12 Eylül askeri darbesi döneminde Diyarbakr Askeri Cezaevi koullarna dair Djwar ve Ölümden Kalma/Diyarbakr Cezaevinden Mektuplar kitaplarn yazan, iki dönem milletvekillii görevinin ardndan halen AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelii görevini sürdüren Orhan Mirolu, o döneme dair tanklklarn anlatt.
çocukluunun bir ksmnn Mardin Midyatta geçtiini söyleyen Mirolu, Benim büyük dedem, ura Reisi, Midyatta. 1860l yllardan bahsediyoruz. Böyle bir gelenek var. Milletvekillii her zaman olmu bizim ailemizde. Demokrat Partiden Reit Kemal Timurolu amcazademiz. Böyle bir politik ortam içinde büyüdüm. Day tarafm, 49lar yaam bir aile. Yine eyh Sait döneminde madur olmu bir aile, birçok bireyini kaybetmi bir aile. diyerek, politikayla tanmasnn çok küçük yalarda olduunu dile getirdi.
Türkiye Petrolleri çalanlarnn oturduu, Site diye anlan bir mahallede ortaokul yllarnn geçtiini belirten Mirolu, Bu sitede sinemadan tutun da kütüphaneye kadar her ey vard ve hayatmn ilk filmini orada izledim. çok zengin bir kütüphanesi vard ve ortaokulu bitirdiimde klasiklerin yüzde 70-80ini bitirmitim. O yllardan balayarak edebiyata dair bir merak, tankln kada, kelimelere dökmek, böyle bir çocukluk ve gençlik dönemi... Daha sonra Diyarbakr... Diyarbakr Eitim Enstitüsü Türk Dili Edebiyat, 79-80 aras yani, Türkiyenin 12 Eylüle gittii dönem. 79da ilk skyönetim, bata Diyarbakrda... ifadelerini kulland.
Mirolu, politikaya ilgisinin edebiyat merakyla baladn söyleyerek, Biraz da okumayla ilgili bir eydi, yaadn corafyay tanmak, bilmek, kefetmek, onun dnda gelecee dair bir fikir sahibi olmak, okuma merak siyasete dönütü, benim hayatmda diyebilirim. Siyaset yapma da bizim için o dönem, öyle bir eydi; dernekler vard üniversiteli yllarmzda, liseli yllarmzda. O derneklerde gençler bir araya gelirlerdi ve hiçbir ekilde iddet, terör, böyle deil ama tamamen kültürel fikirler paylalrd. O kültürel fikirlerde de tabii sol literatür, sol yaklamlar öne çkard. çünkü Türkiye o dönemde sa ve sol fikirlerin bir bakma yart hatta bu fikirler nedeniyle kan döküldüü bir süreçten geçiyordu. dedi.
- PKKya kadar Dou, Güneydouda sa-sol çatmas yoktu
1980 öncesinde, Dou ve Güneydou illerinde sa-sol çatmasnn çok yaanmadn aktaran Mirolu, sözlerine öyle devam etti:
PKKnn tarih sahnesine çkt döneme kadar, Dou, Güneydouda Batdaki ehirlerde olduu gibi bir sa-sol çatmas yoktu aslnda. Bu, daha ziyade PKK ile balayan bir süreç oldu. Nispeten Dou-Güneydouda huzurlu bir ortam vard diyebilirim. Mesela lise yllarmzda ya da üniversiteye ilk adm attmz dönemde Ankaraya gelirdik ve Ankarada ehrin mekansal olarak bölündüünü görürdük. Bahçelievlere gitmeyin, Bahçelievlerde ülkücüler hakim derlerdi. Cebeci tarafnda, solcular hakim... Böyle bir bölünme vard ama bu bölünme Dou, Güneydou ehirlerinde yoktu. Ne zaman balad? Büyük oranda PKKnn silahl eylemleriyle, bakalarna yönelttii terör ve iddet eylemleriyle balad. Büyük airetleri hedef ald önce. Urfada Bucaklar, Batmanda Ramanlar gibi -ki benim daylarm olur Ramanllar- bu ekilde balad orada hikaye ve birden bire müthi bir iddet atmosferine, terör atmosferine sürüklendi Türkiye.
