Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, geçen hafta kalp krizi geçiren babasını ziyaret için Diyarbakıra götürülmesi hakkında Bunun sadece Cumhurbaşkanının onayıyla yapılabileceğini bilecek kadar deneyimliyim dedi.
AKPnin Kürt oyları olmadan seçimde başarılı olamayacağını herkes biliyor. Bu nedenle bazı hamleler yapması normal. Asıl anormal olan, hiçbir hamle yapmaya cesareti olmayanların tutumudur ifadelerini kullanan Demirtaş, Bunca yaşananlar hafızalarda henüz canlıyken, haksızlıklar ve hukuksuzluklar artarak devam ederken beni değil jetle Diyarbakıra, mekikle Marsa da götürseler durum değişmez diye konuştu.
Halk TV yazarı İsmail Saymazın sorularını avukatları aracılığıyla cezaevinden yanıtlayan Demirtaş, Sonuçta insani bir durumdu, altından büyük siyasi mesajlar çıkarmak doğru değil. Unutulmasın ki, biz altı yıldır suçsuz yere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına rağmen ailemizden binlerce kilometre ötede, 12 metrekarelik bir hücrede tutuluyoruz ifadelerini kullandı.
Demirtaşın yanıtları şöyle:
Babanızı ziyaret etmenize izin verilmesini bekliyor muydunuz? Babanızın, annenizin ve eşinizin ziyaretten haberi var mıydı?
Cezaevi Müdürlüğüne bizzat ben dilekçeyle başvuru yaptım. Babamın sağlık durumunu ve hayati tehlike taşıdığını gösteren sağlık kurulu raporunu da ekledim. Ancak izin verilip verilmeyeceğinden emin değildim.
Geçen yıl da iki defa annem için benzer başvuruyu yapmıştım, ekinde sağlık kurulu raporu olmadığı gerekçesiyle talebim reddedilmişti. Annemin hayati tehlikesi olmasına rağmen doktorlar rapor vermeye bile çekiniyorlardı açıkçası.
Başvuru yaptığımda ailemin ve avukatlarımın haberi vardı ama izin verildiği bilgisi 23.15te bana iletildi. O saatten sonra avukat görüşüne de artık izin verilmiyordu.
Dolayısıyla avukatlarımın ve ailemin o anda haberi olmadı. Zaten 23.45te cezaevinden çıkarıldım ve yola koyulduk.
Ziyaretiniz nasıl geçti?
Ziyaretim toplam 45 dakika sürdü. Babamla 30 dakika görüştüm. Onun için de benim için de moral oldu. Kalbindeki dört damar tıkanmış, ameliyat öneriliyor. 15 dakika kadar da doktorlarla babamın sağlık durumu hakkında beni bilgilendirdiler.
Yolculuğunuz ve ziyaretiniz hakkında biraz ayrıntı verebilir misiniz?
Güvenlik nedeniyle bana da seyahat hakkında bilgi verilmedi. Edirneden çorlu Havaalanına helikopterle, oradan da küçük bir uçakla Diyarbakıra götürüldüm. Uçak da helikopter de 4 Kasım 2016da ilk tutuklandığımızda Figen Hanım ile ikimizi Diyarbakırdan Kandıra ve Edirne cezaevlerine getiren uçak ve helikopterdi.
çok yoğun güvenlik önlemi alınmıştı. Sanırım 50 araçlık güvenlik konvoyuyla havaalanında hastaneye götürülüp getirildim.
Kimileri size jest yapıldığını iddia ediyor. Bu bir jest midir?
Galiba özel durumum nedeniyle böylesi bir güvenlik tedbiriyle götürüldüm. Yoksa aynı jesti ilk tutuklandığımızda da yapmışlardı. Kimse de Neden jetle ve helikopterle hapishaneye götürdünüz? diye sormadı.
Yani ortada jest değil, konumum nedeniyle ve güvenlik hassasiyetiyle bir zorunluluk vardı sanırım.
İzin verilmeyebilirdi de tabii. Bunun da sadece Cumhurbaşkanının onayıyla yapılabileceğini bilecek kadar deneyimliyim.
Sonuçta insani bir durumdu, altından büyük siyasi mesajlar çıkarmak doğru değil. Unutulmasın ki, biz altı yıldır suçsuz yere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına rağmen ailemizden binlerce kilometre ötede, 12 metrekarelik bir hücrede tutuluyoruz.
Bence sorgulanması gereken budur. Yoksa insani tavra karşı benim de tavrım saygı çerçevesindedir.
Aysel Tuğlukun bırakılması, Kobani davasında tahliye, AK Partinin HDPyi ziyareti ve sizin Diyarbakır yolculuğunuz üst üste geldi. Bunlar birer tesadüf müdür? Yoksa AK Partinin Kürtlere ve HDP seçmenlerine yönelik bir başka hesabından söz edebilir miyiz?
Herhalde babam, kalp krizini özellikle bu döneme denk getirmedi. Dolayısıyla bu saydıklarınız arasında benim durumum biraz tesadüf oldu.
Öte yandan AKPnin Kürt oyları olmadan seçimde başarılı olamayacağını herkes biliyor. Bu nedenle bazı hamleler yapması normal. Asıl anormal olan, hiçbir hamle yapmaya cesareti olmayanların tutumudur.
Bunca yaşananlar hafızalarda henüz canlıyken, haksızlıklar ve hukuksuzluklar artarak devam ederken beni değil jetle Diyarbakıra, mekikle Marsa da götürseler durum değişmez.
HDPnin desteği demokrasiye, özgürlüklere ve onurlu barışa olacaktır. Bunun için iki ittifakın da çok daha ciddi ve kayda değer hamleler yapmasını, somut adımlar atmasını beklemek bizim ve seçmenimizin hakkı ve beklentisidir. Bu adımlar ilkeli ve samimi olursa bundan tüm Türkiye kazançlı çıkar.