sonra kızımın ölüm haberini aldık. Gece sabahlara kadar ağlıyordum.
-Kim kızımın beynini yıkayıp, dağa götürdü bilmiyorum. Hangi anne evladı için zorlukları göze almaz.
-Ben kızımı geri getirmek için oralara kadar gittim, ama kızımı kurtaramadım. Sonra bir gazeteden geldiler.
-Okuma-yazma bilmediğim halde benim söylemediğim propaganda içeren sözleri gazeteye geçirmişler. Hepsi yalan, hepsi uydurmadır.
İKİSİNE DE 10AR YIL HAPİS TUTUKLULUĞA DEVAM KARARI
Mahkeme sanıkların evlerinde yapılan aramalarda örgüt içerikli şarkılar ve marşların bulunduğu dijital materyaller ile kızlarıyla ve diğer teröristlerle kampta çektirdikleri hatıra fotoğrafları da dikkate alındığında, örgüt ile irtibatlı oldukları, kuryelik yaptıklarını belirtti.
Mahkeme, örgüte müzahir yayın organlarına kızlarının ölümünden sonra demeç veren karı, kocanın silahlı terör örgütü üyesi oldukları suçunun sabit olduğu gerekçesiyle ikisini de 10ar yıl hapisle cezalandırıp hükmen tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Dosyayı inceleyen Bölge İstinaf Mahkemesi de kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verdi.
HAKKANİYETE UYGUN ADİL BİR CEZA DEĞİL çOK FAZLA
Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise Ağır Ceza Mahkemesi ile İstinaf kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün esastan bozulmasına oy birliğiyle karar verdi.
Yargıtay, örgüt üyesinin, örgüt amacını benimseyen, hiyerarşik yapısına dahil olan verilecek görevleri yerine getirip iradesini örgüt iradesine terk eden kişi olduğunu belirtti.
Yargıtay, örgüte katılan bir kişinin kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmesi gerektiğine dikkat çekerek sanık Yakup Pamukçinin örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp katılmadığına dair maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması gerektiğini vurguladı.
Yargıtay, orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi ve kasta dayalı kusurunun ağırlığı bağlamında, Yakup Pamukçinin örgütteki konumu, faaliyetlerinin nitelik süreklilik ve çeşitliliği ile faaliyet alanı gözetilerek hakkaniyete uygun adil bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, yerinde olmayan bir gerekçe ile fazla ceza tayin edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna hükmetti.
ANNE KIZ İLİŞKİSİ VE SOSYOLOJİK REALİTE VURGUSU
Yargıtay, anne Zinet Pamukçinin ise okuma-yazma bilmeyen ev hanımı olduğunu, evden kaçarak örgüte katılan kızlarını geri getirebilmek için örgüt kamplarına gittiğini, kızıyla burada hatıra fotoğrafı çektirdiğini belirtti.
Yargıtay, aralarındaki anne-kız ilişkileri ve sosyolojik realite nazara alındığında örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katıldığını ortaya koyan kesin ve inandırıcı yeterli delil elde edilemediği nazara alındığında, beraatına karar verilmesi gerekirken, delillerin hatalı değerlendirilmesiyle yerinde olmayan gerekçeye dayanılarak mahkmiyetine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunun altını çizdi.
Yargıtay anneyi tahliye ederken, babanın ise mahkmiyet hükmünü esastan bozarak dosyayı yerel mahkemeye iade etti. Yerel mahkeme de bozma kararı üzerine babayı tahliye etti.