- yi ki Türkiyeyi terk etmemiim
Diyarbakr Eitim Enstitüsünden mezun olduktan sonra öretmenlie Nazillinin Atça Kasabasnda baladn daha sonra Diyarbakr Ticaret Lisesine tayin olduunu dile getiren Mirolu, unlar söyledi:
Okuldan alndm bir gün ve aln o aln... Tabii arandmz söyleniyordu ama dorusu insan yapt eylerin kötü bir ey olduuna inand için ben öyle inanyordum. Evet memlekette darbe olmu, skyönetim ilan edilmi, faizan bir döneme giriyor Türkiye, duyuyoruz. Gençlik yllarmzda okuduumuz kitaplarda faizmin nasl bir ey olduunu, kitaplardan öreniyoruz ama pratik bir deneyimimiz yok. Ne yapmz? Hiçbir eylemimiz yok. iddet meyilli deiliz, terör meyilli hiç deiliz. Sadece kültürel amaçl birtakm derneklerde görev almz. Bu insan korkutan bir ey deil. Dolaysyla ben birçok insann yapt gibi diyelim ülkeyi terk etmeyi hiçbir zaman bir seçenek olarak düünmedim. 12 Eylülden sonra bile düünmedim. çünkü kendimi bir suçlu gibi hissetmiyordum.
- Örencilerim de ikence gördü
Snfta gözaltna alndn dile getiren Mirolu, sözlerini öyle sürdürdü:
Benimle örencilerim de alnd. Bir kütüphane kurulmutu okulda. Örencilerle orada kitap tartrz, kitap okuruz vesaire çok iyi ilikilerimiz vard. Bir öretmen-örenci ilikisinden ziyade bir aabey-karde ilikisi gibi. Zaten herhalde bir 5-6 ya büyüktüm onlardan. Aramzdaki ya fark o kadard. Dolaysyla iyi bir iliki söz konusuydu ve ihbar edenler bizi, o örencilerimi de ihbar etmilerdi. Daha sonra onlar gözaltnda gerçekten ikence gördüler. Hiç hak etmedikleri bir muamele gördüler ama tabii herhangi bir suçlar filan olmad için tahliye oldular. Gözaltnda serbest kaldlar. Biri hariç... O da sonra serbest kald. Ben bir gruptan aranyordum. Kemal Burkayn liderliini yapt bir hareketti bu ve ite o arama nedeniyle bizi okuldan alanlar, benim hala nasl oluyor da Türkiyede kaldma ayorlard. Biz seni Avrupaya gitmi ya da Ortadounun herhangi bir ülkesine gitmi gibi düünüyorduk. diyorlard. Ben de diyordum ki Yurt dna gidecek ne yaptm ki ben? Ben bu ülkede kalmak istiyorum ve imdi geriye dönüp baktm zaman iyi ki Türkiyeyi terk etmemiim diyordum. Bedeli neyse ödedim. Türkiyeyi terk eden benim kuamdan birçok insan Avrupann varolarnda, yitik bir kuak haline geldi. Öyle bir ey olmay istemezdim dorusu. Evet 4 yl, sürekli ikence, psikolojik, fiziki, maddi, manevi ikence gördüm; ben ve birçok insan. imdi geriye dönüp, Ayn eyleri yaar msn? deseler, evet ayn eyi yaarm ama yurt dna gitmeyi de tercih etmem.
- 2-2,5 ay gözleri bal tutulduk
Mirolu, gözaltna alndktan sonra yaklak 3 ay ailesinin kendisinden hiç haber alamadn dile getirerek, Ocak ve mart aynn sonlarnda tutuklandm. 2-2,5 ay gözleri bal olarak Diyarbakrda Kurtolu denilen bir ikence merkezinde tutulduk. Aklnza gelebilecek hemen hemen her türlü ikence vard orada. Onlarn hepsini tabii ki ben oraya gelen herkes yaad bir biçimde. Oradan toplama merkezine yani ikence dönemi kapanp ifadeler alndktan sonra bu defa savcla çkarmak için yine bir yer vard Kurtolunda. Oraya gittiimizde bir deri bir kemiktik. Vücudumuz küçülmütü. nsanlar tanmada zorlanyorlard. Diyarbakr Cezaevine gittiimde bir hayli kilo vermi, annesinin bile tanyamayaca bir insan haline gelmitim. lk görümemizde annem Diyarbakr Cezaevine geldi beni görmeye. Babama sordu Bu Orhan mdr diye? Kürtçe yasakt zaten, önce Kürtçe konutu, sonra gardiyanlar müdahale edince Arapça da biliyordu benim annem, Arapça bu defa Bu Orhan mdr? dedi. Babam da Evet Behiye dedi. Annem yld, kald. Beni tanmada zorluk çekti. ifadelerini kulland.
