Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İtalyanın Il Messaggero gazetesine, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Akar, Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesi ihtimaliyle ilgili soruya, Türkiyenin bölgesel, küresel barış ve istikrar için sorunların uluslararası hukuk, iyi komşuluk, karşılıklı iyi niyet ve saygı çerçevesinde, diyalog ve müzakere yoluyla, barışçıl yöntemlerle çözülebileceği inancıyla hareket ettiğini belirtti. Türkiyenin yaklaşımının ilk günden itibaren bu şekilde olduğunu vurgulayan Akar, Bu kapsamda NATO bünyesinde alınan tüm tedbir ve politikaları desteklerken çatışmanın başından bu yana aktif bir diplomasi de yürütüyoruz. Özellikle acil, hiç olmazsa insani ateşkes ve diplomatik bir çözüme odaklandık. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan liderliğinde Türkiyenin yürüttüğü çabaların en önemli sonuçlarından biri, tüm dünyayı tehdit eden gıda arzının yapılamamasından doğan krizin aşılmasına yönelik yardımlar oldu. Amacımız, çatışmanın başlamasının ardından iki tarafın ilk kez bir araya geldiği İstanbul sürecini devam ettirmektir diye konuştu.
Bakan Akar, Ukraynanın topraklarının tamamını telafi edemeyeceği yönündeki görüşler hatırlatılarak, Ukraynanın müzakere masasına oturma vaktinin gelip gelmediğine yönelik soru üzerine, Her zaman vurguladığımız üzere Ukraynanın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini tam olarak destekliyoruz dedi.
Ukrayna halkının ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiyin kararlarına saygı duyduklarını ifade eden Akar, Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi Savaşın kazananı, adil bir barışın da kaybedeni olmaz. çatışma ne kadar uzun sürerse her iki tarafın da yaralarını sarmak o kadar zorlaşacaktır. Aynı zamanda çatışmaların uzaması, yayılma riskini de artıracaktır diye konuştu.
KİLİT NOKTA, PKK VE YPGNİN AYNI ÖRGÜT OLDUĞUDUR
Akar, İstiklal Caddesinde 13 Kasımda 6 kişinin öldüğü, 81 kişinin yaralandığı bombalı saldırıyı kimin planlandığına yönelik soru üzerine, fail ve suç ortaklarının yakalandığını hatırlattı. Polisin dikkatli soruşturması ve şüphelilerin itiraflarının, saldırının PKK/YPG terör örgütü tarafından Suriyeden planlandığını açıkça ortaya koyduğunu belirten Akar, şu açıklamada bulundu:
AB, NATO ve ABD tarafından terör örgütü olarak tanınan PKK, uluslararası toplumu yanıltmak amacıyla farklı isimler altında faaliyet göstermektedir. Kilit nokta, PKK ve Suriyedeki uzantısı YPGnin tek ve aynı örgüt olduğudur. Ne yazık ki PKK/YPGnin Türkiyenin dört ayrı noktasında gerçekleştirdiği son saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu 14 sivil hayatını kaybetmiş ve 94 kişi de yaralanmıştır. Terör örgütü PKK/YPG, Türkiyenin huzur ve güvenliğini hedef almaktadır. Ülkemizin ve sınırlarımızın korunması için BM Şartının 51inci maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkımızı kullanmaktayız. Bunu yaparken de kimseden izin almamız söz konusu değildir. Dost ve müttefiklerimizden bu terör örgütüyle tüm bağlarını kesmelerini ve terör belasına karşı mücadelemizde bizimle samimi dayanışma ve iş birliği içinde olmalarını bekliyoruz.
Türkiyenin hedefinin sadece teröristler olduğunu vurgulayan Akar, Bizim ne Kürtlerle ne de başka bir etnik grupla sorunumuz var. Operasyonlarımız sadece teröristlere karşıdır. Bu konudaki yoğun dezenformasyon ve propagandaya rağmen, şu noktayı ısrarla vurguluyoruz: Nasıl DEAŞ İslamın ve Müslümanların temsilcisi değilse aynı şekilde ayrılıkçı terör örgütü PKK/YPG de Kürtlerin temsilcisi değildir ifadelerini kullandı.
