Eroğlu:2-B, kangren olmuş bir mesele

''2014 yılı sonuna kadar ormanların tamamının tapusunun alınması talimatını verdim''

Haberler 19.04.2012 - 00:20 Son Güncelleme : 19.04.2012 - 00:20

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2-B meselesinin ’’kangren’’ haline geldiğini belirterek, ’’Ormanların tapusu olsaydı bu mesele olmazdı’’ dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda, kamuoyunda 2-B olarak adlandırılan orman vasfını yitirmiş Hazine arazilerinin satışını öngören kanun tasarısının ikinci bölümü üzerinde, Hükümet adına söz alan Eroğlu, 2-B meselesinin yıllardan beri çözümü için pek çok hükümetin uğraştığını ancak çözemediğini söyledi.

Kendisinin de bakan olduktan sonra sorunuz çözmek için kolları sıvadığını anlatan Eroğlu ’’Ancak gördüm ki meseleyi çözmek mümkün değil. 2-B kangren olmuş. Çünkü tespitler yapılmamış. 2-B sınırları belli değil. Kadastro ve tescil işlemleri yapılmamış. Önce altyapısını hazırlamak için Tapu Kadastro Kanunu’nda değişiklik yaptık’’ dedi.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü ve Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün gece gündüz çalışarak düzenlemeyi Meclis’e getirdiğini kaydeden Eroğlu, şöyle konuştu:

’’Meselenin çözülmesi gerekiyordu. Niye çözülmemiş? Sebebi, orman kadastrosu tamamlanmamış. Ayrıca ormanların tapusu yoktu. İlk defa biz gece gündüz çalışan orman kadastrosunun yüzde 90’ını tamamladık. Hatta ormanların tapusunu alınmasıyla alakalı çalışma yaparak, şu ana kadar 13,5 milyon hektar, yani yaklaşık yüzde 60’nın tapusunu aldık. 2014 yılı sonuna kadar ormanlarının tamamının tapusu alınacak diye talimat verdim. 2002 yılında yüzde 5’inin ancak kadastrosu yapılmışken, biz 2014 yılı sonuna kadar ormanların tamamının tapusunu alacağız. Eğer ormanların tapusu olsaydı, şu anda 2-B diye bir mesele olmayacaktı.’’

Türkiye’de 1972 yılında orman varlığı alanının 20,2 milyon hektar olduğunu, 2011 yılında bu rakamın 21,6 milyon hektara ulaştığını ifade eden Eroğlu, ’’936 milyon metreküp odun serveti, 2011 sonunda 1 milyar 400 milyon metreküpe ulaşmıştır. 4 yılda hedefimizi aştık. Yaklaşık 2 milyon hektarlık alanda ağaçlandırma ve orman ıslahı gerçekleştirik. 2014 sonunda hedeflenen 2,3 milyon hektarı aşarak 2,4 milyon hektarla hedefimizi aşmış olacağız’’ diye konuştu.

Eroğlu, fidan üretiminin 117 milyondan 519 milyona çıktığını, bu yıl 700 milyon fidan üretimi yapılması için talimat verdiğini dile getirerek, sadece açık alanları değil, karayollarını, köy yollarını, okul, hastane ve sağlık ocağı bahçelerini, ibadet yerlerini, mezarlıkları ağaçlandırdıklarını söyledi.

Milletvekillerinin bölüm üzerindeki sorularını da yanıtlayan Eroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na hafriyat döküm alanları verilmesine yönelik eleştirileri de yanıtladı. Eroğlu, ’’1996-2009 yılları arasında, tam 13 yılda biz sadece döküm alanlarından aldığımız miktar 30 milyon 150 bin lira. Ama bunun ağaçlandırılması, bakım, takip ve diğer hizmetler için 20 milyon 239 bin lira harcamışız, 13 yılda net ele geçen para 9 milyon 910 bin 336 lira’’ dedi.

Eroğlu, İstanbul’da 1996 yılından 2009 yılına kadar yaklaşık 48 ihale yapıldığını ve 72 milyon 788 bin metrekarelik alan tahsis edildiğini belirterek, ’’Halbuki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne daha az alan vermişiz. Verdiğimiz alan 2 milyon 416 bin metrekare. 1,5 yılda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Orman Genel Müdürlüğü kasasına giren miktar 29 milyon 373 bin lira. Belediyenin yapacağı işler var; bakım ve ağaçlandırma belediyenin mesuliyetinde. Geçmişte orman teşkilatı işini gücünü bırakmış hafriyat peşinde koşmuş, ben bunu yasakladım. Şu anda 13 yılda alınan paranın 3 katını biz bir yılda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden aldık. Ayrıca orman teşkilatı işine bakıyor’’ diye konuştu.

Eroğlu, yeğeni ile ilgili iddialar konusunda, ’’15 yıllık çevre mühendisi. Orada hafriyat dökümü ile alakası yok, tamamen çöp ve tıbbi atık denilen hastane atıklarıyla ilgili kısmın müdür vekil olarak görev yapıyor’’ dedi.

’’Günahımı alıyorsunuz’’

MHP’li bir milletvekilinin ’’Dışarıda makam arabanızı gördüm, çok güzel...Kirası çok yüksek’’ demesine Eroğlu, ’’O makam aracı bana ait değil. Dedikodu, demek ki günahımı alıyorsunuz. Benim makam aracım kiralık, çok eski. Eski arabayı kullanıyorum’’ dedi.

HES’lerin Türkiye için ’’olmazsa olmaz’’ olduğunu ifade eden Eroğlu, ’’Bunlar kendi milli kaynağımız, Bunların 30-40 yıl önce tamamlanması gerekirdi. Su akmış biz bakmışız. Bu HES’lerin yapılması lazım. Yanlış yapan olursa cezalandırıyoruz’’ diye konuştu.

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Bakan Eroğlu’nun, ’’Su akar Türk bakar’’ ifadesiyle ’’Türk ırkını aşağıladığını’’ iddia etti.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, dün İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, hakkında verdikleri gensoru görüşmeleri sırasında, ’’bir domuzun kesilirken fotoğrafını gösterdiğini’’ hatırlatarak, domuzun AK Parti iktidarı döneminde bir yönetmelik düzenlemesiyle ’’çiftlik hayvanı’’ olarak belirlendiğini iddia etti. Kaplan, ’’Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na sorsaydı, AK Parti hükümeti döneminde 87 domuz çiftliği kurduklarını kendileri göreceklerdi’’ dedi.

Tasarının görüşmeleri, ikinci bölüm üzerinde sürüyor.

AA

Ana Sayfaya Git