Kitaplarnda aktard ikencelerin tümünün Diyarbakr Cezaevinde yaandn belirten Mirolu, öyle devam etti:
14-15 yandaki çocuklara çocuk kouu vard ve o çocuk kouunda da akl almaz iler yaplyordu. 60a yakn mar ezberlemiti herkes. çplak havalandrlmaya çkarlmak, buzlarn üzerinde süründürülmek, her gün copla tecavüze uramak. Aklnza gelebilecek çok kaba, çok insan onurunu yerle bir eden uygulamalard. Maddi ve manevi olarak bir kiiliksizletirme, bir kiilik katli gibi düünebilirsiniz. Nitekim bu iin bandaki ç Güvenlik Amiri Yüzba Esat Oktay (Yldran), bunu sürekli söylüyordu. Toplu konumalar yapyordu ve o konumalar hücrelerden, koulardan dinlerdik. Hep unu söylerdi, Size öyle bir program uygulayacam ki buradan çktnz zaman kendinizi tanyamayacaksnz. Gerçekten de böyle oldu. Sonra ne oldu? O kendini tanyamayan birçok insan, 90l yllarda JTEMin bölgedeki faaliyetleriyle bulutu ve 400-500e yakn JTEM saflarnda bu defa insan öldürmeye baladlar. Birçok faili meçhul cinayetin ilenmesinde aslnda sonraki dönemde o Diyarbakr Cezaevinde samimi itirafç olan birçok kii, bu defa faili meçhul cinayetlerin sada, solda ilenmesinde tetikçi olarak, planlayc olarak da bazen kullanldlar. Böyle bir süreklilii var.
- Diyarbakr Cezaevini, planlamadan hayata geçirmek mümkün deil
Diyarbakr Cezaevinin özel olarak seçildiini ve ikencelerin planlandn savunan Mirolu, Diyarbakr Cezaevinin özel olarak seçilmesini, Kürt meselesindeki tercihe balyorum. Demokratik mecrada giden bir hareket. Bildiiniz bölgenin kalknmasyla ilgili, kültürel haklaryla ilgili, Kürt dilinin kabulüyle ilgili, AK Partinin reform sürecinde düzelen inkar gibi meseleler, vesaire onlara kar gayet demokratik merkezli siyasi alan da bu ekilde düünen çeitli gruplarn çalmalar... Tam da bu dönemde iddet ve terör uygulayarak bir grup geldi, bütün bu ortam resmen bloke etti. Bu grubun en çok o zaman bilinen ad kimisi için Apocular deniyordu, Abdullah Öcalann isminden yola çkarak, kimisi için Ulusal Kurtuluçular deniyordu ama bildiiniz PKK... Dolaysyla 12 Eylül, bu harekete bir süreklilik kazandrd. Bunu Abdullah Öcalan da birkaç defa ifade etmitir, Diyarbakr Cezaevi olmasayd biz de olmayacaktk demiti. diye konutu.
Mirolu, 12 Eylülün bölgede çözülmekte olan feodal yaplar yeniden güçlendirdiine dikkati çekerek, Diyarbakr Cezaevini, planlamadan hayata geçirmek hiçbir ekilde mümkün deil. Zaten insan haklar örgütlerinin çeitli raporlarnda da görürüz Diyarbakr Cezaevi, dünyann en mehur 11 cezaevi arasnda saylyor. Yani mesela bu, 11 cezaevi arasnda Mamak, Metris yok. çünkü buralar için özel bir planlama söz konusu deil. Tabii ki burada yine askeri dönemin getirdii zorluklar, ikenceler vesaire falan var ama buradan çkan insanlar, silah alp daa gitsinler gibi bir mantkla hareket edilmedi, ne Metriste ne de Mamakta ama Diyarbakr Cezaevi, adeta burada yaayan hiç kimse çkp normal hayata gitmesin, Bekaada zaten tezgah kurulmu, Diyarbakr Cezaevinden çkanlar soluu Bekaada alsn diye yapld, düzenlendi. Bir taammüd vard, devletin içerisindeki bir grup bunu gerçekletirdi ve hala sonuçlaryla urayor Türkiye. deerlendirmesinde bulundu.