Türkiyenin Suriye ve Iraktaki hedeflerine ilişkin soru üzerine Akar, Türkiyenin, Suriye halkı için diğer tüm ülkelerden daha fazlasını yaptığına dikkat çekti. Bunu Avrupalı müttefikler başta olmak üzere tüm dünyanın bildiğini belirten Akar, savaştan kaçan Suriyelileri Türkiyenin misafir ettiğini hatırlattı.
TÜRKİYENİN SON ENGEL OLDUĞUNU AKLINIZDAN çIKARMAYIN
Türkiyenin daima uluslararası hukuka, tüm komşularının toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı duyduğunu vurgulayan Bakan Akar, Ancak ülkemizin güvenliğini sağlamak için her türlü adımı atmakta kararlı olduğumuzun da bilinmesi gerek. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri, DEAŞa karşı sahada göğüs göğse mücadele eden ve en radikal teröristlerinden 4 bin 500ünü etkisiz hale getiren tek ordudur. Ayrıca, 9 bin 500 yabancı teröristi Türkiyeden sınır dışı ettik ve 100 binden fazlasının da ülkemize girişini engelledik. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğanın da ifade ettiği üzere vatanımıza, halkımıza, sınırlarımıza ve güvenlik güçlerimize saldıran terör örgütlerini etkisiz hale getirmek için gerekli tüm tedbirleri alacağız. Bir NATO müttefiki olarak Türkiyenin Avrupa ile terörizm ve mülteci akını arasındaki son engel olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın açıklamasında bulundu.
Türkiyenin son dönemde yerli savunma sanayisindeki gelişmelere dikkat çekilerek, Bu, NATO açısından iyi mi, yoksa kötü bir haber mi denilmesi üzerine Akar, 70 yıldır güçlü ve güvenilir bir müttefik olarak Türkiye, transatlantik güvenliğe her zaman hayati katkılarda bulunmuştur. Türkiye, tarihin en başarılı ittifakı olan NATOnun merkezinde yer almakta, tüm değerlerini ve sorumluluklarını paylaşmakta ve yerine getirmektedir dedi.
KISITLAMALARIN KALDIRILMASINI BEKLİYORUZ
Sürekli gelişen ve öngörülemeyen güvenlik ortamının güçlü bir yerli savunma sanayii gerektirdiğine vurgu yapan Akar, şöyle devam etti:
Hiç şüphesiz, gelişmiş ulusal savunma yeteneklerine sahip olmak NATOnun da gücünü artırmaktadır. Müttefikler olarak kuvvetlerimiz ne kadar güçlü olursa NATOnun da kolektif olarak o kadar güçlü olacağı aşikardır. Bu nedenle İtalya da dahil olmak üzere müttefiklerimizle savunma teknolojisi ve ürün geliştirme konularında iş birliğine büyük önem veriyoruz. Tercihimiz her zaman ve her şeyden önce müttefiklerimizle iş birliği yapmaktır. Ancak, ne yazık ki bazı müttefiklerimizin savunma sanayisi iş birliğine getirdiği ve sadece Türkiyeyi değil, ittifakı da olumsuz etkileyen haksız kısıtlamalarıyla karşı karşıyayız. Tüm bu kısıtlamaların kaldırılmasını bekliyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni arasındaki görüşmede SAMP-T savunma sistemlerinin de ele alındığı belirtilerek, Bu alanda ve daha genel anlamda tüm Akdeniz alanının güvenliği alanında İtalya-Türkiye iş birliği ne durumda denilmesi üzerine Akar, Türkiye ve İtalyanın, NATOnun güney kanadındaki iki önemli müttefik olarak uzun zamandır ortak geleneklere, değerlere ve ortak bir Akdeniz kültürüne sahip olduğunu söyledi.
Türkiye ve İtalyanın 2007den bu yana stratejik ortak olduğunu anımsatan Akar, İş birliğimiz ve ikili ilişkilerimiz savunma, ticaret, eğitim ve sağlık gibi hemen her alanda gün geçtikçe daha da gelişmektedir. SAMP-T Hava Savunma Sistemi projesini kesinlikle hızlandırmak istiyoruz. Ayrıca, sahada test edilmiş Türk savunma sanayisi ürünleri, ikili iş birliği için yeni fırsatlar sunuyor. İtalyanın önceki Savunma Bakanı Lorenzo Guerini ile yakın çalıştım ve halihazırdaki Savunma Bakanı Guido Crosetto ile bu ilişkiyi daha da geliştirmeyi dört gözle bekliyorum açıklamalarında bulundu.