Turgut Özaln Babakanl döneminde çkan yasayla kendisi ve benzer durumdaki kiilerin serbest kaldn hatrlatan Mirolu, Cezaevinden çktnzda insanlar bu kadar ikenceden sonra topluma adapte olamayacanz düünerek bakyorlard. Bu tabii ciddi bir problem yaratyor. Eer siz bilinçle bu dünyaya bakan, topluma, yaad artlara bakan birisi deilseniz çok büyük bir psikolojik travmalar yaayabilirsiniz. çok ükür, ben, tabii ki çok travmatik bir dönemdi ama bu travmatik dönemi en az travmayla atlatm insanlardan biriyim. Bunun en önemli sebebi de yazmaya meyletmem. Yazmak çünkü rahatlatr, paylamak rahatlatr. Ben Türkiye kamuoyuyla yaadklarm, en üst düzeyde, en geni manada paylam insanlardan biriyim. Belki de tekiyim. ifadelerini kulland.
- Meclisteki çalmann kaybolmamas lazm
Mecliste nsan Haklar Komisyonu içinde Diyarbakr Cezaeviyle Yüzleme Komisyonunda bakanl yürüttüünü ve 2 yllk bir çalma gerçekletirdiklerini aktaran Mirolu, Ben Komisyon Bakan olarak 50 sayfalk bir Diyarbakr Cezaevi Raporu yazdm. Bu iki yllk çalmann sonuçlarn aktardm bu raporda. Tam da ite bu raporu belki bu aylarda, Meclis açldnda kamuoyuna deklare etme gibi bir fikirle hareket ediyorken erken seçim karar alnd. Dolaysyla o çalma imdi, nsan Haklar Komisyonunda görev yapan arkadalarmza, bata Hakan çavuolu kardeimiz olmak üzere onlarla tekrar oturacaz, deerlendireceiz bu çalmann kaybolmamas lazm, mutlaka paylalmas lazm. dedi.
Mirolu, 12 Eylül döneminde ikence olaylarna karan kiilerin daha sonra bunu inkar yoluna gittiini ve hiçbir vicdani hesaplama yaamadklarn söyledi.
Komisyon toplantlarnda dinledikleri tanklarn arasnda Altan Tann babas Bedii Tann öldürülmesi olayyla ilgili ceza alan bir gardiyann da olduunu belirten Mirolu, Altan Tan kardeimizin babasnn katlinde rolü olmu bir insann komisyona gelmesi, hakikaten önemli bir admd, önemli bir eydi. Geldi, tabii ki suçu kabullendi mi? Hayr kabullenmedi. Orada o huzursuzluunu, o vicdan azabn diyelim, Komisyondaki bütün arkadalar gördük, ona tank olduk. dedi.
Eski gardiyan Mecliste misafir ettiini ve ayrlrken Senin için yapabileceim bir ey olursa beni ara dediini anlatan Mirolu, Görebildiim kadaryla durumu pek iyi deildi. Zannediyorum hayatn inaatlarda çalarak sürdüren bir insand. Bu insanlara ancak acnabilir ama tabii ki suçun da cezasz kalmamas lazm. O insanlar herkes kendi adna affedebilir ama toplum adna affedemezsiniz. kence gören herkes böyle düünmeyebilir ama gerçek bir yüzleme bugün Türkiyede ksasa ksas bir anlayla ya da bu dönemi siyasallatrarak bir siyaset malzemesi haline getirerek deil zannediyorum anlamaya çalarak, biraz da affetme duygusunu toplumun harekete geçirerek mümkün olabilir. Yoksa bugün geçmiin suçlarnn hesabn görmek, devasa davalar açmaktan geçmiyor. Belki baz insanlar böyle düünebilir ama böyle düünmüyorum. Ne olduyu bileceiz niye böyle olduyu bileceiz yeni kuaklarn böyle bir eyi yaamamas için elimizden geleni yapacaz. Filmini yapacaz, tiyatrosunu yapacaz, iirini yazacaz, romann yazacaz, siyasi olarak da tartacaz, sonuçlarn ama intikamc duygularla da hareket etmeyeceiz. Bu kötülüün ödüllendirilmesi deil kesinlikle. nsan toplumlarnn gelecee giden yolda, benimseyebilecekleri bir tavr. eklinde konutu.